3. Hukuk Dairesi 2018/4361 E. , 2018/9113 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının su abonesi olduğunu, su tüketimi nedeniyle tahakkuk ettirilen fatura bedellerini ödemediğini bu nedenle, davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, %40"dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı; dava konusu fatura dönemlerinde adreste bulunmadığını, suyun kiracı tarafından tüketildiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile, .... sayılı takip dosyasındaki icra takibine itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacak üzerinden takdir olunan %40 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1- Uyuşmazlık, abone sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali talebine yöneliktir.
Temyiz incelemesi aşamasında 27.05.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7020 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un "Kapsam ve tanımlar" başlıklı 1 nci maddesinin birinci fıkrasında;
"Bu kanun hükümleri;
./..
-2-
(d) bendinin (3) numaralı alt bendinde yer alan; "3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu kapsamındaki belediyelerin su abonelerinden olan ve vadesi 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan su, atık su ve katı atık ücreti alacakları ile bunlara bağlı fer’i (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) alacaklarından,"
(e) bendinde yer alan; "20/11/1981 tarihli ve 2560 sayılı.....Hakkında Kanun kapsamındaki büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerinin, vadesi 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan su ve atık su bedeli alacakları ile bu alacaklara bağlı faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) alacaklarından," kesinleşmiş olup bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan alacaklar (bu maddede vadeye ilişkin belirtilen hükümler saklı kalmak kaydıyla) hakkında uygulanır."
"Kesinleşmiş alacakların yapılandırılması" başlıklı 2 nci maddesinin altıncı fıkrasında;"2464 sayılı Kanunun 97 nci maddesine göre tahsili gereken ücretler ile su, atık su ve katı atık ücreti alacaklarından vadesi 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olanlar ile bunlara bağlı fer’iler (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) hakkında bu maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi hükümlerine göre yapılacak hesaplamalar sonucu belirlenen tutarların aynı fıkra hükümleri çerçevesinde ödenmesi hâlinde bu alacaklara bağlı cezaların ve fer’ilerin (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) tahsilinden vazgeçilir."
Sekizinci fıkrasında;"2560 sayılı Kanun kapsamında Büyükşehir Belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerinin, vadesi 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan; su ve atık su bedeli alacak asıllarının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’iler (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) hakkında bu maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi hükümlerine göre yapılacak hesaplamalar sonucu belirlenen tutarların aynı fıkra hükümleri çerçevesinde ödenmesi hâlinde bu alacaklara bağlı cezaların ve gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’ilerin (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) tahsilinden vazgeçilir." hükmü getirilmiştir.
Yine aynı Kanunun kanun hükmünden yararlanmanın diğer şartları başlıklı kısmın 2.bendinde, 7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin on beşinci fıkrasında, bu Kanun hükmünden yararlanmak isteyen borçluların Kanunda belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamalarının şart olduğu hükme bağlanmış ayrıca mükelleflerce Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere davadan vazgeçilmesi hâlinde idarece de ihtilafların sürdürülmeyeceği belirtilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; 27.05.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7020 sayılı yasaya dayalı olarak, temyiz incelemesi sırasında 15.06.2017 tarihinde dava konusu borç yapılandırılmış ve taksite bağlanmıştır. Bu haliyle, dava tarihi itibari ile davacının davayı açmakta hukuki yararı olsa da yapılandırma anlaşması ile birlikte dava konusuz kalmıştır.
./..
-3-
Buna göre mahkemece, temyiz yasa yolu aşamasında konusuz kalan dava hakkında, karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurulması gerektiğinden, kararın bozulması gerektirmiştir.
Bu noktada ortaya çıkacak bir diğer konu ise; yargılama gideri ve vekalet ücretinden taraflardan hangisinin sorumlu olacağı hususudur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331.maddesinin 1.fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemenin yargılamaya devam ederek dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve tutumuyla dava açılmasına sebep olan tarafı yargılama giderine mahkum etmesi gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta; davalı dosyanın temyizi aşamasında davacı tarafın yapılandırma isteminde bulunmakla, borcu kabul ettiği davalı idarenin ise, yasal şartları taşıyan davacının talebini değerlendirerek borcu yapılandırdığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle dava tarihi itibariyle, ödenmeyen fatura bedellerinin abone olan davalıdan tahsilini isteyen davacının, dava açmakta haklı olduğu kuşkusuzdur.
Dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yasa nedeniyle, davalıya imkan sağlamak ve ihtilafları sürdürmemek durumunda olan davacının öncesinde dava açmakta haksız sayılamayacağından, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilerek, yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline ve davacı yararına maktu vekalet ücretine karar verilmesi gerekmektedir.
Bu haliyle; temyiz aşamasında yürürlüğe giren yasa hükümleri nedeniyle dava konusuz kalmış olup, mahkemece yeni oluşan durum nazara alınarak, yukarıda açıklanan şekilde hüküm tesis edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.09.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
....