Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/19244
Karar No: 2018/8953
Karar Tarihi: 25.09.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/19244 Esas 2018/8953 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/19244 E.  ,  2018/8953 K.

    "İçtihat Metni"

    .....

    Taraflar arasındaki atıksu bedelinin tespiti ve muarazanın giderilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 25.09.2018 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı vekili ..... geldi. Karşı taraf davacı vekili ........geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davacı şirketin, 2004 yılından beri akaryakıt depolama tesisi olarak faliyetine devam ettiğini; belediyenin, boru döşeme faaliyeti sırasında, davacının atıksu deşarj hattını kırıp kullanılamaz hale getirdiğini, 09.12.2010 tarihinde edüstriyel atıksu deşarjı aboneliği yaptırmak üzere davalı idareye başvurduklarını, cevap verilip abonelik işleminin tamamlanmadığını; 25.12.2012 tarihinde, davalı tarafından kaçak su tutanağı düzenlendiğini, içeriğinin gerçeğe uygun olmadığını; 22.04.2013 tarihinde 286065 no"lu sözleşme ile "endüstriyel atıksu deşarj aboneliği" tesis edildiğini; kurumun, 07.05.2013 tarihli yazısında; "sözkonusu adreste sayacı takılmadan (mevcut debimetre ile su ölçülebileceğinden) 22.04.2013 tarihinde aboneliğin tesis edildiğini, söz konusu aboneliğin, 2009 ve 2010 yıllarındaki başvuruya istinaden de yapılabilecek iken 2013 yılında yapıldığını; dolayısıyla, abonelik işleminin gerçekleşmemesinde abonenin kusurunun bulunmadığının tespit edildiğinin" bildirildiği; böylece, tutulan kaçak tutanağının geçersiz kaldığını; debimetre ölçümlerine göre, atıksu bedelinin tespiti talep edildiğini; ancak, davalının doğru verileri nazara almadığını, kullanılan suya göre atıksu bedeli alınması gerektiğini, gelen faturaların

    .../...


    -2-


    fazla olduğunu, bu nedenle herbirine itiraz edildiğini; ayrıca, 09.09.2013 tarihinde 1.072.846.78 TL kaçak atıksu bedeli ödenmesi istendiğini, itiraz üzerine 569.249.94 TL olarak tashih edildiğini, her iki tahakkukun da haksız ve fahiş olduğunu belirterek, açıklanan nedenlerle; davacının davalıya ödemesi gereken atıksu bedeli olup olmadığının ve varsa miktarının tespiti ile, bu şekide muarazanın önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı; davacının, hangi faturaya ve hangi kaçak tutanağına itiraz ettiğinin belli olmadığını, tahsil edilen atıksu ücretlerinin yasal olduğunu, davacının artezyen suyu aboneliğinin 22.04.2013 tarihinde tesis edildiğini, sayaç takılmasının teknik olarak mümkün olmaması üzerine, sayaçsız düz boru ile abonelik başlatıldığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davada, davalı kurumun kendilerinden atıksu ücreti talep edip edemeyeceği, edebilecek ise miktarının tespitinin istendiği; davacının, artezyen suyu kullandığı için, bu konuda da abone olması istendiği halde, gerekli şartlar yerine getirmediği için abonelik işleminin yapılmadığı ve halen artezyen kullanmaya devam ettiği için de kaçak işlemine maruz kaldığı; bu durumda, öncelikle yapılması gerekenin, işlemin iptaline ilişkin "eda davası" açmak olduğu, davacının eda davası açmasını engelleyen bir husus sözkonusu olmadığından, tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçe gösterilerek, davanın usulden reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 03.03.2015 gün ve 2014/17055 Esas- 2015/3380 Karar sayılı ilamı ile "... taraflar arasında abonelik sözleşmesi bulunmasına ve görülmekte olan davada, davacı, davalının davaya konu işlemlerle sözleşme ilişkisine ve öncesine yönelik bir muaraza yarattığını ileri sürdüğüne göre; mahkemece, yapılması gereken iş; esasa girişilmek suretiyle, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve taraflarca bildirilip toplanan diğer deliller çerçevesinde uyuşmazlığın değerlendirilmesi; bu bağlamda haksız şekilde yaratılmış ve önlenmesi gereken bir muaraza bulunup bulunmadığının belirlenmesi, buna göre gerekirse bilirkişi raporu alınması ve ortaya çıkacak uygun hukuki sonuç çerçevesinde bir karar verilmesidir..." gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile, davacı şirketin davalı idareye 13/06/2013 tarihi ile dava tarihi olan 18/03/2014 arasındaki dönem için 52.770,48 TL atık su bedeli borcu olduğunun tespiti ile muarazanın bu şekilde giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Somut olayda; davacının, 09.12.2010 tarihinde atıksu deşarj aboneliği başvurusunda buluduğu, aboneliğin ancak 22.04.2013 tarihinde gerçekleştirildiği; abonelik işleminin gecikmesinde, davacının kusuru bulunmadığı, her iki tarafın da kabulünde olup, ihtilafsızdır.
    Davada, kaçak tahakkukun, bu nedenle dayanaksız kaldığı ve ayrıca daha sonra yapılan tahakkuklara (05.06.2013-05.03.2014 arası) ilişkin faturaların afaki ve bilimsel veriye dayanmadığı, her ay itiraz edildiği belirtilerek; davacı şirketin, davalıya ödemesi gereken atıksu bedeli olup olmadığı ve varsa miktarının tespiti ile muarazanın önlenmesi talep edilmiştir.
    HMK"nun 266. maddesi hükmüne göre, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde, bilirkişinin oy ve görüşünün alınması zorunludur. Buna göre, seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerektiği kuşkusuzdur.
    ........

    Dava konusu olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen kişiler emekli banka müdürü, Mali Müşavir ve avukat olup, konunun uzmanı değildirler ve hazırlanan raporda konu ile ilgili mevzuat hükümleri, davaya konu faturalar değerlendirilmemiş olup hüküm vermeye de yeterli değildir.
    Hal böyle olunca mahkemece, dosyanın konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdi ile davalının isteyebileceği bedel hakkında, davalı tarafın itirazlarını da karşılayacak ve davaya konu faturaların incelenmesi suretiyle tahakkuklarının usulüne uygun olup olmadığı, dava konusu alacak döneminde yürürlükte bulunan tarife ve ilgili mevzuat hükümlerini de irdeleyen ayrıntılı ve açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun bir rapor aldırılarak, varılacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme, soruşturma ve konusunda uzman olmayan bilirkişinin düzenlediği rapor esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    2- Bozma nedenine göre, davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1.630 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    .....



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi