17. Hukuk Dairesi 2015/10457 E. , 2018/5211 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; mahkemece hükme esas alınan kusur raporu talimat yoluyla ve tüm ceza dosyası belgeleri eklenmeksizin alınmış olup, desteğin ve kurs tüzel kişiliğinin sorumlu olup olmadığı, bu raporda irdelenmemiş olup, bu kusur raporunun hükme esas alınması doğru olmadığı, ceza yargılamasının sürdüğü ve cezai sorumlular belirlenmediğine göre ceza davasının sonucunun beklenmesi, yukarıda açıklanan kusur raporlarındaki çelişkilerin giderilmesi, olayda desteğin bölüşük kusuru bulunduğu, gözetilerek, tüm bu olguları değerlendiren ve olayın sorumlularını ve kusurlarını irdeleyip belirleyen bir kusur raporu alınarak, davanın sonuçlandırılması gereğine değinilmiştir.
Davalı vekili, kendilerine yüklenen kusuru kabul etmediklerini,... "ün ölümü nedeniyle sigortadan ödeme yapılıp emekli maaşı aldığını, istenilen tazminatların çok yüksek olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde; davanın ... yönünden kabulü ile, davacı ... için 17.500,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın ve davanın davacı ... yönünden kısmen kabulü ile 2.060,46 TL maddi, 7.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 36.560,46 TL tazminatın olay tarihi olan 03/11/2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacıların murisinin ölümü nedeni ile 6098 sayılı TBK m. 53 gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Yargıtayca bozulmasına karar verilen hususlar yönünden yeniden yapılan yargılamada, kesinleşen kısımlar hakkında hüküm kurulamaz. Yalnızca bozulan kısımlar hakkında inceleme yapılarak hüküm kurulması gerekir. Bozma ilamına uyulmakla, bozma ilamı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşur ve bozma ilamının gereğinin yerine getirilmesi gerekir.
Somut olayda, 13/10/2003 tarihli verilen hüküm ile davacı ... için 15.000.000.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının, 3.000.000.000 TL manevi tazminatın ve davacı ... için 2.000.000.000 TL manevi tazminatın ölüm tarihi olan 14/11/2001 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine; davacı ..."ün maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiş olup, maddi ve manevi tazminat talebi ile ilgili karara karşı davacılar temyiz yoluna başvurmadığına göre, hükmün bozma kapsamı dışında kalan yönleri, temyiz süresinin sona erdiği tarihte kesinleşmiştir.
Bu nedenle, bozmadan sonra, bozma kararının dışına çıkılarak ilk kararda hükmedilen, temyize konu edilmeyerek kesinleşen hususlar yönünden yeniden hüküm kurularak karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Mahkemece, bu husus dikkate alınmaksızın kesinleşen hususlar yönünden yeniden ve aleyhe olacak biçimde karar verilmesi doğru değildir.
Bozmadan önceki kararda destek tazminatı miktarı 15.000,00 TL olması ve tam kusur nazara alınmasına rağmen, Yargıtay bozma ilamının davalılar lehine olması, bozmadan sonra desteğin kusuru dikkate alınıp hesaplama yapılması ve bozmadan sonra hükme esas alınan bilirkişi raporunda gelirin yeni asgari ücret dikkate alınarak hesaplama yapılması gözetildiğinde, davalılar yararına usuli müktesep hakka aykırı olarak karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 17/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.