3. Hukuk Dairesi 2018/4449 E. , 2018/8905 K.
"İçtihat Metni"......
Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması-iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı-davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı-davalı, davalı ile boşandığını, asgari ücretle çalıştığını, maddi durumunun iyi olmadığını, davalı-davacının maddi durumunun iyi olduğu ve davalı davacıya ödenen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı-davacı, müşterek çocuğun velayetinin kendisine verildiğini, müşterek çocuk için 100 TL, kendisi için 200 TL nafakaya hükmedildiğini, davacının bu nafakayı düzenli ödemediğini, icra takibi başlattığını, gelirinin ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
..... sayılı dosyası ile davalı-davacının, tarafların boşandığı, müşterek çocuğun velayetinin anneye verildiği, müşterek çocuk için aylık 100 TL iştirak nafakasına hükmedildiğinden bu nafakanın aylık 600 TL"ye artırılmasını talep ve dava ettiği, davacı-davalının davanın reddini istediği, dava dosyasının iş bu dava dosyası ile hukuki ve fiili irtibat nedeniyle birleştirildiği görülmüştür.
Mahkemece; davacı-davalının yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılması talebinin kısmen kabulüne, davalı- davacı lehine hükmedilen aylık 200 TL yoksulluk nafakasının dava tarihi itibariyle aylık 100 TL indirilmesine, davalı-davacının müşterek çocuk için iştirak nafakasının artırılması talebin kısmen kabulüne, dava tarihinden itibaren aylık 200 TL iştirak nafakasının davacı-davalıdan alınıp davalı-davacıya verilmesine karar verilmiş ve hüküm davalı-davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 05.12.2016 tarihli ve Esas 2016/8198, Karar 2016/13831 sayılı ilamı ile müşterek çocuk için hüküm altına alınan iştirak nafakasının bir miktar az olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak, davalı -davacının yoksulluk nafakasının indirilmesine ilişkin karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olduğundan bu hususta yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına, davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk için hükmedilen aylık 100 TL olan iştirak nafakasının dava tarihinden başlamak üzere 175 TL artırılarak aylık 275 TL iştirak nafakasının davacı-davalıdan alınarak davalı davacıya verilmesine karar verilmiş ve hüküm davalı-davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
.....
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı- davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-)Mahkemece, karar başlığında, birleşen dava tarihi olarak 23.10.2014 yerine 23.10.2015 belirtilmiş ise de bunun maddi hataya müstenit olduğu anlaşıldığından; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
3-) Karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T."nin 9. maddesi uyarınca hükmedilen nafakanın(ya da artırım davalarında hükmedilen artış miktarının ) bir yıllık tutarı üzerinden Tarifenin 3.kısmı uyarınca hesaplanacak miktarın tamamına avukatlık ücreti olarak hükmolunacağı, bu miktarın Tarifenin 2. kısmının 2. bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre belirlenmiş bulunan ücretten az olamayacağı düzenlenmesi yer almaktadır.
Mahkemece; yargılamada kendisini vekil ile temsil ettiren davacı yararına yukarıdaki madde hükmü uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hükmedilmemiş olması doğru görülmemiştir.
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK 436/2 maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle davalı-davacı vekilinin sair sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle, karar başlığında 23.10.2015 tarihinin çıkartılarak yerine 23.10.2014 yazılmasına, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle, temyiz olunan hükmün 2.fıkrasından sonra gelmek üzere “ Davalı-davacı, davada vekille temsil olunduğundan, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 9. maddesine göre belirlenen 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacı-davalıdan alınarak davalı-davacıya verilmesine” ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24.09.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
.....