3. Hukuk Dairesi 2018/839 E. , 2018/8761 K.
"İçtihat Metni".......
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 04.01.1996 tarihli mehir senediyle bağışlanan eşya ve ziynetlerin aynen teslimine, mümkün olmadığı takdirde dava tarihindeki bedelinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, boşanma davası derdest olduğu sürece eşya bedelinden doğan alacak davasının ikame edilemeyeceğini, davacının evi terk ederken ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile mehir senedinde yazılı olan ziynetler ile diğer eşyaların ve yine mehir senedinde mihri müeccel bedeli olarak belirlenen 100 gr. altının aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde ise değerleri karşılığı olan 20.012,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Anılan karar Dairemizin 2015/12919 Esas, 2016/7398 Karar sayılı ve10.05.2016 tarihli ilamı ile “Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafın dava dilekçesinde, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmaksızın tek tek saydığı eşyalardan, 2 adet halı için 500,00 TL, 2 adet pencerelik tül perde için 300,00 TL, 2 adet yün sire yorgan için 100,00 TL, 12 adet kırlent için 30,00 TL ve 3 adet masa örtüsü için 50,00 TL talepte bulunmuş olduğu, buna karşın mahkemece, bu eşya bedelleri hakkında davacının talebi aşılarak talepten fazlaya (2 adet halı için 600,00 TL, 2 adet pencerelik tül perde için 500,00 TL, 2 adet yün sire yorgan için 200,00 TL, 12 adet kırlent için 50,00 TL ve 3 adet masa örtüsü için 60,00 TL) karar verildiği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, dava dilekçesinde tek tek sayılan eşya bedelleri konusunda taleple sınırlı olarak hüküm kurulması gerekirken, taleple bağlılık kuralına aykırı olarak şekilde talep aşılarak, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
.......
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra verilen 01.02.2017 tarihli son kararında; davanın kısmen kabulü ile mehir senedinde yazılı olan ziynetler ile diğer eşyaların ve yine mehir senedinde mihri müeccel bedeli olarak belirlenen 100 gr. Altının aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde ise değerleri karşılığı olan 20.012,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, ziynet alacağı talebine ilişkindir.
Bilindiği üzere, mahkemece verilen kısa karar (hüküm), bir davayı esastan çözümleyen ve uyuşmazlığı sona erdiren nihai kararlardandır. Bu kararla, mahkeme davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur. Bu aşamada yapılması zorunlu iş; gerekçeli kararı, kısa karar doğrultusunda ve yasal gerekçeleriyle birlikte hakimin yazmasından ibarettir. Eş söyleyişle, kararın asli unsurlarından olan gerekçenin de hüküm fıkrasına uygun biçimde kararda yer alması gerekir. Esasen, ilamın tefhim edilen kısa karara uygun yazılması ve gerekçe taşıması, kamu düzeni ile doğrudan ilgili temel kurallardan olup, bu kurala yasa koyucu HMK"nun 297. maddesiyle varlık kazandırmıştır.
Gerekçe, hükümle çelişik olamaz. Aksinin kabulü, mahkemelere güveni sarsacağı gibi Anayasa ve yasalarda yer alan açık kurallara aykırılık oluşturur. Hüküm, gerekçeyle bütünlük arz eder.
Somut olayda mahkemece, kısa kararda ziynet bedellerinin toplamı olan 20.021,00 TL"nin dava tarihi olan 17/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hükmün gerekçe kısmında ise, ziynet bedellerinin toplamı olan 19.811,00 TL"nin dava tarihi olan 17/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilerek gerekçe ile hüküm arasında sonuca etkili çelişki yaratılmıştır.
Mahkemece, yukarıda açıklanan bu hususlar gözetilmeksizin, gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.09.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
.......