22. Hukuk Dairesi 2017/13700 E. , 2018/13184 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı şirket tarafından yapılan işin tamamlandığı gerekçesi ile haklı sebep olmadan feshedildiğini belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı ... İşleri Genel Müdürlüğü vekili, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı şirket vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, süresi içerisinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki ilk uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasındadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Somut olayda, davacının yıllık ücretli izinlerini kullandığına dair imzalı izin defteri veya eşdeğer belge sunulmadığından hiç yıllık izin kullanılmadığı kabul edilerek karar verilmiştir. Ancak davalılar tarafından ibraz edilen, çalışılan günleri gösteren imzasız puantajlarda 2013 yılı Temmuz ayında davacının on dört gün yıllık izin kullandığı gösterilmiştir. Çalışılan yer kamu işyeri olup anılan belgelere karşı davacı asilden sorularak sonucuna göre yıllık izin ücreti alacağı bulunup bulunmadığı belirlenmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
3-Davacı ve davalılar arasındaki diğer uyuşmazlık ücrete giydirilen aylık yemek ve yol ücretinin miktarı konusundadır.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, giydirilmiş ücretin miktarı, yemek ve yol ücreti aylık yirmi altı gün için temel ücrete ilave edilerek belirlenmiştir. Dosya içeriğine göre, davacının haftanın beş günü çalıştığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacının fiilen çalıştığı günlerde faydalandığı yemek ve yol bedelinin aylık tutarının, bu husus gözetilerek belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
4-Taraflar arasındaki diğer uyuşmazlık davacı işçinin fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı konusundadır.
Fazla çalışma yaptığını, genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil çalışmasının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, bu çalışmaların yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil çalışması olup olmadığı araştırılmalıdır.
Dosya içeriğine göre, fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacakları davacı tanıklarının anlatımlarına göre hesaplanarak hüküm altına alınmıştır. Ancak tanıkların beyanların alındığı tarihte, davalılara karşı devam eden aynı nitelikte davaları bulunduğu ve bu sebeple menfaat birliktelikleri olduğu anlaşılmaktadır. Salt husumetli tanık beyanlarına dayanılarak ispat yükümlülüğünün yerine getirildiğinin kabul edilmesi doğru değildir. Anılan sebeple fazla çalışma ücreti alacağının reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalıdır. Ulusal bayram genel tatil ücreti yönünden ise, davalılarca dosyaya sunulan çalışılan günleri gösteren puantaj kayıtları değerlendirilerek bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 28.05.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.