3. Hukuk Dairesi 2016/22610 E. , 2018/9152 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalılarla ortak mirasçı olduklarını, dava dışı..... tarafından murisin bakım ücreti alacağı nedeniyle açılan davanın kabul edildiğini, dava dışı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde miras payından fazla ödeme yaptığını, davalıların da alacaktan sorumlu bulunduklarını, bu kapsamda rücuen alacağının tahsili amacıyla icra takibi başlattığını, davalıların itiraz ettiğini belirterek; itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar........ dava dışı alacaklı ile karşılıklı ibralaştıklarını, kendilerinin borcu kalmadığını, davacının kendilerine ait bedel ödemediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... adına usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermediği görülmektedir.
Mahkemece; davacının kendi payını aşan ödeme yaptığı, ancak davalılar ........ile dava dışı alacaklı arasında düzenlenen 27/12/2012 tarihli belge ile alacaklının takipten vazgeçip belirtilen davalıları ibra ettiği, bu nedenle iç ilişkiye bir borçlunun zararına hareket eden alacaklının sorumlu olduğu, davalıların sorumluluğu bulunmadığı, davalı ... yönünden itirazının haklı olmadığı, ödendiği belirtilen 5.000,00 TL’nin ise gerekçe yazımı sırasında fark edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takip dosyasında borçlu .........11.571,82 TL alacağa vaki itirazının iptali ile, borçlu ....... bakımından takibin bu alacak miktarı üzerinden devamına, borçlu ......... faize itirazının iptali ve diğer borçlular.........borca ve faize itirazlarının iptali talebinin reddine, İİK 67/2 maddesi uyarınca %20 hesabı ile 2.314,36 TL icra inkar tazminatının davacı yararına davalı ..."den tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
....
1-) Davalı ...’in temyiz incelemesinde;
Mahkeme hükmü ve davacı tarafın temyiz başvuru dilekçesi davalıya 22/04/2016 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise HUMK’ nun 432. maddesinde öngörülen onbeş günlük yasal süre geçirildikten sonra 02/06/2016 tarihinde verilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay tarafından da karar verilebilir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddi gerekir.
2-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
3-) Dava; murisin bakımından kaynaklanan alacak miktarının fazla ödenmesine ilişkin rücuen diğer mirasçılardan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemidir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 165. maddesinde “Kanun veya sözleşme ile aksi belirlenmedikçe, borçlulardan biri kendi davranışıyla diğer borçluların durumunu ağırlaştıramaz.”
167. maddesinde ise “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; dava dışı alacaklı ..... tarafından mirasçılar aleyhine açılan murisin bakımından kaynaklanan alacak davası sonucunda hükmedilen bedele ilişkin icra takibi başlatıldığı, davacının miras payından fazla ödeme yaptığı, bu sırada alacaklı ..... ile davalılar........arasında 27/12/2012 tarihli ibra belgesi imzalandığı, bu belgeye göre alacaklının takipten vazgeçtiğini, alacağının bulunmadığını beyan ettiği, mahkemece de bu belgenin davalıları sorumluktan kurtardığı belirtilmiştir.
Her ne kadar; davalılar ile dava dışı alacaklı arasında ibra belgesi imzalanmış ise de irade beyanlarının karşılıklı taleplere ilişkin olduğu, söz konusu belgenin icra dosyasına ibraz edilmediği, müteselsil borçluların bu tür belgeyle payından fazla ödeme yapan davacının durumunu ağırlaştıramayacağı, alacaklının fazla ödeme alması nedeniyle ibranın sonuçları yönünden davacının olumsuz etkilenmeyeceği belirlenmektedir.
O halde; mahkemece; dava dışı alacaklı...... ile davalılar.... arasında 27/12/2012 tarihli belgenin payından fazla ödeme yapan davacının durumunu ağırlaştırmayacağı dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
.......
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin s temyiz isteminin süreden reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına, BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
......