3. Hukuk Dairesi 2016/20655 E. , 2018/9186 K.
"İçtihat Metni".......
Taraflar arasındaki tapu iptal tescil-alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; muris eşi ........01.06.2009 tarihinde vefat ettiğini, toplam 8 daireli taşınmazın muris ve kardeşi ile birlikte yaptırılarak 1978 yılında tamamlandığını, aynı yıl davacının muris eşi ile birlikte 5 no.lu meskene taşındığını, halen aynı yerde oturmakta olduğunu, binanın yapımı sırasında muris ve kardeşinin maddi sıkıntı çekmeleri nedeniyle davacının ailesinden gelen yardımı murise verdiğini, yapım aşamasında davacının maddi katkıda bulunduğunu, 5 no.lu mesken muris adına kayıtlı olmakla birlikte murisin sağlığında dairenin gerçekte eşine ait olduğunu defalarca dile getirdiğini, 5 no.lu dairede önemli tadilatlar yapıldığını, bu değişikliklerin önemli ölçüde davacının parası ile karşılandığını, diğer tarafan davalı ..."ın ortaklığın giderilmesi davası açtığını belirterek, 5 no.lu meskenin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, olmadığı takdirde taşınmazda davacının yaptığı değişikliklerin taşınmazın değerinde meydana getirdiği artışın tespiti ile miras payları oranında faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş; 01.04.2011 havale tarihli dilekçesinde dava değerini 10.000,00 TL olarak açıklamıştır.
Davalı ...; davacının geliri bulunmadığını, herhangi bir işte çalışmadığını, ev hanımı olduğunu, eldeki davanın derdest olan ortaklığın giderilmesi davasını sürüncemede bırakmak için açıldığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Davalı ...; sdavacının taşınmaza katkısının doğru olduğunu bildirmiştir.
Diğer davalılar; davaya cevap vermemiştir.
./..
-2-
Mahkemece; koşulları oluşmadığından tapu iptali-tescil isteminin reddine, terditli istemi olan tazminat talebine gelince; 20.01.2013 tarihli bilirkişi raporunda davacının yaptığı kalıcı, faydalı, değer arttırıcı işlerin tutarı 30.000,00 TL. olarak belirtilmiş ise de, davacı talebinin 10.000,00 TL. olduğu, ıslahın da yapılmadığı görülmekle davanın kabulü ile 10.000,00 TL.nın 17.12.2010 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen davalılardan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacının temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, ortak taşınmaza yapılan faydalı ve zorunlu masrafların BK. 61. maddesi gereğince sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsili talebine ilişkindir.
Sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak iade isteminde bulunulabilmesi için bir tarafın malvarlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. Buna göre sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Zenginleşen, başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. (TBK m.77/1)
Davacının, taşınmaza yaptığını iddia ettiği iyileştirme giderlerini sebepsiz iktisap hükümleri uyarınca davalılardan isteyebilmesi için yaptığı giderlerin mal varlığından çıkmış ve davalı tarafın mal varlığına geçmiş olması gerekir.
Somut olayda; davacı dava tarihi itibariyle dava konusu taşınmazda oturmakta olup, taşınmaz davacının kullanımından çıkmamıştır.
Hal böyle olunca mahkemece; temyize konu iş bu alacak davasının açıldığı tarih itibariyle davacının dava konusu taşınmazı kullanmaya devam ettiği, bu şartlar altında davacı aleyhine davalıların sebepsiz zenginleşmediği nazara alınarak, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığından bahisle, hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.09.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
....