21. Hukuk Dairesi 2014/15464 E. , 2015/2548 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacılar ile davalılardan .... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi, davalılardan .... vekilince de duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici sebeplere, tarafların temyizinin kapsamına ve özellikle ölenin olayda hiç kusurunun bulunmadığının anlaşılıp davalılar arasındaki kusur dağılımının kendi aralarında görülmesi muhtemel rücu davasında yeniden değerlendirilmesinin mümkün bulunmasına göre davalı ... vekilinin tüm, davacılar vekili ile davalılardan .... vekilinin ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, 08.06.2002 tarihindeki iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece; davalı ... aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davalarının bu davalının araç maliki olarak kazada kusurunun bulunmaması gerekçesi ile reddine, davacı eş Şehriban"ın maddi tazminat istemi bakımından; Taleple bağlı kalınarak 105.673,47 TL maddi tazminattan davalı ... yönünden ıslah dilekçesi dikkate alınarak 40.031,96 TL"lik miktarın, diğer davalılar yönünden ise asıl dava ve birleşen dava talep miktarları dikkate alınarak 49.830,20 TL"lik miktarın iş kazası tarihi olan 08.06.2002 tarihinden itibaren yasal faiz oranı ile birlikte davalılar ...,
... ve davalı .... (Eski ünvanı ....)den belirtilen miktarlarla müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya dair talep ve dava hakkının saklı tutulmasına, Davacı çocuk ..."nın maddi tazminat istemi bakımından; Yargıtay bozma ilamı öncesi verilen kararı davacı temyiz etmediğinden davalılar lehine kazanılmış hak doğduğundan 9.947,60 TL maddi tazminattan 1.291,97 TL maddi tazminatın iş kazası tarihi olan 08.06.2002 tarihinden itibaren yasal faiz oranı ile birlikte davalılar ..., ... ve davalı .... (Eski ünvanı ....).den belirtilen miktarlarla müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,bu dava yönünden dava dilekçesinde talep edilen miktara göre fazlaya dair talebin reddine, Davacı çocuk ..."ın maddi tazminat istemi bakımından; Yargıtay bozma ilamı öncesi verilen kararı davacı temyiz etmediğinden davalılar lehine kazanılmış hak doğduğundan 3.363,36 TL maddi tazminattan 1.710,71 TL maddi tazminatın iş kazası tarihi olan 08/06/2002 tarihinden itibaren yasal faiz oranı ile birlikte davalılar ..., ... ve Tdavalı .... (Eski ünvanı ....)"den belirtilen miktarlarla müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, bu dava yönünden dava dilekçesinde talep edilen miktara göre davacının fazlaya dair isteminin reddine, Davacıların manevi tazminat istemleri bakımından; davacı eş ve çocuklar için 8.000,00"erTL, anne ve baba için ise 4.000,00"erTL manevi tazminatın iş kazası tarihi olan 08.06.2002 tarihinden itibaren yasal faiz oranı ile birlikte davalılar ..., ... ve ...."den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, davacı anne ve babanın manevi tazminata dair fazla istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden, ... işçilerinden olan davacılar yakını kazalı ..."nın 06.08.2002 tarihli trafik-iş kazasında yaşamını yitirdiği, anılan kazanın davalılardan ..."nın kullanımındaki servis aracının diğer davalı ... kullanımındaki araç ile çarpışması suretiyle meydana geldiği, bu kaza nedeniyle başlatılan ceza soruşturması neticesinde davalı ... ile ... aleyhine taksirle ölüme neden olmaktan ötürü kamu davası açıldığı, açılan ceza davası yargılaması sonunda davalı ... ile ...nin mahkumiyetine karar verilip bu kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, davalı ..."nın hem davalı ... kullanımındaki servis aracının ruhsat maliki hem de davalı şirket .... ile taşıma sözleşmesi yapılan dava dışı ...nin yetkilisi olduğu, 08.06.2002 tarihli yargılama konusu kaza sonrasında sigorta şirketlerince kazalının hak sahiplerine 18.000,00TL ödeme yapıldığı, hükme esas alınan hesap raporunda bu miktar ödemenin ödenme tarihinden yasal faiziyle hesaplanan tazminatlardan düşülerek neticeye varıldığı anlaşılmıştır.
Kural olarak tazminat alacaklısına yapılmış ödemenin bu miktar ile sınırlı olmak üzere bağlayıcılığı asıldır. Gerçek anlamda ödemeden söz edebilmek için ise yapılan ödemenin ifa amacını taşıması ayrıca tazmin edilecek miktar ile buna karşılık alınan meblağ arasında açık oransızlığın bulunmaması koşuldur. Ödemenin yapıldığı tarihteki verilerle hesaplanan tazminat ile ödenen miktar arasında açık oransızlığın bulunduğu durumlarda yapılan ödeme ancak kısmi ödeme makbuzu niteliğinde kabul edilebilir. Ödemenin ifa amacı taşımaması halinde ise tazminattan indirilmesi mümkün değildir.
Bunun yanında; 2918 sayılı Yasa"nın 85.maddesinde araç maliki ve işletenin, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 66.maddesinde (818 sayılı B.K"nun 55) ise adam çalıştıranın sorumluluğu düzenlenmiştir.
Her iki halde de yani gerek araç maliki ve işletenin ve gerekse istihdam edenin sorumluluğunun kusura dayalı sorumluluk olmadığı, işletenin sürücüsünün istihdam edenin de çalıştırdığı kişinin zarar doğurucu eylemlerinden sorumlu olacakları ortadadır.
Tüm bu açıklamalar sonrasında somut olayda; davalı ..."nın hem kazaya konu servis aracının maliki hemde bu servis aracının bağlı bulunduğu anlaşılan ..."nin yetkilisi olduğu gözetildiğinde bu davalının gerek araç maliki işleten, gerekse istihdam eden(adam çalıştıran) olarak kusursuz sorumluluğu tartışılmadan “kazada kusurunun bulunmadığı” gerekçesi ile aleyhine açılan davaların reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bunun yanında bozma sonrası alınıp hükme esas yapılan hesap raporunda da yanlış yöntem izlendiği anlaşılmaktadır. Zira bilirkişice yapılan bu hesaplamada davacıların güncel verilere göre tespit olunan zararından, 18.000,00TL"lik sigorta şirket ödemesinin (bu ödemeden hak sahiplerine düşen miktarların) ödenme zamanlarından başlayan yasal faiziyle birlikte düşülerek davacıların netice zararları hesaplanmıştır. Böylesi bir hesaplama yönteminin hakkaniyetli sonuç doğurmayacağı açık olup bu yönüyle maddi tazminat davaları bakımından bu raporun esas alınarak neticeye varılması da doğru görülmemiştir.
Yapılacak iş, öncelikle davacı eş ve çocukların maddi tazminat davaları bakımından, hak sahiplerine yargılama konusu trafik-iş kazası sonrasında sigorta şirketince yapılan ödeme tarihindeki verilere göre davacıların maddi zararlarını hesaplatarak sigorta şirketince yapılan bu ödemelerin davacılar zararını hangi oranlarda karşıladığını tespit etmek, sonrasında davacıların güncel verilere göre maddi zararlarını yeniden hesaplatıp bu güncel zararlardan sigorta şirketince yapılan ödeme oranında indirim ile neticeye varmaktır. Ayrıca davalı ..."nın gerek araç maliki işleten gerekse istihdam eden (adam çalıştıran) olarak kusursuz sorumluluğu ile varsa bu davalının sorumluluğunu ortadan kaldıran nedenleri karar yerinde etraflıca tartışıp yine taraflar yararına oluşan usuli kazanılmış hak durumunu da gözeterek yeni bir karar vermekten ibarettir.
O halde, davacılar vekili ile davalılardan .... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılar ile davalılardan ...."ne iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden ..."ya yükletilmesine, 16/02/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.