22. Hukuk Dairesi 2016/25128 E. , 2018/13190 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
... Asliye Hukuk ( İş ) Mahkemesinin 03.07.2014 tarihli ve 2013/84 esas, 2014/657 karar sayılı davanın kabulüne dair verilen kararın davalılar tarafından temyizi üzerine Dairemizin 14.01.2016 tarihli ve 2014/32260 esas, 2016/644 karar sayılı ilâmı ile özetle davacının işe başlama konusundaki davete rağmen işe başlamadığının taraflar arasında uyuşmazlık dışı olduğundan boşta geçen sürenin hizmet süresine eklenmesinin hatalı olduğu ve davacının 26.04.2010-15.03.2011 tarihleri arasında davalılar yanındaki çalışma süresinin sekiz ay yirmi bir gün olmasına göre, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretine hak kazanamayacağından bu alacakların reddine karar verilmesi gerektiği ve davacının hafta tatili ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının da çalıştığı süreye göre hesaplanması gerekirken, boşta geçen süre de ilave edilerek hesap yapılmasının hatalı olduğu gerekçeleriyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiş, davacı vekili tarafından kararın maddi hataya dayandığı gerekçesiyle bozma ilâmının ortadan kaldırılması isteminde bulunulmuştur.
Maddi hatanın giderilmesi istemini içeren dilekçe ve dosya incelendi.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1957/13 esas, 1959/5 karar, ve 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 esas, 1960/9 sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtay’ca maddi hata sonucu verilen bir karara mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtayın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.
Somut uyuşmazlıkta, davacının işe iade davasının kabul edildiği ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2012/15567 esas sayılı ve 16.05.2012 tarihli ilamı ile onanarak kesinleştikten sonra davacının yasal süresi içerisinde işe başlama talebinin davalı işverence 24.07.2012 tarihinde kabul edilerek davacıya fesihten önceki aynı işinde ve emsal işçi ücreti ile işe başlayacağı bildirilmiş ve davacı taraf 11.08.2012 tarihinde işe başlamıştır. Bu itibarla bozma ilamında yer aldığının aksine davacı taraf işe daveti kabul ederek eski işinde işe başlamıştır. Konunun yeniden değerlendirilmesi neticesinde , davacı taraf işe iade davasının kesinleşmesinden sonra davalı tarafça işe davet edildiğini ve işe başladığını ancak 1 ay sonra işverence görev yeri değiştirilmek istendiğini ve bu durumda gerçek bir işe başlatmadan söz edilemeyeceği bildirildiğinde ise iş akdinin haksız nedenle son bulduğunu iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım ücret alacaklarını talep etmiştir. Mahkemece davacının iş akdinin haksız nedenle sona erdiği kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğine göre, davacının fesihten önce Kırşehir işletmesinde çalıştığı, işe iade davasının kabulünden sonra ise aynı yerde 11.08.2012 tarihinde işe başlatılıp 07.09.2012 tarihinde personel gereksinimi ve işletmesel sebeplerle ... İlçesindeki işletmede görevlendirilmek istendiği anlaşılmıştır. Davacı bu görevlendirmenin işe iade hükümlerine aykırı olduğunu başka şehre gönderilmek istenmesinin kötü niyetli olduğunu belirtmiş, davalı işveren ise davacı ile imzalanan sözleşmenin 6.12 maddesi uyarınca; görev ve yer değişikliğini kabul etmeyerek üzerine düşen görevleri yerine getirmediğinden; iş akdinin İş Kanunu 25/II maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiğini bildirmiştir. Taraflar arsında imzalanan iş akdinin 6.11 maddesi “ İşveren, iş ve departman değişikliği yapmak veya personeli Şirketin başka şube, bölge veya işyerlerinde sürekli veya fasılalı olarak görevlendirme yetkisine sahiptir. Personel bunu peşinen kabul etmiştir. Personel, geçici veya daimi olarak işinin değiştirilmesine muvafakat eder ve işveren tarafından görevlendirildiği hizmet bölgesine gitmeyi kabul eder. “. hükmünü içermektedir.
Türk Medeni Kanunun 2. maddesi uyarınca “herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” Objektif iyiniyet olarak da tanımlanan ve dürüstlük kuralını düzenleyen madde, bütün hakların kullanılmasında dürüstlük kuralı çerçevesinde hareket edileceğini ve bir kimsenin başkasını zararlandırmak ya da güç duruma sokmak amacıyla haklarını kötüye kullanılmasını yasanın korumayacağını belirtmiştir. Bu nedenle davalı işveren davacı ile aralarında ki hizmet sözleşmesinin 6.12. maddesinden kaynaklanan hakkını iyi niyetli ve objektif olarak kullanmalıdır. İşverenin davacı işçinin işe iade davasının kabulünden sonra işçinin talebi üzerine işçiyi fesihten önce çalışmış olduğu iş yerinde işe başlatması ve burada çalıştırması gerekirken objektif bir neden olmaksızın ve iyi niyet kurallarına aykırı bir şekilde davacı işe başladıktan kısa bir süre sonra uzak bir işletmede çalışmak üzere görevlendirilmesi ve bu görevlendirmenin davacı tarafından kabul edilmemesi üzerine iş akdinin feshedilmesi karşısında kesinleşen işe iade kararına konu hüküm çerçevesinde davacı işçinin mevcut şartlara bakıldığında işe başlatıldığından söz etmek mümkün değildir . Ayrıca davacının hüküm altına alınan ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili talepleri hükme esas alınan bilirkişi raporunda boşta geçen 4 aylık sürenin eklenmesi ile değil sadece davacının fiili olarak çalıştığı süre ile sınırlı olarak hesaplanmıştır. Bu itibarla, Dairemizin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen bozma ilâmının ortadan kaldırılmasına karar verildi.
Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 28/05/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.
.