3. Hukuk Dairesi 2016/22346 E. , 2018/9198 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 2010 yılında 0542 350 77 29 numaralı bir hat aldığını, bu hattı 6 ay süre ile kullandığını, daha sonra kontörlü tarifeye geçtiğini, ardından da kapattırdığını, hattın faturalı kullanıldığı dönemde kredi kartından otomatik ödeme talimatı ile banka vasıtasıyla faturaların ödendiğini, bir süre sonra kredi kartı hesap ekstresini incelediğinde 2015 yılı Şubat ve Mart aylarına ait kapattırmış olduğu 0542 350 77 29 numaralı hat için 401,50 TL ve 193,80 TL"nin hesabından çekilmiş olduğunu gördüğünü, bunun üzerine davalı şirket çağrı merkezi ile defalarca görüştüğünü, bir kaç kez iş yerinden izin alarak faks gönderdiğini ancak bir olumlu sonuç alamadığını ileri sürerek, fatura bedeli olan 595,30 TL"nin ödendiği tarihten itibaren, 5.000,00 TL manevi tazminatın ise dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davacı tarafın ileri sürdüğü sıkıntının giderilmesi için çaba gösterdiklerini, ne var ki davacının kendisinden istenilen hususları yerine getirmediğini, davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini, manevi tazminatın şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davalı şirketin dört yıl önce kapatılan bir hattan dolayı davacıya fatura çıkartmak suretiyle sorumsuzca davrandığı gibi mesele kendisine intikal ettirildikten sonra da iyi niyetle yaklaşıp sorunu gidermek adına hiç bir şey yapmadığını, bu süreç içinde davacının söz konusu faturaları ödemek zorunda kalması, şirkete ulaşmak için defalarca telefon görüşmeleri yapması ve faks çekmesi ve işini gücünü bırakarak bu işlerle uğraşması nedeniyle mağdur olduğu, psikolojik ve duygusal yönden zarar gördüğü, davalı şirketin de başta yaptığı hatayı öğrendiği halde gidermek için hiç bir şey yapmamasının ağır kusurlu bir
./..
-2-
yaklaşım olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 595,30 TL fatura bedelinin ödendiği 16.04.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm; davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Borçlar Kanunu’nun 49.maddesi (TBK.nun 58. md.) hükmüne göre manevi tazminata karar verilebilmesi için 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 24.maddesi hükmünde genel olarak açıklanan kişilik haklarına bir saldırı bulunması, hukuka aykırı fiil sonucunda kişilik haklarının zarar görmüş olması zorunludur.
Malvarlığında bir zarar meydana gelmesi halinde de kişinin az veya çok üzüleceği ve manevi olarak acı çekeceği kuşkusuzdur. Ne var ki, dava konusu nedenden kaynaklanan ihlaller manevi tazmin yolu ile giderim kapsamında düşünülemez.
Anılan madde hükmü ile yalnızca kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan zararların giderilmesi amaçlandığından malvarlığı zarara uğrayan kişi yararına Borçlar Kanununun 49.maddesi hükmüne göre manevi tazminata hükmedilmesi yasal olarak mümkün bulunmamaktadır.
Manevi zarar,kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Objektif eksilmeden ise,sadece o kişi için değil;toplumdaki diğer bireylerin de aynı zarara(duruma)düşmeleri anlaşılmaktadır. Yasalar manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlandırmıştır. Bunlar,kişinin ve ailenin onur ve saygınlığına yönelik suçlar(TCK 125 ),kişilik değerlerinin zedelenmesi (MK 24.md),isme saldırı(TMK 26.md),nişan bozulması (TMK 121 .md),evlenmenin feshi(TMK 174),babalığın benimsenmemesi(MK 286 ),bedensel zarar ve öldürme(BK 56 ) ile kişilik haklarının zedelenmesidir.(BK 58).TMK 24 ve TBK 58. maddede belirtilen kişisel çıkarlar;kişilik haklarıdır.Kişilik hakkı ise kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir.Kişisel varlıklar ,insanın insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimdir.(4.H.D. 08.04.1996 tarih,1996/3713 esas ,1996/4111 karar)
Somut olayda, manevi zararın esaslı unsurunu teşkil eden kişilik değerlerindeki objektif eksilme noktasına ulaştığının kabulü mümkün değildir.
Hal böyle olunca, manevi tazminat koşullarının gerçekleştiği ispat edilemediğinden manevi tazminat yönünden talebin reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde davacının manevi tazminat isteminin de kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın manevi tazminat yönünden bozulması gerekmiştir.
.....
SONUÇ; Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.09.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
....