11. Hukuk Dairesi 2017/26 E. , 2018/7915 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... ... 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... ... 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26/04/2016 tarih ve 2013/40-2016/50 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 11/12/2018 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı adına kayıtlı “...” ibareli markanın bulunduğunu ve bu markanın tanınmış marka olduğunu, davalının ise “...M” ibaresi ile davacı markasında yer alan şekli kullanarak ticari faaliyette bulunduğunu, ihtarname keşide edilerek tecavüzün durdurulması talep edilmişse de davalının tecavüzüne devam ettiğini ileri sürerek, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, davacının marka hakkına tecavüz teşkil eden karşı tarafa ait ürün, ilan, reklâm, broşür, afiş ve sair her türlü tanıtım malzemesinin, basılı kâğıtlar, faturalar ve sair türlü ticari evrakın, basılı meteryalin imhasına, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faziyle tahsiline, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiş; 17/11/2015 tarihli dilekçesiyle maddi tazminat talebini 81.385,51 TL ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacının markasına herhangi bir tecavüzün olmadığını, haksız rekabetin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kabulüne, davalının davacının markasına yaptığı tecavüzün haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, vaki tecavüzün men ve ref’ine, 81.385,51 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 86.385,51 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, hükmün ilanına karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki 3 numaralı bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, markaya tecavüzün, haksız rekabetin tespiti, men’i, imha kararı verilmesi, maddi ve manevi tazminat ile hükmün ilanı istemlerine ilişkindir. Dava dilekçesinde, davacının marka hakkına tecavüz teşkil eden karşı tarafa ait ürün, ilan, reklâm, broşür, afiş ve sair her türlü tanıtım malzemesinin, basılı kâğıtlar, faturalar ve sair her türlü ticari evrakın, basılı meteryalin imhasına karar verilmesi talebinde de bulunulmuş olup, davalının davacının marka hakkına tecavüzde bulunduğu tespit edildiği ve davanın kabulüne karar verildiği halde imha yönündeki bu talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken vaki tecavüzün men ve ref’ine karar verilerek imha yönünde bir karar verilmemesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
3-Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, her davanın açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilmesi gerektiği halde, bilirkişi raporundaki dava tarihinden sonraki dönemi de kapsar şekilde yapılan tazminat hesabına göre maddi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca, davacı vekilince 556 sayılı KHK.nın 66/b bendi gereğince “marka hakkına tecavüz edenin, markayı kullanmak yoluyla elde ettiği kazanca göre,” yoksun kalınan kazancın hesaplanması talep edilmiş olup, bu durumda marka hakkına tecavüz edenin sadece tecavüze konu markayı kullandığı mallar yönünden yoksun kalınan kazanca hükmedilmesi gerekir. Yani, davalının dava konusu olan markayı kullanmak suretiyle elde ettiği kazancın tespiti ile bu kullanımın davalı kazancındaki oranının belirlenmesi, hükmedilecek maddi tazminatın buna göre hesaplanması gerekir. Bu doğrultuda, internet sitelerinde yer alan ürünler ile davalı tarafın faturalarında tespit edilecek dava konusu markanın kullanıldığı ürün kodları itibariyle davacının marka hakkının ihlal edildiği dikkate alınarak sadece bu tecavüzlü mallar yönünden davalı tarafın elde ettiği kazancın tespiti ile maddi tazminat talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken davalı tarafça satılan tüm mallarda davacı tarafın marka hakkına tecavüzde bulunulmuş gibi davalının tüm ürünleri üzerinden elde ettiği kazanç nazara alınarak yapılan hesaplamaya dayalı karar verilmesi doğru olmamış, bu nedenle hükmün davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin herbir taraftan alınıp yekdiğerine verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 13/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.