3. Hukuk Dairesi 2016/21494 E. , 2018/9196 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; tapuda annesi ...... Dağ adına kayıtlı olan taşınmazın ...... aboneliğini kendi üzerine aldığını, ancak 23.07.1997 tarihinde söz konusu taşınmazın dava dışı ...... Arpa adına tescil edildiğini, ...... Arpa"nın tescil tarihinden itibaren söz konusu taşınmazı kullanmasına rağmen hiçbir faturayı ödemediğini, 13.04.2010 tarihi itibariyle aboneliğe ait 16.054,84 TL"lik borcun kendisi adına göründüğünü ve icra tehdidi altında kaldığını ileri sürerek, davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davacı tarafın üzerine düşen özen yükümlülüğü çerçevesinde taşınmazın 23.07.1997 tarihli satışı sonrası abonelik sözleşmesini iptal etmeyerek ve kendilerine başvuru yapmayarak mevcut zararın doğmasına ve usulsüz ...... tüketimine sebebiyet verdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, davacının 1204610 nolu abonelikten dolayı davalıya 291,70 TL haricinde borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hükmün davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 30.01.2014 tarih 2013/17113 E. - 2014/1284 K. sayılı ilamı ile; ""Mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden davalının davacı taraftan isteyebileceği bedelin, tahakkuk tarihleri dikkate alınarak 01.03.2003 tarihinden önceki tahakkuklar için ...... Tarifeleri Yönetmeliği hükümlerine, bu tarihten sonraki tahakkuklar için ise ...... Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre ayrı ayrı hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınması, davalının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının bu şekilde belirlenmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği""nden bahisle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyma kararı verilerek yapılan yargılama neticesinde; 29.03.2016 tarihli ek bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın 14.295,68 TL yönünden kabulüne yani bu miktar yönünden borçlu olmadığının tespitine, geriye kalan 1.759,16 TL yönünden davanın reddine yani bu miktar yönünden borçlu olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm; davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Her ne kadar mahkemece bozmaya uyma kararı verilmiş ise de bozma ilamına uygun karar verilmemiştir. Şöyle ki;
09/11/1995 tarih, 22458 sayılı ... Gazetede yayınlanan ...... Tarifeleri Yönetmeliği 50.maddesine göre; ""Abonenin kullanım yerine bırakılan veya posta ile gönderilen faturanın veya bildirimin, üzerinde yazılı son ödeme tarihine kadar ödenmesi esastır. Ancak, bu fatura bedeli son ödeme tarihine kadar ödenmediği takdirde, 20 (yirmi) gün (dahil) içinde aboneye, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebligat yapılır. Bu tebligattan sonra fatura bedeli 10 (on) gün içinde ödenmediği takdirde abonenin elektriği kesilir. Teşekkül veya şirket tarafından fiilen elektriği kesilmeyen aboneden açma-kapama bedeli talep edilmez.""
25/09/2002 tarihli ve 24887 sayılı ... Gazetede yayınlanan ...... Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24. maddesine göre ise; “Müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilebilir.”
Buna göre; 09/11/1995 tarihli ...... Tarifeleri Yönetmeliği"nin yukarıda anılan hükümleri gereğince zamanında ödenmeyen faturalardan dolayı elektriğin kesilmesinin amir hüküm olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davalı, davacının ...... abonesidir. Davalının 2000/09 – 2011/02 dönemleri arasında ...... tüketim bedeline esas faturaların ödenmemesine rağmen yönetmelikler gereği elektriği kesmemesi davalı açısından müterafik kusur teşkil etse de bu kusur tüketilen enerji bedelinin aslından davacının beraatını gerektirmeyeceği gibi tüketim bedeli olan ana borçtan hukukî sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz. Olsa olsa davacının (normal tüketim bedeli dışında) gecikme zammından en fazla yasal faize kadar indirim gerektirir.
Somut olayda ise hükme esas alınan 29.03.2016 tarihli ek bilirkişi raporu incelendiğinde; 2000/09 – 01.03.2003 tarihleri arasında tahakkuk eden faturaların, bu dönemde yürürlükte olan ...... Tarifeleri Yönetmeliği"ne göre hesabının, ödenmeyen ilk faturayı takip eden dönemdeki ikinci faturanın son ödeme tarihine kadar olan ...... bedelinden ve gecikme faizinden davcının sorumlu olduğu, ikinci faturanın son ödeme tarihinden sonraki fatura bedelinden ve gecikme faizinden sorumlu olmayacağı belirtilerek, ...... Tarifeleri Yönetmeliği dönemindeki borcun toplam 291,64 TL olduğu kanaatinin bildirildiği görülmektedir.
O halde; mahkemece yapılacak iş, dosyanın yeniden bilirkişiye tevdi ile dava konusu alacak döneminde yürürlükte bulunan ...... Tarifelerinin ilgili maddeleri uyarınca; davalının normal tüketim bedelinin aslından (ana borçtan) her halükarda sorumlu olduğu, Yönetmelik gereğince elektriğin kesilmesi gereken tarihin belirlenmesi bu tarihe kadar olan borcun tamamının hesap edilmesi, bu tarihten sonraki dönem için ise davalının elektriği kesmemesinin müterafik kusur teşkil edeceği ve bunun da ancak davacı için gecikme zammından indirim sağlayacağı, bu indiriminde en fazla yasal faize kadar olacağı nazara alınarak bilirkişiden rapor alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlere hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27.09.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.