3. Hukuk Dairesi 2017/3745 E. , 2018/9096 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile aralarında 14/01/2010 tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi düzenlemiş olduklarını, halen kiracı olarak faaliyetine devam ettiğini ancak davalı belediyenin dava konusu işletmeyi üçüncü kişilere kiraya vermek istediğini, mevcut kira ilişkisi devam ederken davalının başkasına kiraya vermek için ihale düzenlenmesinin mümkün olmadığından davalının açıkça hukuka aykırılık teşkil eden eylemleri nedeniyle kiracılık sıfatının tespiti ile davalı idarenin sataşmasının önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; Belediyenin Büyükşehir statüsü kazanması ile birlikte tasarrufu dahilindeki taşınmazları 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu kapsamında ihaleye konu edilmesi amacıyla tüm kiracılara ihtarname keşide etmiş olduğunu, tarafların sözleşme özgürlüğü çerçevesinde düzenledikleri sözleşme hükümlerine aynen uymakla yükümlü olduklarını ayrıca ...... 24/03/2015 tarihli karar uyarınca 78 adet taşınmaz yerin kiralanması ile ilgili ertelenen ihalelerin iptal edilmiş olduğunu, bu itibarla; davacı yanın davasının konusuz kaldığını, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; taraflar arasındaki kira sözleşmesinin sona erdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
2886 Sayılı Devlet İhale Kanununun 5737 Sayılı Kanunun 79/c maddesi ile değişik “Ecrimisil Ve Tahliye” başlıklı 75.maddesinin 3 ve 4.fıkrasında; “kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm var ise ona göre hareket edilir. Aksi halde ecrimisil alınır. İşgal edilen taşınmaz mal, idarenin talebi üzerine bulunduğu yer mülkiye amirince en geç onbeş gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim
.....
edilir.” hükmü bulunmaktadır. Bu madde önceleri sadece Hazine tarafından bu kanun hükümlerine göre kiraya verilen taşınmazlar hakkında uygulanırken, 5393 Sayılı Belediye Kanunu nun 15/p-3 maddesi hükmüyle belediye taşınmazları 5538 Sayılı Kanunun 26/b maddesi uyarınca İl Özel İdareleri ve son olarak 5737 Sayılı Kanunun 79/c maddesi uyarınca ....... ait taşınmazlar hakkında da uygulanması öngörülmüştür.
Bu madde ile adı geçen kurumlara tahliye konusunda bir ayrıcalık tanınmıştır. Yasa, süre bitiminden itibaren ecrimisil alınacağını hüküm altına aldığından, 2886 Sayılı Yasanın 1.maddesi uyarınca usulüne uygun yeni bir sözleşme yapılmadıkça kiracıyı fuzuli şagil kabul etmek gerekir.
Hazine,....ve belediyeler 2886 Sayılı Yasa uyarınca kiraya verdikleri taşınmazlarını, kira süresi sonunda, işgal ne kadar süre devam ederse etsin kiralananın 6570 Sayılı Yasaya ya da Borçlar Kanununa tabi olup olmadığına bakılmaksızın her zaman gerek mahkemeden gerekse mülkiye amirinden tahliyesini isteyebilirler. Ecrimisil olarak alınması gereken paranın “kira parası” adı altında alınmış veya ödenmiş olması, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin yenilendiği anlamına gelmez.
Somut olayda; taraflar arasında imzalanan ve hükme esas alınan 01.01.2010 başlangıç tarihli ve oniki ay süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Her ne kadar Mahkemece taşınmazın 2886 Sayılı kanun kapsamında kiraya verildiği kabul edilerek karar verilmiş ise de; dosya kapsamından dava konusu taşınmazın davacıya 2886 Sayılı Kanun gereğince ihale ile kiraya verilip verilmediği anlaşılamamaktadır. Bu durumda Mahkemece yapılacak iş; öncelikle taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 2886 sayılı kanuna göre ihale ile kiraya verilip verilmediği hususu araştırılarak, dava tarihi itibariyle bu kira ilişkisinin devam edip etmediğinin tespiti ile dava tarihi sonrasında davalı Belediyenin yapacak olduğu ihaleyi iptal etmiş olduğu da dikkate alınarak, açılan davada dava tarihi itibariyle davacının kiracılık sıfatının devam edip etmediğinin tespiti yapılmak suretiyle gelişen duruma göre de davalının dava açılmasına sebebiyet verip vermediği üzerinde durularak sonucu dairesinde hüküm kurmak olmalıdır. Bu yön gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....