MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasından da 22.07.2000 tarihinde yapılan üyelik devir sözleşmesiyle, kur"alar çekildikten sonra davalının kooperatif üyeliğini müvekkiline devredeceğinin kararlaştırıldığını, 21.04.2002 tarihli yönetim kurulu ve 04.08.2002 tarihli genel kurul kararları ile davalı gibi hem arsa sahibi hem de kooperatif üyesi olanların arsa bedellerinin, üyelik aidatlarından mahsup edilmesine karar verildiğini, o dönem kooperatif başkanı olan davalının da kendisi adına 25.04.2002 tarihli 16.915,00 TL bedelli 121 sayılı makbuz düzenlediğini, kur"aların çekilmesi ile sözleşme tarihi itibariyle üyeliğe bağlı tüm hak ve borçlar müvekkile geçtiği halde, davalının müvekkili aleyhine 16.915,00 TL bedelli arsa payı alacağına ilişkin icra takibi başlattığını, müvekkilinin itiraz etmesi üzerine ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/637 E., 2012/307 K. sayılı dosyasında görülen itirazın iptali davasında mahkemece, devir sözleşmesinin kur"aların çekilmesi ile sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren geçerli olduğu, davalının üyelik hakkı kalmadığı gözden kaçırılarak davanın kabulüne karar verildiğini, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/637 Esas ve 2012/307 Karar sayılı dosyası arasında bulunan 06.06.2008 tarihli heyet raporunda yer verilen tespitler ışığında; davalı tarafından düzenlenen 121 sayılı kooperatif makbuzunun ve bu makbuza dayalı olarak başlatılan icra takibinin müvekkili açısından hukuken borç doğuramayacağını ileri sürerek, makbuzla birlikte dayanak tutulduğu icra takibinin de iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu uyuşmazlık hakkında ,,, Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/637 E., 2012/307 K. sayılı dosyasında verilen karar nedeniyle kesin hüküm bulunduğunu, müvekkilinin dubleks konut üyeliğini devrettiğini, arsalar üzerindeki payının devretmediğini, talebin zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; iş bu dava ile ,,,. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/637 E., 2012/307 K. sayılı dosyasındaki davanın taraflarının ve dava konusunun aynı olduğu, kesinleşmiş mahkeme hükmünün davacı ..."i bağlayıcı olduğu, taraflar için kesin hüküm oluşturduğu gerekçesiyle, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine... 329/2 maddesi uyarınca hiçbir hakkı olmadığı daha önce defalarca alınmış ve kesinleşmiş yargı kararlarıyla sabit olan davacının takdiren 500,00 TL disiplin para cezasına mahkum edilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.