21. Hukuk Dairesi 2019/2388 E. , 2020/527 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
2-...
3-... Vasisi ... Vekilleri Av....
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Bakırköy 19. İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
K A R A R
A)Davacı İstemi :
Davacı, 20/01/2004-12/11/2013 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığının tespitini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabı :
Davalı Kurum vekili, hak düşürücü sürenin geçtiği, çalışma olgusunun somut ve net bir şekilde ortaya konulması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; Hak düşürücü sürenin geçtiği, davacı ile birlikte 4 arkadaşının aynı gün işten ayrıldıkları, haksız kazanç elde etmek için bu davayı açtıkları, başlangıç tarihine ilişkin yazılı belge bulunduğu gerekçeleriyle davanın reddini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
Mahkeme gereçesinde özetle; dinlenne tanık beyanları ile dosya kapsamı dikkate alınarak ve Ramazan ayları dışlanarak “ 1-Davacının davasının kısmen kabulü ile kısmen reddine.
Davacının davalılara ait 1092909 nolu işyerinde ; 20/01/2004 - 31/06/2004 tarihleri arasında 160 gün, 01/07/2004-31/12/2004 tarihleri arasında 148 gün, 01/01/2005-31/12/2005 tarihleri arasında 329 gün, 01/01/2006-31/12/2006 tarihleri arasında 332 gün, 01/01/2007 - 17/10/2007 tarihleri arasında 256 gün, asgari ücret üzerinden hizmet akdine dayalı olarak sigortasız çalıştığının tespitine, Fazlaya ilişkin istemlerin reddine” karar verilmiştir.
İstinaf başvurusu :
Davalı SGK vekili dilekçesinde; davacının işe iriş bildirgesinin imzalı olduğu, sadece tanık beyanları ile karar verildiği, işe giriş ve çıkışlarının dikkate alınmadığı, eksik inceleme yapıldığı ve re" sen dikkate alınacak nedenlerle istinaf isteminde bulunmuştur.
./..
Davalılar ... ve ... vekili; Bilirkişi raporlarında davacının talep ettiği sürelerde çalışmasının olmadığı tespit edildiği halde aksine karar verildiği, aynı durumda davası olan 4 işçinin de davasında işçi lehine karar verilmesinin hakkaniyete aykırı olacağı, istinaf mahkemesince matbu şekilde red kararı verilip itirazlarının incelenmediği, çalışma sürelerinin işveren ile husumetli olan tanık beyanları ile ispatlanamayacağı, tespite karar verilen dönemde davacının başka bir işyerinde çalışıp çalışmadığının araştırılmadığı, hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçeleriyle istinaf isteminde bulunmuştur.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi :
Bölge Adliye Mahkemesince; Bakırköy 19. İş Mahkemesi"nin 26/07/2017 tarihli, 2013/1203 Esas - 2017/256 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekili, davalı Kurum vekili ve davalılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Yasanın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermiştir.
E)Temyiz :
Davalı kurum ve davalılar ... ve ... vekilleri istinaf yoluna başvurdukları aynı gerekçeleri tekrar etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliğinin kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Hizmet tespiti davalarında, davacının tespitini istediği çalışmanın geçtiği işyerinin sahibi olan gerçek ya da tüzel kişi işveren, Sosyal Güvenlik Kurumu ile zorunlu dava arkadaşıdır ve yine hizmet tespiti davalarında fiilen hizmetin verildiği gerçek veya tüzel kişi aleyhine hüküm kurulabilir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin (2). fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükmü öngörülmüştür.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; ... ve Ortakları ünvanlı 1092909 sicil numaralı işyerinin 01/08/2002 tarihinden itibaren kanun kapsamında olduğu, vergi kaydına göre; Davalı işyeri adresinde lokanta ve restoranların (içkili içkisiz) faaliyeti işine 16/07/2002 tarihinde başlayıp 09/12/2014 tarihinde işi bıraktıkları, işverenin işe başlama bildiriminde işveren adının ...- ... ve ortakları ... ile ... yazılı olduğu, işi bırakma bildiriminde ise ( 08/12/2014 tarihli) mükellef olarak sadece ...’ ın adının yazılı olduğu, başlamaya ait yoklama fişinde 50 adet küçük masa, 100 adet sandalye bulunduğu belirtildiği, davacının 17/10/2007- 12/12/2013 tarihleri arasında davalı işyerinden hizmet akdine dayalı sigortalı çalışmalarının bildirildiği, aynı zamanda bordro tanığı olan davacı ve davalı tanıklarının dinlendiği, çelişkili beyanda bulundukları, bir kısmının davalı işverene karşı devam eden davalarının bulunduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda, hizmet tespiti davalarının özelliği gereği gerçek işverene husumetin yöneltilmesi gerektiği dikkate alınmadan, tanık beyanları çelişkili olduğu halde daha fazla bordro tanığı, gerektiğinde komşu işyeri tanığı dinlenmeden, Ramazan aylarının dışlandığı belirtildiği halde dışlanan bu sürelerin hangi tarihler olduğu hükümde belirtilmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde infaz kabiliyeti bulunmayacak şekilde karar verilmesi hatalıdır.
./..
Yapılacak iş, ihtilaflı dönemdeki davalı işyeri sahip/ sahiplerini tespit etmek, bu kapsamda davalı işyeri vergi kayıtlarını istemek, ... vasisi olarak davaya devam eden ..." ın davalı işyeri sahiplerinden olduğunun tespiti halinde davalı olarak ayrıca davaya dahil edilmesi gerektiğini dikkate alarak davalılar dışındaki davalı işyeri sahiplerini usulünce davaya dahil etmek, gösterecekleri delilleri toplamak, dava konusu döneme ait dönem bordrolarının tümünü getirtmek, dönem bordrolarında ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle söz konusu işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyulduktan sonra infaza elverişli şekilde karar vermekten ibarettir.
O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge Adliye Mahkemesince eksik inceleme ve araştırma sonucu davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı ORTADAN KALDIRILMASI, ilk derece mahkemesinin kararının bozulması gerekmiştir.
G)SONUÇ :
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... ve ..."a iadesine, 04/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.