3. Hukuk Dairesi 2016/19242 E. , 2018/8956 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın davalı ... ve .... yönünden kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 25.09.2018 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı ... vekili Av.... geldi. Karşı taraf adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 1991 yılında davalılardan harici sözleşme ile taşınmaz satın aldığını, tapuda devir yapılmadığını ileri sürerek 20.000.000.000 TL"nin tahsilini(ıslah ile 43.354.09 TL), alınacak paranın asıl tapu malikine verilmesini ve bu yerin tapusunun kendisine devredilmesini istemiş, yargılamanın ilerleyen aşamasında söz konusu bedelin davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece; davalı ... hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden ise bedelin davalılara ödendiğinin ispat edilemediği gerekçesiyle reddine hükmedilmiş, hükmün davacı vekilince temyizi üzerince Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 19.02.2007 tarihli ilamı ile; "Davacının dayandığı belge aslı dosyaya sunulduğu takdirde, her iki davalı isticvap edilerek belgeye karşı diyecekleri sorulması" gerektiği belirtilerek, bozulmuştur.
......
Bozma ilamına uyularak, mahkemece davanın reddine ilişkin verilen karar Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 28.03.2011 tarihli bozma ilamı ile "Mahkemece, davalıların davacıya gecekondu enkazı sattıkları ve zilyetliğin davacıya devredildiği gerekçesiyle davanın reddedildiği, oysa taraflar arasındaki harici sözleşmede, arsanın da satıldığı belirlendiğine göre tapulu taşınmazın harici sözleşme ile satışı sözkonusu olduğundan, işin esasına girilerek delillerin toplanması gerekirken, yazılı şekilde davanın reddinin doğru görülmediği" belirtilerek bozulmuştur.
Mahkemece; anılan bozma ilamına uyularak, davalı ... hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalılardan ... vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 18.11.2014 gün ve 2014/10687 Esas-2014/15092 Karar sayılı ilamı ile davalının sair temyiz itirazları reddedilerek "...mahkemece; davacı tarafça ödenen satış bedelinin akdin ifasının imkansız hale geldiği taşınmazın tapuda 3.kişiye satış tarihi itibariyle, enflasyon, üretici ve tüketici fiyatları endeksleri, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak suretiyle ulaşacağı alım gücünün yukarıda açıklanan ilke ve esaslar altında uzman bilirkişi veya kurulundan nedenlerini açıklayıcı, taraf, hâkim ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak belirlemesi ve bu miktara hükmedilmesi gerekirken, taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerine hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş, yeniden yapılan yargılama sonucunda, davalı ... yönünden bozma olmadığından yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, ... ve ... yönünden ise; 30.735,17 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- )Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-) Mahkemece, Dairemizin 18.11.2014 gün ve 2014/10687 Esas-2014/15092 Karar sayılı bozma ilamı doğrultusunda bilirkişiden rapor alınmış ise de bilirkişi raporunda; 03.12.1991 tarihindeki ödenen satış bedeli aktin ifasının imkansız hale geldiği taşınmazın tapuda 3. kişiye satış tarihi olan 24.02.2012 tarihi itibari ile çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınarak belirlendiği görülmüştür.
Davacı, taşınmazın davalılara ait olmadığını, başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazı kendisine sattıklarını ileri sürerek iş bu davayı 04.04.2003 tarihinde açmıştır. Somut olayda, dava konusu taşınmazın hiçbir zaman davalılar adına tapuda kayıtlı olmadığı dikkate alınarak davacı tarafça ödenen satış bedelinin akdin ifasının imkansız hale geldiği yani davacının iş bu davayı açtığı tarih itibariyle, enflasyon, üretici ve tüketici fiyatları endeksleri, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak suretiyle ulaşacağı alım gücünün belirlenmesi gerekirken dava tarihinden sonraki bir tarih esas alınarak belirlenen bedel üzerinden hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. .......
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı ... yararına BOZULMASINA, 1.630 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ..."a verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
........