3. Hukuk Dairesi 2016/21183 E. , 2018/8978 K.
"İçtihat Metni".......
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 01/10/2011 tarihli kira kontratı ile işyeri olarak kiraladığı taşınmazın elektrik aboneliğini 26/03/2012 tarihinde üzerine alarak elektrik kullanmaya başladığını, uzun bir süre elektrik sayacının okunmayıp elektrik faturası da gönderilmemesi üzerine durumun incelenmesini ve tüketimin belirlenerek faturalandırılması için davalı şirkete başvuruda bulunduğunu, söz konusu başvuru üzerine tahakkuk ettirilen 31.933,20- TL bedelli fatura miktarının çok yüksek olup bu miktardan sorumlu olmadığının ve borçlu olduğu gerçek miktarın tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacının 01/10/2011 tarihinde kiraladığı adreste kendi adına abonelik sözleşmesinin düzenlendiği 26/03/2012 tarihinden önce elektrik kullanmaya başladığını, herhangi bir hatalı tahakkuk yapılmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının, 31.933,20 TL bedelli fatura nedeniyle davalıya 19.994,88 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz eedilmiştir.
Dava; elektrik aboneliğinden kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir.
.......
HMK"nun 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hâkimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hâkimlik mesleğinin gereği olarak hâkimin hukukî bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her hâlde seçilecek bilirkişinin mesleği
itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir. Bilirkişi raporu, kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasında çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Dosya kapsamından; dava konusu uyuşmazlığın çözümü açısından yargılama sırasında iki kez bilirkişi raporu alındığı, tek elektrik mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 30.04.2014 tarihli raporda; davacının, kaçak elektrik kullandığının ancak fatura bedeli miktarında borçlu olmadığının tespiti ile yetinilerek davacının sorumlu olduğu borç miktarının hesaplanmadığı, itiraz üzerine 27.06.2014 tarihli ek raporda da; kök rapordaki hususların tekrarı ile yetinildiği, söz konusu tek kişilik bilirkişi ek raporuna itiraz edilmesi üzerine, bu kez elektrik mühendislerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alındığı, 15.12.2014 tarihli bilirkişi heyet raporu ile 23.02.2015 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda ise; davalı ...... dava konusu faturayı kaçak elektrik enerjisi kullanımı nedeniyle değil, normal fatura bedeli olarak değerlendirerek normal tarifeden hesaplaması nedeniyle kendilerinin de normal tarife üzerinden hesaplama yapmak suretiyle davacıya 19.994,88 TL fazladan borç tahakkuk ettirildiğinin tespit edildiğini belirttikleri görülmüştür. Ancak, bilirkişi heyetinde yer alan elektrik mühendisi bilirkişilerden biri söz konu bilirkişi heyet raporuna ve bilirkişi heyeti ek raporuna muhalif kalarak kendi adına düzenlediği 14.01.2015 tarihli rapor ile 07.04.2015 tarihli ek raporunda; davacının kaçak elektrik kullanımının söz konusu olup, davalı şirketin tahakkuk ettirdiği fatura miktarında hatalı hesaplama olmaması nedeniyle davacının 31.933,20 TL fatura bedelinden sorumlu olduğunu bildirmesi karşısında; bilirkişi heyeti üyelerinin fatura bedelinin sebebi ve miktarı üzerinde ortak bir kanaate varamadıkları, ayrı ayrı düzenledikleri raporların çelişkili olduğu ve denetime elverişli olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, mahkemece, söz konusu bilirkişi heyeti üyeleri tarafından hazırlanan farklı içerikteki iki ayrı rapor arasındaki çelişkiler giderilmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir.
.......
Hal böyle olunca, mahkemece; bilirkişi heyeti üyelerince ortak bir kanaate varılamaması nedeniyle düzenlenen iki ayrı rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi heyetinden, fatura bedelinin neden kaynaklandığı ve miktarının tespitine ilişkin olarak ilgili yönetmelik hükümleri ve kurul kararları da raporda açıkça belirtilmek suretiyle Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınması suretiyle hüküm tesisi gerekirken,eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2) Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına
ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.09.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
......