9. Hukuk Dairesi 2014/36537 E. , 2016/8722 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, ücret alacağı, asgari geçim indirimi alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK.nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 16/05/2007 tarihinde davalı iş yerine girdiğini, aylık net 1.200 TL ücret aldığını ancak sigorta primlerinin eksik olarak 837 TL ücret üzerinden yatırıldığını, son dört maaşının ödenmediğini, sigorta primlerinin eksik yatırıldığını, aylık ücretinin ve fazla çalışmalarının ödenmediğini, 31/01/2012 tarihinde iş akdini haklı sebeple İK.24/II-e uyarınca fesih ettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ücret alacağı, yıllık izin ücreti ve asgari geçim indirimi alacaklarının davalılardan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekili, davacının davalı ... yanında çalışırken firmanın ..."e devredilmesi nedeniyle burada çalışmaya devam ettiğini, aylık 760 TL maaş aldığını, 17.01.2012 tarihli istifa dilekçesi ile işten ayrıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalılar vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davalı tarafından dosyaya sunulan 2011/Eylül, Ekim, Kasım, Aralık ve 2012/Ocak ayı ücret bordrolarında fazla mesai ücreti tahakkukları bulunduğu, bordroların bir ihtirazi kayıt konmadan davacı tarafından imzalandığı tespit edilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, fazla mesai ücreti hesabında fazla mesai tahakkuku bulunan ayların dışlanmaması hatalıdır.
3-Davacı dava dilekçesinde son dört aylık maaşının ödenmediğini iddia etmiştir. Dosyada mevcut 2011/Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık ayı imzalı ücret bordrolarında aylık ücret tahakkukunun bulunduğu görülmüştür.
Mahkemece bu konuda davacı asile diyecekleri sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, imzalı bordroların dikkate alınmaması hatalıdır.
4-Davacının kullandığı anlaşılan 2008 yılında 14 gün ve 2009 yılında 15 günlük yıllık izin sürelerinin yıllık izin ücreti hesabında düşülmemesi hatalıdır.
5-Asgari geçim indirimi, işçinin asgari geçim düzeyini sağlayacak gelir kısmının, işçinin toplam gelirinden düşülerek vergi dışı bırakılmasıdır. Ücret ya da ücretin eki niteliğinde bir alacak olmayan asgari geçim indirimi alacağına yasal faiz uygulanması gerekirken en yüksek banka mevduat faizi uygulanması usul ve yasaya aykırıdır.
6-Kısmen ret kararı verilmesine rağmen takdiri indirim haricinde reddedilen alacak miktarı üzerinden davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi isabetsizdir.
7-Hükmedilen miktarların “net” mi yoksa “brüt” mü olduğunun hüküm fıkrasında belirtilmemesinin hükmün infazında tereddüt yaratacağının düşünülmemesi de bir başka bozma sebebidir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 07.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.