3. Hukuk Dairesi 2018/1092 E. , 2018/8759 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, iş hanında faaliyet gösteren davalıların abone olmadan fiilen su kullandıklarının tespit edildiğini, iş hanı yönetimi adına resen 21.03.2002 tarihinde ....kuyu aboneliği tesis edildiğini, 11.01.2008 tarihi itibariyle davalıların toplam 59.314,49 TL borcu bulunduğunu öne sürerek anılan bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı .........,davaya konu olan suyun binaya gelmeden önce kullanılmış ve daha sonrada taşınmadan önce kapatılmış olduğunu, bu tespitin .....tutanaklarında mevcut olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
Diğer davalılar davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Anılan karar Dairemizin 2014/2781 Esas, 2014/5359 Karar sayılı ve 03.04.2014 tarihli ilamı ile “Siyasi Partiler Kanunu"nun 71.maddesine göre, davalı olarak gösterilen parti ilçe başkanlıklarının hükmi şahsiyeti bulunmamakta olup, mahkemece davalı parti ilçe başkanlıkları yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekmektedir. Diğer davalılar yönünden ise, yargılama sırasında dava konusu iş yerinde kimin ve hangi tarihten itibaren faaliyette bulunduğu ilgili kurumlardan araştırılmadan eksik inceleme ile karar verilmiştir. Hal böyle olunca, mahkemece dava konusu iş yerinde davalıların faaliyette bulunup bulunmadıkları, faaliyette bulunmuş ise faaliyette bulunma tarih ve dönemlerinin .....muhtarlık ve ilgili diğer kurumlardan sorularak saptanması, öncelikle husumet sorunu çözümlendikten sonra davanın esasına yönelik hüküm
./..
-2-
oluşturulması, su kullanma fiilinin davalılar tarafından işlendiğinin tespiti halinde, dosyanın önceki bilirkişi dışında aralarında mühendis bilirkişilerin de bulunduğu üç kişiden oluşan heyete verilmesi, bilirkişi heyetinden davalıların faaliyet süresi içerisinde kullanabilecekleri su ve atık su miktarı ile bedellerinin denetime elverişli bir şekilde hesaplanması için rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra verilen 20.04.2017 tarihli son kararında; Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile ..... feragat nedeni ile davanın reddine, Davalı...... yönünden davanın pasif husumet nedeni ile reddine, Davalı .....yönünden davanın pasif husumet nedeni ile reddine, Davalı ... yönünden 7.414,29 TL"nin dava tarihinden itibaren ( asıl alacak ve teminat bedeli ile 1/8 hisse oranı ile ) işleyecek yasal faizin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı .....yönünden 7.414,29 TL"nin dava tarihinden itibaren ( asıl alacak ve teminat bedeli ile 1/8 hisse oranı ile ) işleyecek yasal faizin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm davalının aşağıdaki bent dışından kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalının vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davada haklı çıkan taraf lehine karşı taraf sadece tek vekalet ücreti ödemeye mahkum edilebilir. Somut olayda, mahkemece davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına karar verilmesi gerekirken her bir davalıdan ayrı ayrı alınmak üzere iki vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün 4. maddesinin bendinde yer alan “Davacı kendisinin vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 1.980,00 TL"nin davalı ..."den tahsili ile davacıya verilmesine” cümlesinin çıkarılmasına, hükmün 5.maddesinin A bendinde yer alan “Davacı kendisinin vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 1.980,00 TL"nin davalı..... kurumları Ltd. Şti.den tahsili ile davacıya verilmesine” cümlesinin çıkarılarak yerine “ Davacı kendisinin vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 1.980,00 TL"nin davalılar .... ve ..."den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine” cümlesinin eklenmesine hükmün davalı yararına düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde davacı için karar düzeltme yolu açık davalı için kapalı olmak üzere, 19.09.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
.....