Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5639
Karar No: 2017/2056

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/5639 Esas 2017/2056 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacının tapusu iptal edilen taşınmaz nedeniyle uğradığı zararın tazmini istemiyle açtığı davada, mahkeme tapunun kaydının yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devletin sorumlu olduğunu belirterek davanın kabulüne karar verdi. Ancak, mahkeme tarafından yapılan değerlendirmede dava tarihindeki resmi rakamlar esas alındı ve gerçek zararın tespit edilmesi için gerekli bilirkişi raporu düzenlenmedi. Bu nedenle, kullanılan yöntem hatalı ve gerçek zarar tespit edilemediği için karar usul ve kanuna aykırı oldu. Kanun maddeleri ise 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi ve 705/2. maddesi olarak belirtilmiştir.
20. Hukuk Dairesi         2015/5639 E.  ,  2017/2056 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili 12.05.2014 tarihli dilekçe ile müvekkilinin maliki olduğu... beldesi, Merkez mahallesi 108 ada 22 parselin bir bölümünün, 108 ada 106 parselin tamamının ... oldukları gerekçesiyle bedelsiz olarak hükmen tapularının iptaline karar verildiğini, tapuların iptal edilmesi sebebiyle zararın oluştuğunu, tapu iptali ve tescil davasında haksız yere yargılama gideri ve vekalet ücreti ödendiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup şimdilik 5.000.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Daha sonra 22.01.2015 tarihinde harçlandırılan 25.12.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle toplam 78.475,00.-TL tazminatın 5.000.-TL"sinin dava tarihinden, kalanının ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden tahsilini istemiştir.
    Davalı Hazine; davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; tapu kayıtlarının bedelsiz iptal edilemeyeceği, tapusu iptal edilen taşınmazın dava tarihindeki değerine hükmedileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, 78.475,00.-TL tazminat bedelinden 5.000,00.-TL"sinin dava tarihinden, 73.475,00.-TL"sinin ıslah tarihi olan 25.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
    Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 2003 yılında yapılan kadastro sırasında 108 ada 22 parsel sayılı 5.768,27 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tapu kayıtları uygulanarak fındık bahçesi niteliği ile davacı ... adına tespit ve tescil edildiği, daha sonra Hazine tarafından açılan, ... Yönetiminin katıldığı dava sonucu... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/126 E.-2008/66 K. sayılı ilamıyla 108 ada 22 parselin 1.085,36 m2 yüzölçümlü kesiminin ... olduğu gerekçesiyle tapu kaydının iptaline, ... niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verildiği, temyiz incelemesinden geçerek 04.12.2009 tarihinde kesinleştiği, hükmün infaz edildiği, 108 ada 106 parsel sayılı 10.047,40 m2 yüzölçümündeki taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle fındık bahçesi niteliği ile davacı ... adına tespit ve tescil edildiği, daha sonra Hazine tarafından açılan, ... Yönetiminin katıldığı dava sonucu... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/149 E. - 2008/77 K. sayılı ilamıyla ... olduğu gerekçesiyle tapu kaydının iptaline, ... niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verildiği, temyiz incelemesinden geçerek 02.11.2009 tarihinde kesinleştiği, hükmün infaz edildiği, eldeki davanın ise 12.05.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.


    4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. -2010/668 K. sayılı kararı).
    Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerledirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. 4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
    Somut olaya gelince; ormanlar özel mülkiyete konu olamayacak ise de genel arazi kadastrosu sırasında taşınmazlar hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek tapu kütüğünün davacı gerçek kişi adına oluşturulduğu bu şekilde tapu sicilinin hatalı olarak tutulduğundan, TMK"nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının gerçek zararın karşılanması gerektiği kuşkusuzdur.
    Nevar ki; hükme dayanak yapılan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen raporda çekişmeli taşınmazların net zirai gelir yöntemiyle dava tarihindeki değerleri belirlenmiştir.
    Tapusu iptal edilen taşınmazların arazi niteliğinde olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak, gerçek zararın, tapu iptal kararının kesinleşme günündeki net gelir metoduna göre hesaplanması zorunlu iken, mahkemece dava tarihi olan 2014 yılı resmi rakamları esas alınarak yapılan değerlendirmeye göre hüküm kurulması doğru değildir.
    O halde çekişmeli taşınmazlar arazi niteliğinde olduklarından sulu-kuru olup olmadıkları, yerleşim alanına uzaklıkları, iklim şartları, toprak ve topoğrafik yapıları ve bölgelerindeki konumları gözetilerek oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmi verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtilmek suretiyle, elde edilen verilere uygun biçimde değerlendirme yapılarak net gelir yöntemiyle tapu iptali ve tescil davalarının kesinleştiği tarihteki gerçek değerlerinin hesaplattırılması, bu şekilde tapusu iptal edilen tapu sahibinin oluşan gerçek zararının saptanması, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu yetersiz bilirkişi kurul raporuna dayalı verilen karar usul ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 09/03/2017 günü oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi