11. Hukuk Dairesi 2017/450 E. , 2018/7918 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 03.11.2016 tarih ve 2014/252-2016/733 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 11.12.2018 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekilleri Av. ..., Av. ... ve Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında hazine bonosu yatırımlarına ilişkin olmak üzere 02/10/2000 tarihli aracılık sözleşmesinin düzenlendiğini, bu sözleşmenin akabinde davalının yönlendirmesi ile müvekkilinin ... Şubesi"ne toplam 1.343.000 TL"yi mevduat/depozit olarak yatırdığını, bu miktarın 04/12/2000 tarihine kadar işleyen faizi ile birlikte 1.403.851 TL"ye ulaştığını, müvekkilinin müteaddit defalar söz konusu meblağın başka bir hesabına havale edilmesini istemesine rağmen davalının havale işlemini gerçekleştirmediğini, davalı bankanın hazine bonosu işlemlerinde zarar ettiğini yazılı olarak müvekkiline bildirdiğini, ancak sonrasında ise müvekkili adına herhangi bir hazine bonosu işleminin banka tarafından hiç yapılmadığına ilişkin yazı gönderdiğini, hazine bonosu işlemlerinden zarar ettiğini ileri süren davalının bu zararının karşılanması için Malta Mahkemesi"nde açtığı davanın reddedildiğini, bu kararın kesinleşmesi ile davalının herhangi bir zararının bulunmadığının ortaya çıktığını ileri sürerek, 1.403.851 TL"nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında 02/10/2000 tarihinde aracılık sözleşmesi imzalandığını, davacının kendilerine 27/11/2000 tarihli icra kurulu başkanı ..."un imzasını içeren onay yazısı ile 04/12/2000 valör/takas tarihli 41.500.000 TL nominal değerli ve 29.631.000 TL satış bedelli devlet tahvili alım işlemi yapacağına dair yazılı teyit gönderdiğini, bilahare yanlar arasında yapılan telefon görüşmesinde davacı şirketin 04/12/2000 tarihinde geri ödemeyi gerçekleştiremeyeceğini beyan etmesine müteakip zararın büyümesinin engellenmesi maksadıyla davalı banka tarafından derhal devlet tahvillerinin davacıya satışı ve bu devlet tahvillerinin davacıdan geri alım işlemlerinin yapıldığını, ancak bu çabalara rağmen davalı bankanın devlet tahvil işleminden 3.351.000 TL zararının ortaya çıktığını, davacının mevduat hesabında teminat olarak tutulan 1.343.000 TL"nin bu zarara mahsup edileceğinin davacı tarafa bildirildiğini ve müvekkilince bakiye zararının tahsili için Malta Cumhuriyeti Hukuk Mahkemesine açtığı davanın ret ile sonuçlandığını, taraflar arasında varılan anlaşma gereğince netting diye tabir edilen devlet tahvili işleminin gerçekletişildiğini, bu işlem modelinde davacının almış olduğu devlet tahvilinin
alım tarihinde herhangi bir ödeme yapmaksızın belli bir vadede ödemeyi, bankanın da satış bedeli sabitlenen devlet tahvilini davacı hesabına geçirmeyi taahhüt ettiğini, bu sistemde davacının vade tarihi itibariyle devlet tahvilinin yükselmesini öngörerek kâr etmeyi hedeflediğini, bankanın davacının talimatları doğrultusunda hareket ettiğini ve bu şekilde meydana gelen zarardan davacının sorumlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında aracılık sözleşmesi imzalandığı, davalı bankanın Bahreyn şubesinde yer alan davacı hesabına 1.343.000,00 TL"nin yatırıldığı, davalı banka tarafından davacının talimatıyla davacı nam ve hesabına yapılan netting olarak tabir edilen devlet tahvili işleminden dolayı oluştuğu iddia edilen 3.351.000,00 TL zararın dava konusu mevduatın mahsubu neticesi bakiye kısmının tahsili için Malta Cumhuriyeti 1. Hukuk Mahkemesi"nin 803/2001/1 sayılı dosyasıyla açılan davanın reddedildiği, ilgili kararın tanınmasına ilişkin kararın kesinleştiği, dolayısıyla davalı bankanın davacı talimatıyla davacı nam ve hesabına devlet tahvili alım işleminden oluşan zarara dava konusu edilen mevduatı mahsup ettiği yönündeki savunmasına itibar edilmediği, davalı bankanın davacıya ait mevduatı iade borcu altında olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, 1.403.851,00 TL"nin 24/01/2001 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 71.922,56 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 13/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.