MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, yaptığı işin itibari hizmet kapsamında olup olmadığının tespitiyle olması halinde itibari hizmet gün sayısının belirlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 28/02/1997- 01/05/2003 tarihleri arasında geçen çalışmalarından dolayı itibari hizmet süresinden yararlandırılması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının davasının kabulü ile davacının 28/02/1997 - 01/05/2003 döneminde davalı ... şirketinde yaptığı işlerinin 3395 sayılı kananun 13. Maddesi ile 506 sayılı ... kanuna 2098 sayılı kanunla eklenen 1. Maddesinin 11. Bendinin a-b-d-e fıkralarında açıklanan nitelikli işlerden olduğunun tespiti ile itibari hizmet süresinden faydalandırılmasına, bu dönemlerde pirim ödeme gün sayısının veya çalışmasının toplam 2220 gün olduğu ve bundan dolayı yararlandırılması gereken toplam itibari hizmet gün sayısının 555 gün olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı şirketin dava dilekçesinde belirtilen adresine tebligat çıkartıldığı ve daimi çalışan İffet Bilen adına tebliğ edildiği, davalı şirket tarafından herhangi bir cevap sunulmadığı, davalı şirketin tasfiye komisyonu tarafından şirketin tasfiye halinde olduğunun bildirildiği, Dairemizin 18/09/2014 tarih 2013/14336 Esas ve 2014/17774 Karar sayılı kararı ile “Davalı ...."nin tasfiye halinde olup olmadığı ve .."ye devredilip devredilmediği Ticaret Sicil Müdürlüğünden sorularak ve davalı şirketin Ticaret Sicil kayıtları Ticaret Sicil Müdürlüğüden getirtilerek dosyaya eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE” karar verildiği, geri çevirme kararından sonra Ticaret Sicil Müdürlüğünden alınan yazıda söz konusu şirketin, 30.03.2007 tarih 138 sayılı Fon Kurulu Kararı (EK/1) ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu"nun geçici 11. maddesine istinaden mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu"nun 15/7 (a) maddesi hükmü gereğince, temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin ... tarafından devralındığının, aynı kararla mevcut
yönetim ve denetim kurulu üyelerinin görevden alındığının, yönetim kurulu üyeliklerine ..."ın; denetim kurulu üyeliklerine ise ..."nin seçildiğinin, bu hususun 03.04.2007 tarihinde tescil edildiğinin ve 09.04.2007 tarih 6783 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi"nin 548. sayfasında ilan edildiğinin, şirketin, ..."nun, 26.03.2009 tarih 29/105 sayılı kararı gereğince sicilden terkin edildiği hususunun, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu hükümlerine uygun olarak 13.08.2009 tarihinde resen tescil edildiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, davalı şirketin ..."nin 26/03/2009 tarih ve 29/105 sayılı kararı ile sicilden terkin edildiği ve terkin kaydının 13/08/2009 tarihinde tescil edildiği anlaşıldığından davalı şirket ile ilgili olarak ihya yapması için davacıya süre vermek, taraf teşkilini sağlamak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.