Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/20432
Karar No: 2018/8957
Karar Tarihi: 25.09.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/20432 Esas 2018/8957 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/20432 E.  ,  2018/8957 K.

    "İçtihat Metni"

    ......
    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 25.09.2018 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı vekili Av.... ile davalı vekili Av.... geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalı Rektörlük ile yapılan 2003 tarihli kira sözleşmesi gereğince, sözleşmeye uygun olarak kendisinden kurulması talep edilen 3x6 metre ebatlarında konteynır hazır prefabrik kabin kurarak büfe olarak işletmeye başladığını, okulda bulunan öğrenci sayısındaki artış ve kira süresinin üç yıl olması nedeniyle işletilmekte olunan büfe yerine 247 m2 kapalı alanlı, 108 m2 açık alanlı tesis yaptığını, kira sözleşmesinin süresinin dolması üzerine taraflar arasında 2007 yılında yeniden üç yıllık kira sözleşmesi imzalandığını ancak kiraların davacı tarafından ödenememesi üzerine davalı Rektörlük tarafından gönderilen 24.03.2009 tarihli ihtarname ile kira sözleşmesinin fesih ihtarı ile sona erdiğini, sözleşmeye konu binanın davacı tarafından tahliye edilmesi neticesinde davacı tarafından yapılmış tüm tesisin davalı rektörlüğün kullanımına kaldığını, yaptırılan tespit sonucunda hazırlanan bilirkişi raporunda tesisin toplam 104.046,30 TL değerinde olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek şimdilik 10.000 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 21.02.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 104.046,30 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı; alacağın zamanaşımına uğradığını, sözleşmeye göre davacın yapacağı büfe ve çevresindeki ilaveleri tam ve eksiksiz olarak teslim ederek mülkiyetinin davalıya devredeceğinin ve hiçbir hak talep etmeyeceğinin kararlaştırıldığını, davacının yaptığı genişletmenin kendi isteği ile olduğunu ve bu işlerin sözleşmenin 6.maddesinde bahsedilen verim gücünü arttırmaya yönelik işler olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
    ......

    Mahkemece; davacının sebepsiz zenginleşme nedeni ile yasada belirtilen bir yıllık süre içinde dava açmadığı gerekçesiyle davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hümün davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 06.11.2013 gün ve 2013/12351 Esas- 2013/15383 Karar sayılı ilamı ile " ...davacının, taşınmazdan ""Tutanaktır"" başlıklı belgede belirtildiği üzere 25.05.2009 tarihinde ayrıldığı ve davacının taşınmazdan el çektiği bu tarih itibariyle davanın süresinde açıldığı dikkate alınmak suretiyle davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken..." gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 24.06.2015 gün ve 2015/6638 Esas- 2015/11705 Karar sayılı ilamı ile "...Somut olayda, yerel mahkeme kararının gerekçesinde, hükmedilen sonuca nasıl varıldığı konusunda herhangi bir açıklama yapılmamış, taraflar arasında imzalanan kira sözleşmeleri tartışılmamıştır. Bu bakımdan; yasanın aradığı anlamda gerekçeli bir hüküm mevcut olmaması ve ortada denetlenebilecek gerekçeli bir karar bulunmaması nedeniyle, mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir..." gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş, yeniden yargılama yargılama sırasında bilirkişi heyetinden rapor alınmış, taraflar arasındaki kira sözleşmeleri ve davacının taahhüde ilişkin beyanları kapsamında, davalı üniversite idaresi ile arasındaki kira sözleşmesinin devamı süresince sözleşmede belirtilen amaca uygun işlettiği kantin ve büfe işletmesi üzerine yaptığı tadilat ve imalattan dolayı sözleşmenin sona ermesinden itibaren davalıdan herhangi bir talepte bulunmayacağı ve yapılan tüm imalat ve tadilatın olduğu şekli ile idareye terk etmeye kabul ve taahhüt ettiği, yapılan bu imalat ve tadilattan dolayı hiçbir ad altında ödeme yapılmasını talep etmeyeceğini kabul ve taahhüt ettiği, davacının sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davalı idareden herhangi bir taleple bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-) Uyuşmazlık; yerel mahkemenin davanın kabule ilişkin kararının gerekçe yokluğundan bozulması yönündeki daire kararına uyulmasından sonra bu kez mahkemece ilk karardan tamamen farklı olarak ve tam tersine davanın reddi yoluna gidilmesine usul hükümleri karşısında olanak bulunup bulunmadığı, ilk bozma ilamına uyulmakla taraflardan birisi yararına usulü kazanılmış bir hakkın varlığından söz edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
    Somut olayda, dava, kiralanan taşınmaza yapılan masrafların sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin karar Dairemizin 24.06.2015 gün ve 2015/6638 Esas- 2015/11705 Karar sayılı ilamı ile "...Somut olayda, yerel mahkeme kararının gerekçesinde, hükmedilen sonuca nasıl varıldığı konusunda herhangi bir açıklama yapılmamış, taraflar arasında imzalanan kira sözleşmeleri tartışılmamıştır. Bu bakımdan; yasanın aradığı anlamda gerekçeli bir hüküm mevcut olmaması ve ortada denetlenebilecek gerekçeli bir karar bulunmaması nedeniyle, mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir..." gerekçesi ile bozulmuş, bozma nedenine göre şimdilik diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    .......
    Yerel Mahkemece bu bozmaya uyulmuş, ancak bu kez bozulan kararın aksine dava reddedilmiştir.
    Öncelikle belirtmek gerekir ki; yerel mahkemece verilen davanın kabulüne ilişkin kısa karar, bir davayı sona erdiren temyizi mümkün olan son kararlardandır. Bu kararla mahkeme davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur. Bu aşamada yapılması zorunlu iş, gerekçeli kararı kısa karar doğrultusunda ve yasal gerekçeleriyle birlikte mahkemenin yazmasından ibarettir. Artık bu karardan dönme olanaklı olmadığı gibi, kararın asli unsurlarından olan gerekçenin de hüküm fıkrasında uygun biçimde kararda yer alması gerekir. Esasen ilamın tefhim edilen karara uygun yazılması ve gerekçe taşıması Kamu düzeni ile doğrudan ilgili temel kurallardan olup, bu kurala Yasa koyucu HMK. Md. 297 ve 298. maddeleriyle varlık kazandırmıştır.
    Davanın reddine veya kabulüne dair karar tefhim edildikten sonra bundan dönülerek yeni ve bundan farklı bir hüküm kurulamayacağı gibi, gerekçe de kısa kararla çelişik olamaz ve daha da önemlisi karar gerekçesiz bırakılamaz. Aksinin kabulü mahkemelere güveni sarsacağı gibi Anayasa ve yasalarda yer alan açık kurallara aykırılık oluşturur.
    Diğer taraftan, mahkemece bozma ilamına uyulmakla bir taraf yararına usulü kazanılmış hak doğacağından bozma dışına çıkarak karar vermenin usuli kazanılmış hakkın ihlali anlamına geleceği de unutulmamalıdır.
    Nitekim, mahkemenin kabule ilişkin ilk kararı diğer yönleri incelenmeksizin sadece yasaya uygun olarak gerekçe taşımadığından bahisle bozulmuş, mahkemece bu bozmaya uyma kararı verilmiştir. Burada mahkemece yapılacak iş, hüküm sonucuna uygun gerekçe içeren gerekçeli kararın yazılması olmalıdır.
    Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin kararın, gerekçesiz olması nedeniyle bozulması sonucunda , hüküm sonucuna uygun gerekçeli bir karar yazılması gerekirken yukarıda belirtilen ilkelere aykırı ilk karara tamamen aykırı olacak şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    2-) Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1.630 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    ......






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi