Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/21121
Karar No: 2018/8748
Karar Tarihi: 19.09.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/21121 Esas 2018/8748 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/21121 E.  ,  2018/8748 K.

    "İçtihat Metni"

    .....

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar; kendi adlarına kayıtlı olan ...... parsel sayılı taşınmazların adına kayıtlı olduğunu, davalı şirketin sorumluğunda bulunan elektrik direğinden çıkan kıvılcım nedeniyle 28.06.2014 tarihinde yangın çıktığını, yangın neticesinde meyve ağaçlarının zarar gördüğünü belirsiz alacak davalarının kabulü ile meydana gelen zararın tespiti ve şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 13.10.2015 tarihinde talebini 92.225,00 TL olarak ıslah etmiştir.
    Davalı; davanın husumetten reddi gerektiğini, davaya konu olayın yüklenici şirketin sorumluluk alanında gerçekleşmiş olduğunu, davanın yüklenici şirkete ihbar edilmesi gerektiğini, yangının şirkete ait saiklerden meydana geldiğinin ispatlanamadığını, nedensellik bağının kesilip kesilmediği konusunda araştırma yapılmadığını, olayın meydana gelmesinde şirkete kusur yüklenemeyeceğini ve illiyet bağının bulunmadığını, dava konusu yerin kime ait olduğu ve kim tarafından ekildiğinin tespiti gerektiğini, işin esasına girilecekse kaçınılmazlık ilkesinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece; 26.01.2015 tarihli ziraat bilirkişi raporunda, yangın sebebiyle oluşan net zarar miktarının 108.650,00 TL olarak belirlendiği, yangının havaların en sıcak olduğu olağanüstü hava şartlarında Haziran ayında meydana geldiği, elektrik hatlarının bakım ve onarımının düzenli olarak yapılmaması yanında kaçak elektrik kullanımının sürekli artması nedeniyle elektrik hatlarının fazla yüklenmesi, davacının muhtemel yangın olaylarına karşı gerekli tedbirleri almaması davalının kamu hizmeti gören bir kurum olduğu gözönüne alınarak B.K.nun 52/1.maddesi gereğince hesaplanan zarardan hatanın ağırlığına göre takdiren % 15 oranında indirim yapıldığı, davalı kurumun zarardan sorumlu olduğu miktarın 92.225,00 TL olarak tespit edildiği, taleple bağlılık ilkesi gereğince 92.225,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    .....
    1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-) Bilindiği üzere zarar, malvarlığında meydana gelen bir azalmayı yani eksilmeyi ifade eder. Bu eksilme, mal varlığının zarar verici eylemin işlenmesi sonucu içine düştüğü durum ile bu eylem olmasa idi mal varlığının bulunacak olduğu durum arasındaki farktan ibarettir. Nitekim tazminatın amacı da, mal varlığındaki eksilmenin giderilmesi ve onun eski duruma getirilmesinin sağlanmasıdır. Bir başka ifadeyle, tazminat miktarı hiçbir zaman gerçek zararı aşmamalıdır.
    Yerleşmiş Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere; meyveli ağaçların yaşamına son verilmesinden doğan zararın, bunların kaim değerinin tespiti suretiyle takdiri gerekmektedir. Bir ağacın kaim değerini bulmak için uygulanması gereken yöntem ise, ağaçların bulunduğu yerin ağaçlı değeri ile ağaçsız değeri arasındaki farkın tespiti ile bu farkın o yerde bulunan ağaç sayısına bölünmesi suretiyle gerçeğe en yakın zararın belirlenmesidir.
    Somut olayda mahkemece hükme esas alınan ziraat bilirkişi raporu incelendiğinde, yukarıda açıklanan yöntem uygulanmadan raporda 20-22 yaşlarındaki 155 adet badem ağacından oluşan toplam zarar bedelinin 108.500,00 TL olduğu belirtilmiş ise de, belirlenen bu zarar miktarının yukarıda ifade edildiği şekilde hesaplanmadığı, söz konusu badem ağaçları için yapılmış olan hasat, nakliye, gübreleme vb. masraflarının denetime elverişli şekilde raporda değerlendirilmediği, bu şekli ile de söz konusu raporun hükme esas alınabilecek nitelik ve yeterlilikte olmadığı kuşkusuzdur.
    3-) Dava dilekçesinde yangın nedeniyle zarar gören ağaçlar 7 adet dut, 20 adet elma, 13 adet nar, 20 adet incir, 2 adet ceviz, 1 adet badem, 20 adet armut, 7 adet asma ağacının tamamen yandığı belirtilerek bu hususta tespit ve zararın hesaplanılmasının istenildiği, 22.10.2014 tarihli yapılan keşif tutanağında da elektrik bilirkişisinin “taşınmazın üzerinde çeşitli meyve ağaçları ve bağ tevekleri olduğu, taşınmazın zeminindeki samanlıkların ve çalılıkların yanmış olduğu, taşınmazın üzerindeki ağaçların ve bağ teveklerinin de bazılarının yanmış olduğu ancak kısa süre önce yağan yağmurdan sonra teveklerde, ağaçlarda ve zemindeki otlarda yeşermeler olduğunun görüldüğünü” belirtilmesine rağmen mezkûr ziraat bilirkişi raporunda davaya konu edilen ağaçlar yönünden değerlendirme yapılmamış, 20-22 yaşlarında 155 adet badem ağacından oluşan toplam zarar bedeli hesaplanmıştır. Rapor bu haliyle hüküm vermeye yeterli değildir.
    Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda ifade edilen hususlar ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle, davaya konu edilen zararı net bir şekilde ortaya koyacak, yukarıda ifade edilen eksiklikleri giderir nitelik ve nicelikte alanında uzman ziraat bilirkişisinden rapor alınması suretiyle sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    .....



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi