3. Hukuk Dairesi 2018/4490 E. , 2018/8704 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasındaki kiracılık sıfatının devam ettiğinin tespiti, muarazanın meni ve menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile aralarında 02.02.2009 başlangıç tarihli beş yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğunu, davalı tarafından gönderilen 31.12.2013 tarihli yazı ile sözleşmenin 9. maddesinin ihlal edildiğinden bahisle sözleşmenin feshedildiğini, sözleşmenin feshi akabinde gönderilen 29.01.2014 tarihli yazıda ise sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği gerekçesi ile cari yıl kira bedeli olan 41.218.71.-TL "nin tazminat olarak ödenmesinin talep edildiğini, tazminat isteminin hukuki olmadığını belirterek 02.02.2009 tarihli kira sözleşmesinin davalı kurum tarafından haksız olarak fesh edildiğinin tespiti ile haksız feshin iptaline ve muarazanın men"ine, davalı tarafından haksız feshe dayanarak usul ve yasaya aykırı talep edilen 41.218.71.-TL cari yıl tazminatının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı Hazine ile davacı arasında düzenlenen 02.02.2009 başlangıç tarihli beş yıl süreli kira sözleşmesi ile tarla vasfındaki taşınmazın davacıya kiraya verildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin 11.maddesinde " Kiracının taahhüdünü sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi hallerinde 2886 sayılı Kanunun 62. maddesine göre tebligat yapmaya gerek kalmaksızın idarece feshedilerek kesin teminatının gelir kaydedileceği ve cari yıl kira bedeli tazminatının tahsil edileceği" hususu kararlaştırılmıştır. Davalı idare tarafından gönderilen 31.12.2013 tarihli fesih yazısında; sözleşmenin 9. maddesinde" Kiracı, idarenin izni olmadan sözleşmenin bir kısmını veya tamamını devredemez, ortak alamaz, kiraya verilen yeri genişletemez, değiştiremez, amacı dışında kullanamaz." düzenlemesi mevcut olduğu halde idarenin izni olmadan ortak alarak kiralananın kullanıldığından bahisle sözleşmenin 27.12.2013 olur tarihli kararı ile feshedildiğinin, 15 gün içinde taşınmazın tahliye edilmesi hususunun bildirildiği görülmüştür.
./..
-2-
Sözleşmenin feshi durumunda davacının tazminat ile sorumlu tutulabilmesi için öncelikle feshin davalı idare yönünden haklı nedene dayanıyor olması gerekir. Kira akdinin sona erme sebeplerinden biri de akde aykırılık nedeniyle tahliye olup akdin feshinin biçim ve koşulları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 316. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, Türk Borçlar Kanunu’nun 316. maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak ve kiralananın bulunduğu taşınmazda oturan kişiler ile komşulara gerekli saygıyı göstermekle yükümlüdür. Kiracının bu yükümlülüğe aykırı davranması durumunda sözleşmeye aykırılık nedeniyle tahliyesine karar verilebilmesi için kiraya verenin konut ve çatılı işyeri kirasında kiracıya en az otuz gün süre vererek aykırılığın giderilmesini, aksi takdirde sözleşmeyi feshedeceğini yazılı olarak bildirmesi ve tanınan bu süre içerisinde de akde aykırılığın giderilmemiş olması gerekir. Diğer kira ilişkilerinde ise, kiraya veren, kiracıya önceden bir ihtarda bulunmaksızın, yazılı bir bildirimle sözleşmeyi hemen feshedebilir. Konut ve çatılı işyeri kirasında, kiracının kiralanana kasten ağır bir zarar vermesi, kiracıya verilecek sürenin yararsız olacağının anlaşılması veya kiracının bu yükümlülüğe aykırı davranışının kiraya veren veya aynı taşınmazda oturan kişiler ile komşular bakımından çekilmez olması durumlarında kiraya veren, yazılı bir bildirimle sözleşmeyi hemen feshedebilir.
Somut olayda; Akde aykırılık nedeniyle tahliye davası açma koşullarının bulunması durumunda bile mahkeme kararı ile tahliye ilamı alınmadığı sürece akdin sona erdiğinden söz edilemez. Bu itibarla davalı idarenin tek yanlı ve geçersiz olarak akdi feshetmesine dayanarak davacıdan tazminat isteyemeyeceği gözetilerek açılan davanın bu gerekçe ile kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değil ise de sonucu itibariyle doğru olan kabule ilişkin hüküm yönünden yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden, gerekçenin düzeltilerek onanması HUMK 438/7.maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme ilamının gerekçe kısmında yer alan "...Davacı kiracının yükümlülüklerini yerine getirmediği ve eski hale getirmeye ilişkin ihtarda 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu"nun 62. maddesi gereğince süreli ihtar yapılmadığından idarenin tek yönlü feshinin yerinde olmadığından davanın kabulüne " ifadesi gerekçe kısmından çıkartılarak yerine " ...aykırılık nedeniyle tahliye davası açma koşullarının bulunması durumunda bile mahkeme kararı ile tahliye ilamı alınmadığı sürece akdin sona erdiğinden söz edilemez. Bu itibarla davalı idarenin tek yanlı ve geçersiz olarak akdi feshetmesine dayanarak davacıdan tazminat isteyemeyeceği gözetilerek açılan davanın kabulüne ... " ifadesinin yazılması suretiyle hükmün gerekçesinin düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.09.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.
.........