Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5250
Karar No: 2018/15735
Karar Tarihi: 19.12.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2017/5250 Esas 2018/15735 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2017/5250 E.  ,  2018/15735 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... ......... MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ


    Taraflar arasında görülen tapu iptali tescil, olmadığı takdirde tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kabulü yönünde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakanları ...... Tekin’in 11456 ada 31 (eski 683) parsel sayılı taşınmazdaki 300/8800 payını davalı oğluna ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ettiğini, murisin bakım ihtiyacı olmadığı gibi, murise ......e kadar eşinin baktığını, murisin ......deki evinde yaşadığını ve orada öldüğünü, davalının ...’de ikamet etmekte olup murisi yanına almadığını,yapılan işlemin mirastan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, mirasbırakanın gelirinin ve sağlık güvencesinin bulunmadığını, murisin bakımının tarafından yapıldığını sağlık sigortasından yararlanmasını sağladığını, murisin istediğinde kendi yanında istediğinde ......de kaldığını, mal kaçırma amacının söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, tüm tanık anlatımları dikkate alındığında davalı tarafın bakım yükümlülüğünü yerine getirmesi nedeniyle söz konusu olayda muvazaanın söz konusu olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı istinaf talebinde bulunulması üzerine, ... Bölge ......... Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 15.09.2017 tarihli ilamı ile, davacıların muris muvazaası iddiasıyla açtıkları davanın sabit olduğu dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı gerekçesi ile davacıların istinaf taleplerinin kabulü ile murisin davalıya temlike konu ettiği taşınmaz payının imara yansıyan oranda davanın kabulü yönünde esas hakkında yeniden hüküm kurulmuştur.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, 1927 doğumlu mirasbırakan ...... Tekin’in 25.07.1996 tarihinde öldüğü,geriye mirasçı olarak ilk eşinden olma davacı oğlu ...... ile, ikinci eşinde olma davacı .........’ün kaldıkları, çekişme konusu eski 683 parsel (yeni 11456 ada 31 parsel) sayılı taşınmazın 300/8800 payı mirasbırakan adına kayıtlı iken 03.01.1995 tarihli Ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya temlik edildiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir bağıttır. (6098 sayılı Türk Borçlar Yasasının m. 611)). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (6098 sayılı Türk Borçlar Yasasının m.614)).
    Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının.........üne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi yaşama süresince bakımı gerektiren ve rastlantıya (tesadüfe) bağlı bir sözleşme türü olup TBK"nun 611 maddesi bakım alacaklısı yönünden gerçek kişi olması dışında özel bir nitelik öngörmemiştir. Bu bakımdan bakım alacaklısının akit anında özel bakıma muhtaç durumda olmasını aramak kanunda bulunmayan bir unsur ilave etmek olur.
    Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (6098 sayılı Türk Borçlar Yasasının m.19)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunu değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay......... Büyük Genel Kurulu"nun 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı......... Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
    Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
    Mirasbırakanın 1927 doğumlu olup temliki yaptığı tarihte 68 yaşında olduğu, davacı çocuklarından Osman ile birlikte oturduğu, çocuklarının hiçbirisi ile bir probleminin olmadığı, tanıklarca da çocuklarından mal kaçırmasını gerektirir somut bir bilginin ifade edilmediği toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
    Somut olaya yukarıdaki ilkeler uyarınca bakıldığında, temlikin mal kaçırma amacı ile değil, gerçekten bakılmak amacı ile yapıldığı, murisin tek taşınmazının dava konusu taşınmaz olmasının sonucu değiştirmeyeceği açıktır. Muris yaşadığı süre boyunca bakılmadığı iddiası ile bir dava açmadığına göre artık murise davalı tarafından bakıldığının kabulü zorunludur. Davalı bakım borcunu yerine getirdiğine göre temlikin muvazaalı olduğundan söz edilemez.
    Bu durumda yerel mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğru olduğu halde temlikin muvazaalı olduğu gerekçesi ile ... ......... Mahkemesi 16.Hukuk Dairesi’nce yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-a maddesi uyarınca ......... Mahkemesi kararının BOZULMASINA, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/2.maddesi gereğince dosyanın kararı veren ......... Mahkemesi 16.Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi