1. Hukuk Dairesi 2017/5301 E. , 2018/15629 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... ......... MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasındaki görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda , yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından ......ı üzerine ... ......... Mahkemesince ...... başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla , Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan anneleri ...’in 459, 485, 634, 653, 692, 784, 804, 810 ve 912 parsel sayılı taşınmazlarını ......u ...... Ak’a ölünceye kadar bakım akti ile temlik ettiğini, ......’in de taşınmazları davalı babası Ergün’e devrettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, taşınmazların mirasbırakan tarafından ......u ......’e ölünceye kadar bakma akdi ile temlik edildiğini, mirasbırakanın birçok taşınmazı olup temliklerin makul sınırlar içerisinde kaldığını, bakım borcunun yerine getirildiğini,taşınmazları ......’den bedeli karşılığı satın aldığını, temliklerin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı tarafından ......ı üzerine ... ......... Mahkemesince ...... başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
1941 doğumlu mirasbırakan ...’in 30.08.2010 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı kızı .........’ü bıraktığı, mirasbırakanın maliki olduğu 459,485,634,804,810,653,692,784,912 parsel sayılı taşınmazları 02.10.2009 tarih ve 21927 yevmiye ile ölünceye kadar bakma akdi ile davalının kızı (......u) ......’e temlik ettiği, ...... tarafından da dava konusu taşınmazların 26.08.2011 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik edildiği , temlik edilenler dışında mirasbırakanın toplam 14 parça taşınmazının olduğu ve ölümü ile mirasçılarına intikal ettiği kayden sabittir.
Bilindiği ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) m. 611. maddesinde düzenlendiği üzere ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514).
Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
Somut olaya gelince, dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya içeriğinden murisin çocukları ile bir probleminin olmadığı, davalının kızı ......u ......’in kaçarak evlendiği, mirasbırakanın ......’i tekrar eve döndürmek ve evin açık kalmasını sağlamak amacıyla taşınmazlarının bir kısmını ......’e vereceğini çocuklarına bildirdiği, nitekim temliklerin yapıldığı, ......’in eşi ile birlikte mirasbırakanın evine döndüğü ve mirasbırakanla birlikte yaşadığı, mirasbırakanın kalp rahatsızlığı olup, sık sık hasteneye yatırıldığı, ......’in bakım borcunu yerine getirdiği anlaşılmaktadır.
Tüm bu somut olgular toplanan delillerle birlikte değerlendirildiğinde mirasbırakanın gerçek irade ve amacının ......u ......’i eve döndürmek olduğu, mirasçılardan mal kaçırmayı amaçlamadığı, temlik edilen taşınmazların tüm taşınmazlara göre makul sınırda olduğu açıktır.Esasen bu husus hem Yerel Mahkeme, hem de ......... Mahkemesinin kabulünde olup, bu gerekçe muvazaanın yokluğunun gerekçesidir. Buna rağmen ......... Mahkemesince , ” mirasbırakanın iradesinin bakım sözleşmesi yapmak değil, taşınmazları ......’e bağışlama olduğu, bağışlama sözleşmesinin de resmi şekilde yapılmadığı “ gerekçesiyle temliklerin muvazaalı olduğu sonucuna varılmıştır.Bu açıklamalar karşısında temliklerin gerçekten bakım amacı ile yapıldığı, dava dışı ...... ......’in bakım borcunu yerine getirdiği, temliklerin muvazaalı olmadığı sonucuna varılmaktadır.
Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1. maddesi uyarınca ......... Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin ... ......... Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.