3. Hukuk Dairesi 2018/5588 E. , 2018/9148 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasındaki eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının ziynet eşyalarını bozdurup araba aldığını ileri sürerek, 4 adet 15 gr, 3 adet 13 gr, 3 adet 10 gr, 1 adet 9 gr olmak üzere toplam 11 adet 22 ayar bilezik ile 28 adet çeyrek altın, 3 adet yarım altın, 1 adet 1 gr altın olmak üzere toplam 32 adet altının aynen iadesini, aynen iade mümkün olmadığı takdirde 15.500 TL’nin faizi ile birlikte tahsilini, fazlaya dair talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla müşterek eşyaların ½ sinin aynen iadesine bunun mümkün olmaması halinde 1.000 TL faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacı ile evlenirken az bir eşya ile geldiğini, davaya konu ev eşyalarının kendisi ve yakınları tarafından alındığını, halılardan 2 adet büyük boy halıyı davacının götürdüğünü, davaya konu ziynet eşyalarının davacı tarafından babasına teslim edildiğini, evlilik birliği süresinde alınan binek araç için bu altınların kullanılmadığını, aracın kendi yakınlarından alınan borçlarla alındığını, evlilik birliği devam ederken çekilen kredi ödenemeyince arabanın satılıp borçların ödendiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı tanıklarının yakın akraba olması sebebiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı dilekçesinde, davalının ziynet eşyalarını bozdurup araba aldığı iddiasında bulunmuştur. Davalı ise, davaya konu ziynet eşyalarının davacı tarafından babasına teslim edildiğini, evlilik birliği süresinde alınan araç için bu altınların kullanılmadığını, evlilik birliği devam ederken çekilen kredi ödenemeyince arabanın satılıp borçların ödendiğini bildirmiştir.
......
Davacı iddiasının ispatı için tanık deliline dayanmış ve gösterdiği tanıklar mahkemece dinlenmiştir. Tanıklar davalının altınları 15.500 TL’ye bozdurduğunu, bu altınlarla araba aldığını bizzat kendilerine söylediğini beyan etmişlerdir.
HUMK.’nun 240. maddesine göre, tanık beyanı takdiri bir delildir. Bu nedenle hakim, tanık ifadesi ile bağlı değildir. Tanığın doğru söylemediğine dair belirti ve deliller varsa, tanık beyanlarının aksi yönde de karar verebilir. Ancak, HUMK.’nun 254.maddesine göre aksine inandırıcı delil ve olaylar mevcut olmadıkça, asıl olan tanık beyanlarının doğru kabul edilmesidir. Sırf akrabalık, tanık beyanlarının reddi için, başlı başına sebep değildir.
Bu itibarla, tanıkların beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde, davacının, ziynet eşyaları bozdurularak araba alındığı iddiasını ispat ettiği anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davalı tarafından aksine inandırıcı delil ve olay gösterilmediği halde, davacı tanıklarının beyanları kabule değer görülmeyerek davanın reddi şeklinde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
.......