Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/15022
Karar No: 2021/2215

Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/15022 Esas 2021/2215 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2020/15022 E.  ,  2021/2215 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkeme : İSTANBUL Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi
    Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
    Hükümler : a)Mahkûmiyet;İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 07/03/2018 tarihli, 2016/382 esas ve 2018/61 sayılı kararı
    b)Mahkûmiyet ; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 11/09/2018, 2018/1290 esas ve 2018/1840 sayılı kararı


    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    Dosyanın temyiz incelemesi yapılarak Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 03/06/2020 tarihli, 2019/224 esas ve 2020/2387 sayılı kararı ile; sanık ... hakkında temyiz isteminin CMK’nın 298/1. maddesi uyarınca reddine, Üyeler ... ve ...’un karşı oyları ve oy çokluğu ile, sanıklar ..., ... ve ... haklarında temyiz istemlerinin CMK’nın 302/1. maddesi uyarınca esastan reddine, oy birliği ile karar verildiği, ilam ekinde Üye ...’in karşı oy yazısının eksik olması nedeniyle eksikliğin giderilmesi için, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca Dairemize gönderildiği, dosyanın sehven esasa kaydedildiği anlaşıldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, dosyadaki eksikliğin giderilmesinden sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine, 17/02/2021 tarihinde karar verildi.




    KARŞI OY GEREKÇESİ
    (Sanık ... yönünden)

    Sanık ..."ün uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda mahkûmiyetine ilişkin hükmün, sanık tarafından istinaf edilmesi sonucu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi"nin ""İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE"" ilişkin kararının temyiz edilmesi üzerine, daire çoğunluğunca;
    5271 sayılı CMK"nın 294/1. maddesinde yer alan ""Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır."" Ve 2. fıkrasındaki ""Temyiz sebebi, ancak hükmün hukukî yönüne ilişkin olabilir."" Şeklindeki düzenleme ile CMK"nın 295/1. maddesinde yer alan ""Temyiz başvurusunda temyiz nedenleri gösterilmemişse temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde hükmü temyiz olunan bölge adliye mahkemesine bu nedenleri içeren bir ek dilekçe verilir."" Düzenlemesi gerekçe gösterilerek, sanığın temyiz nedenlerini gösterir ek temyiz dilekçesi vermediği ve verilen ""Temyiz dilekçesinin temyiz sebeplerini içermediğinden"" bahisle 5271 sayılı CMK"nın 298/1.maddesi uyarınca temyiz isteğinin reddine karar verilmiştir.
    Daire çoğunluğunun görüşü ile karşı oy düşüncem arasındaki fark, özetle; sanık müdafiinin temyiz başvurusunun, sadece CMK"nın 294. maddesinin 1. fıkrasının lafzına bağlı kalınarak ret edilmesinin, CMK da yer alan temyize ilişkin diğer hükümlerde gözetildiğinde kanuna aykırı olup, temyiz incelemesi yapılması gerektiğine ilişkindir.
    Ceza Muhakemesi Kanununda temyize ilişkin ana hükümlere bakıldığında;
    1-) İstinaf Mahkemesinin ""Temyiz isteğinin esastan reddine"" ilişkin kararına yönelik olarak temyiz incelemesi yapılabilmesi için öncelikle temyiz edenin sıfatı yani hükmü temyize hak ve yetkinin bulunması, başvurunun süresi içinde yapılması, kararın temyiz edilebilir nitelikte olması ve temyiz iradesinin usulüne uygun şekilde beyan edilmesi gereklidir.
    Temyiz başvurusunda, başvuru dilekçesi içeriğinde ya da başvuru tutanağında temyize ilişkin irade açıklamasının bir şekli yoktur, temyiz iradesi anlaşılıyorsa hüküm temyiz edilmiştir. Öyleyse temyiz iradesi vardır ve hükmün temyiz edildiğine ilişkin irade beyan edildiği andan itibaren temyiz süreci başlamıştır.
    Bu durumu CMK"nın 293.maddesi ""Süresi içinde yapılan temyiz başvurusu, hükmün kesinleşmesini engeller. "" Amir hükmü ile tescillemiştir. Artık sanığın temyiz dilekçesi ile temyiz süreci başlamıştır.
    Karar temyiz edilmemiş değildir. Karar temyiz edilmiştir ancak CMK"nın 294/2. maddesi uyarınca temyiz dilekçesinde hükmün hukuki yönüne ilişkin temyiz sebebi gösterilmemesi nedeniyle, temyiz istemi CMK"nın 298. maddesi uyarınca Dairemiz çoğunluğunca ret edilmiştir.
    CMK"nın 295. maddesi ise temyiz dilekçesi ile hükmü temyiz ettiğini beyan edene, İstinaf yasa yolundan sonraki Yargıtay denetlemesine ilişkin kanun yolu başvurusunda ayrıca bir görev daha yüklemiştir. (Temyiz edenin temyiz sebeplerini bildirmesi görevi) bu husus çok önemlidir. Çünkü uygulama açısından bakıldığında, hükmün hukuki yönüne ilişkin temyiz sebebi belirtebilmek, hangi ifadenin hukuki sebep sayılabileceğini öngörebilmek, hayatın genel kurallarına uyan, ortalama hak-hukuk ve adalet anlayışı bulunan vatandaşlar bir yana, hukuk tahsili görmüş hukukçuların bile hangi ifadenin hukuki sebep sayılacağını ya da sayılmayacağını beyan etmekte zorlandıkları bir hususdur.
    Hakkında hüküm verilene yüklenen bu görev bağlamında ANAYASANIN 40. maddesi içeriği kapsamı ve CMK"nın 34. maddesinin 2. fıkrası ""Kararlarda, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, merci ve şekilleri belirtilir"" hükmü yine CMK"nın 231/2. maddesinde hüküm fıkrasının son kısmında ""sanığa ayrıca başvurabileceği kanun yolları, merci ve süresi bildirilir"" hükmünü düzenlemiş olması ve Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun CMK"nın 34/2. maddesinin ve CMK"nın 231/2. maddesi hükümlerinin mutlaka uygulanmasına ilişkin yerleşik çok sayıda kararı bulunması karşısında, CMK"nın 295. maddesinin temyiz sebeplerinin gösterilmesini zorunlu tutması ve temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde hükmü temyiz olunan bölge adliye mahkemesine bu nedenleri içeren bir ek dilekçe verilir şeklindeki düzenlemesi nedeniyle, başvurulacak temyiz kanun yolu başvurusundaki ŞEKLE ilişkin İstinaf Mahkemesi"nin hükmünün son kısmında temyiz yasa yoluna başvurma ve şekline (temyiz nedenlerinin gösterilmesi gerektiğine) dair sanığa bildirimde bulunulması gerekli olup böyle bir tefhim ya da tebligat yapılmadan ve bu eksiklik giderilmeden sanık müdafiine gerekçeli karar tebliğ edilmiş olsa bile sanık müdafiinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi , hukuka ve kanuna aykırıdır.

    2-) Hükmün hukuki yönüne ilişkin temyiz sebeplerinin nasıl ifade edilmesi gerektiği herkese göre değişir bir haldir, bu bahisde örnek vermek gerekirse, temyiz eden temyiz dilekçesinde ya da ek dilekçesinde sadece,
    a) ""Hükmü temyiz ediyorum""
    b) ""Hüküm hukuka aykırıdır""
    c) ""Hüküm kanuna aykırıdır""
    d) ""Karar usul ve yasaya aykırıdır""
    c) ""Hükmü temyiz ediyorum, karar hukuka ya da yasaya aykırıdır."" Şeklinde ifadeyle temyiz iradesi belirtilirse bu sayılan beyanların hangisi veya hangileri ""hükmün hukuki yönüne ilişkin neden"" sayılacağı ya da sayılmayacağı hangi norma göre belirlenecektir.?
    Temyiz sebebi değerlendirilirken yorum yapıldığında bu yorum kısıtlayıcımı yoksa hak ihlallerini önleyici olmak için genişmi olmalıdır ?
    Yukarıda belirtilenlerden başkaca bir sebep gösterilmese, temyiz başvurusu, hukuki neden gösterilmediğinden, CMK’nın 298. maddesi uyarınca, Yargıtay tarafından ""RET"" mi edilecektir.
    Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu 14.05.2020 tarih, 2018/292 esas ve 2020/194 karar sayılı kararında ""sanık müdafii tarafından verilen dilekçede temyiz iradesi beyan edilmiş olduğundan, temyize ilişkin bir sebep gösterilmemiş olsa bile ""Karar hukuka aykırıdır"" ya da ""Karar kanuna aykırıdır"" şeklindeki beyanların temyiz sebebi olarak kabul edilmesini ve hükme ilişkin olarak 5271 sayılı CMK"nın 288. maddesi kapsamında temyiz incelemesi yapılacağını belirtmiştir. ""
    Yine Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 14.05.2020 tarih, 2019/358 esas ve 2020/197 karar sayılı kararında sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde temyiz iradesi olmasına karşın ""Karar hukuka aykırıdır"" ya da ""Karar kanuna aykırıdır"" şeklinde sebep bulunmadığından, CMK"nın 298/1. maddesi gereğince verilen ret karının isabetli olduğunu belirtmiştir.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu bu iki kararında temyiz dilekçesinde, kararda hukuka aykırılık ve kanuna aykırılık olduğunu ifade etmeyi hükmün hukuki yönüne ilişkin temyiz sebebi olarak kabul etmiştir.
    Başka bir dilekçe de karar usule aykırıdır şeklinde bir ifade yer aldığında YCGK bu ifade nedeniyle yine yeni bir kararmı verecek yahut kabul ettiği iki kararındaki gibi usule aykırılık ifadesini de kabul etmişmi sayılacaktır. Buna ilişkin bir çok örnek verilebilir. Aslında her temyiz etme iradesi açıklandığında açıkça yazılmasa bile yargılamaya veya hükme ilişkin usuli ya da maddi hukuka aykırılık olduğu tarafça zımnen beyan edilmektedir. Bunun aksini düşünmek gibi bir ihtimal yoktur, aksi halde hangi amaçla temyiz edildiğini söylemek niyet okuma olur.
    3-) Temyiz etme hak ve yetkisi bulunanın, temyiz edilebilir hükme ilişkin, süresinde temyiz iradesini açıklaması halinde CMK"nın 289/1. maddesi uyarınca mutlak hukuka aykırılık yönünden kararın incelenmesi bir zorunluluktur.
    Daire çoğunluğunca bu yönde bir inceleme yapılmayacağı beyan edilmiştir.
    CMK"nın 289. maddesinde ;
    (1) Temyiz dilekçesi veya beyanında gösterilmiş olmasa da aşağıda yazılı hâllerde hukuka kesin aykırılık var sayılır:
    a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
    b) Hâkimlik görevini yapmaktan kanun gereğince yasaklanmış hâkimin hükme katılması.
    c) Geçerli şüphe nedeniyle hakkında ret istemi öne sürülmüş olup da bu istem kabul olunduğu hâlde hâkimin hükme katılması veya bu istemin kanuna aykırı olarak reddedilip hâkimin hükme katılması.
    d) Mahkemenin kanuna aykırı olarak davaya bakmaya kendini görevli veya yetkili görmesi.
    e) Cumhuriyet savcısı veya duruşmada kanunen mutlaka hazır bulunması gereken diğer kişilerin yokluğunda duruşma yapılması.
    f) Duruşmalı olarak verilen hükümde açıklık kuralının ihlâl edilmesi.
    g) Hükmün 230 uncu madde gereğince gerekçeyi içermemesi.
    h) Hüküm için önemli olan hususlarda mahkeme kararı ile savunma hakkının sınırlandırılmış olması.
    i) Hükmün hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delile dayanması.
    Şeklinde düzenleme mevcuttur. CMK"nın 289. maddesi, hükmü temyize hak ve yetkisi bulunanın, süresi içinde, temyiz edilebilir nitelikteki hükme ilişkin, usulüne uygun şekilde, temyiz iradesini açıkladığında, Yargıtay görevli dairesince temyiz dilekçesi veya beyanında temyize ilişkin bir sebep gösterilmemiş olsa bile Hukuka Kesin Aykırılık halinin denetlenmesi gereğinin bir zorunluluk hali olduğunu belirtmiştir.
    Bu hükme göre de; Daire, temyiz dilekçesi veya beyanında temyize ilişkin bir sebep gösterilmemiş olsa bile Hukuka Kesin Aykırılık halini denetlemesi gerekirdi, bu yapılmamıştır.
    CMK"nın 289. maddesindeki Temyiz dilekçesi veya beyanında gösterilmiş olmasa da ifadesi,
    CMK"nın 294. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ""Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır.
    (2) Temyiz sebebi, ancak hükmün hukukî yönüne ilişkin olabilir."" şeklindeki hükmü,
    Temyiz dilekçesinde bir hukuki temyiz nedeni varsa, o zaman CMK"nın 289. maddesinde belirtilen hukuka kesin aykırılık hallerinin var olup olmadığı denetlenebilir, şekilde kısıtlayıcı şekilde yorumlanamaz.
    Ceza Muhakemesi Kanununun 289. maddesi lafzı ve ruhu ile hukuka kesin aykırılık hallerine özel bir önem vererek, hukuka kesin aykırılık hallerinin varlığının tespitini, sebebe dayalı temyiz incelemesi dışında tutarak kişi hak ve hürriyetlerini teminat altına almak istemektedir. Bu denetlemenin temyiz iradesi varsa, mutlaka yapılması gerektiğini açıkça bir zorunluluk olarak belirtmiştir. Aksi halde temyiz sebebi gösterilmediği için hukuka kesin aykırılık oluşturacak şekilde yapılan yargılama sonunda kurulan hüküm ya da hukuka aykırı şekilde elde edilen delillere dayalı olarak verilen mahkûmiyet hükümleri hiçbir şekilde denetlenmeyecektir. Bu durum CMK"nın 289 maddesine aykırı olup, temyiz ve adil yargılanma hakkının ihlali sorunlarına yol açar.
    Sonuç olarak, sanığın temyiz iradesi vardır ve temyiz sebebi gösterilmediği çoğunluk tarafından kabul edilse bile, CMK"nın 289. maddesi kapsamında bir temyiz incelemesi yapılmalıdır.
    Mutlak temyiz nedenlerinin ortak özelliği, sanığa hak tanıyan kurallar olmalarının yanı sıra aynı zamanda adil bir yargılamanın yapılabilmesi için öngörülmüş, kamusal menfaatleri gözeten kurallar olmalarıdır. Bu hallerin varlığı halinde hükmün bundan mutlak olarak etkilendiği kabul edilmiştir. Kanun bu noktada hukuka aykırılığa ilişkin nedensellik bağını kendisi kurduğundan hâkime takdir yetkisi bırakmamıştır.
    4-) Kamu hukukunda Birey - Devlet ilişkisi bir özel hukuk ilişkisi niteliğinde değildir. Bir ilişkide kamu gücü devreye giriyorsa kamu hukuku, girmiyorsa özel hukuk ilişkisi söz konusudur.
    Kişi ile devlet arasındaki ilişkiler de devlet üstün durumdadır yani eşitlik yoktur. Ancak devlet organları ve kurumları da alınan kararları, Anayasa, TBMM tarafından onaylanmış devletimizin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve kanunlara uygun olarak normlar hiyerarşisini gözeterek bu ilişki de uygular.
    Türk Dil Kurumu Sözlüğü"nde
    KAMU : ""1. Halk hizmeti gören devlet organlarının tümü, 2.Bir ülkedeki halkın bütünü halk, amme"" ,
    KAMU HİZMETİ : ""Devlet ve öteki kamu tüzel kişileri tarafından halkın genel ve ortak gereksinimlerinin karşılanması"",
    KAMU OYU : ""Bir konuyla ilgili halkın genel düşüncesi, halk oyu, amme efkarı"" şeklinde hepimizin bildiği gibi açıklanmıştır. ""Adalet hizmetleri"" de bir ""Kamu hizmeti"" dir.
    Ceza hukuku alanında suç ya da kabahat oluşturan bir eylem nedeniyle soruşturma ve yargılama yapılması sonunda verilen karara ilişkin itiraz, istinaf, temyiz yasa yolları ve olağanüstü yasa yollarına ilişkin denetim de kamu hukuku alanındadır.
    Ceza kanununun bağlayıcılığı ilkesi; ceza kanunlarını bilmemenin mazeret sayılmamasıdır. Ceza soruşturması yapan savcının ya da kovuşturma yapan hakimin, bilmesi ve uygulaması gereken normları bilmemesi ya da yanlış uygulaması, halinde ne olacaktır ?, yargılanan kişi kendisi hakkında yapılan soruşturma ve kovuşturma da tüm usul kuralları ve maddi hukuk kurallarının doğru bir şekilde uygulanacağını düşünmektedir ve bu onun vazgeçilmez hakkıdır.
    Temyiz nedeni başlıklı CMK"nın 288. maddesi aşağıdaki gibidir.
    Temyiz nedeni
    Madde 288 – (1) Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır.
    (2) Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.
    Görüldüğü gibi kanun bu işi icra edenlerin (savcı ya da hakimin) bir hukuk kuralını uygulamayabileceğini veya yanlış uygulayabileceğini öngörmüştür ve bunu da hukuka aykırılık olarak kabul etmiştir.
    Savcı veya hakim uygulanması gereken hukuki normları bilmiyor veya yanlış uyguluyorsa, davanın süjesi ya da taraflarından temyize ilişkin hukuki sebepleri göstermesinin istenilmesi ve hatta sebeplerini sıra, sıra say, saydıklarını inceleyelim, saymadıklarında var ama biz bunlara ilişkin bir inceleme yapamayız ya da bir hukuki neden gösterilmiş olup diğer hukuki nedenler gösterilmemiş ama karar bozmayı gerektiriyorsa onları da belirtelim mi diyeceğiz ? , yoksa hiç dokunmayacağız o hukuka aykırılıklar orada kalsınmı diyeceğiz ?.
    Temyiz sebeplerinin açıkça davanın taraflarınca gösterilmesi gerektiği hususu Özel hukuk alanında (‘‘temyiz sebeplerine bağlılık kuralı’’) geçerli kabul edilse de, kamu hukuku alanında geçerli olamaz, aksi halde kamu hukuku alanında kalan ceza yargılamaları sonunda esasa ilişkin verilen kararlar da, temyiz denetiminden sonra içlerinde usul hükümlerine ilişkin yanlış uygulamaların var olduğu hatta esasa ilişkin adli hatalarla dolu, birbirleri ile çelişen Yargıtay kararlarının var olması sonucu doğuran sürece gitmek kaçınılmazdır.
    Oysa Yargıtay"ın bir fonksiyonu da, ülke genelinde karar birliğini sağlamaktır. Böyle bir durumda ise Yargıtay kendi içinde karar birliği sağlayamaz
    CMK"nın 294. maddesinde belirtilen ""Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır."" Ve ""Temyiz sebebi, ancak hükmün hukukî yönüne ilişkin olabilir."" şeklindeki tek madde hükmüne dayanılarak yapılan nesnel yaklaşım ve yorumlar temyiz incelemesinin ruhuna aykırıdır. Çünkü ceza yargılamalarında ihlal edilen her hukuki değer, KAMU"yu ilgilendirir.
    Temyiz incelemesinin sınırlarına ilişkin hukukçuların, yüksek Yargıtay"ın ve toplumun ortaklaşa yargısını yansıtan düşünce ve tutumların (toplumsal yapıya getireceği fayda veya zararlar henüz görülmediği ancak doğabilecek zararlar tahmin edildiğinden ) net olmadığı bir zamanda Kanuni düzenleme bütünü ile değerlendirilip doğacak hak ihlallerini engellemek ve yargıya güvenin sarsılmaması için ""Hükmü temyiz ediyorum, hüküm hukuka ya da kanuna aykırıdır"" şeklindeki bu tür temyiz isteklerinin hukuki nedene dayalı temyiz sebebi olduğu kabul edilmelidir.
    Beraat kararlarına ilişkin hükümlerin Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısı ya da katılan tarafından temyiz edildiğinde, incelemenin kapsamı ile yerindelik ve hukukilik denetiminin sınırlarının belirlenmesi bile farklı değerlendirilebilmektedir.
    İstinaf"tan sonra yapılacak temyiz incelemesindeki benzer sorunların istinaf ve istinaf sonrası temyiz hükümlerinin mehazını oluşturan Alman hukukunda bile 110 yıllık uygulamaya rağmen çözülemediği ayrıca davayı temyiz merciine taşımanın temyizde dava takip etme yetkisine sahip Avukat ile yapılmasının düzenlendiği maddi bir gerçektir.
    Kolaycı yaklaşımın çözüm getirmediği anlaşılmıştır.
    Tüm bu açıklamalarım altında davanın süjesi sanığın ya da müdafiinin ""hükmü temyiz ediyorum"", ""karar hukuka aykırıdır"", veya ""kanuna aykırıdır"" şeklindeki beyanı, aslında bir nedendir ve bu beyan sanık hakkında verilen hükümde ve hükmü oluşturan kararın bütününde hukuka ve kanuna aykırılıkların var olduğuna ilişkindir, bunun detaylarını istemek açıklama yapmayı istemektir, çoğun içinde az da vardır, artık bu aykırılıkların her birini sebepleri ile göster demek sanığa ya da katılana ispat yükü yüklemek gibidir. Kamu hukukunda kişi hak ve özgürlükleri anayasal teminatlıdır, aksi halde sanığın TEMYİZ HAKKI snırlandırılmış olur.
    Açıkladığım tüm bu nedenlerle sonuç olarak ;
    1- Başvurulacak temyiz kanun yolu başvurusundaki ŞEKLE ilişkin İstinaf Mahkemesi"nin hükmünün son kısmında temyiz yasa yoluna ve şekline (temyiz nedenlerinin gösterilmesi gerektiğine) dair sanık müdafiine bildirimde bulunulmadığından, sanık ... müdafiinin temyiz isteğinin reddine karar verilmesi, ANAYASANIN 40. maddesi, CMK"nın 34/2. ve 231/2. maddelerine aykırı olduğundan,
    2- Öncelikle, Dairemizce, sanık müdafii tarafından verilen dilekçe de temyiz iradesi beyan edilmiş olduğundan, dilekçede temyize ilişkin bir sebep gösterilmemiş olsa bile CMK"nın 289. maddesinde belirtilen Hukuka Kesin Aykırılık yönünden hükmün temyiz incelemesi yapılarak denetlenmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle, bu yönden bir inceleme yapılmadığından,
    3- Temyiz iradesinin varlığı halinde, ""Hükmü temyiz ediyorum"", ""Karar hukuka aykırıdır"", ""Kanuna aykırıdır"" veya ""Karar usul ve yasaya aykırıdır"’ ya da sanık müdafiininin dilekçesinde belirttiği gibi ‘‘kararı usul ve esastan temyiz ediyoruz’’ şeklindeki beyanların CMK"nın 288. maddesine uygun hukuki nedene dayalı temyiz sebebi olduğu, bunun detaylarının açıklanmasının gerekmediği, hükme ilişkin olarak CMK"nın 289. maddesinde yer alan Hukuka Kesin Aykırılık nedenleri ile birlikte CMK"nın 288. maddesi kapsamında temyiz incelemesi yapılarak denetlenmesi görüşünde olduğumdan, sayın çoğunluğun sanık ... müdafiinin temyiz isteğinin reddine ilişkin görüşüne katılmıyorum. 03.06.2020







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi