20. Hukuk Dairesi 2015/13860 E. , 2017/2232 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü, 136 ada 1 parsel “ham toprak” niteliğiyle, 29.402,53 m2 yüzölçümlü olarak, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan, ekonomik yarar sağlanması mümkün olmayan yerlerden olduğu belirtilerek ... adına tespit edilmiş, tutanak itiraz edilmeksizin 23.06.2008 tarihinde kesinleşerek tespit gibi tapu siciline tescil edilmiştir.
Davacı vekili 19.04.2011 tarihli dilekçesinde, taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı lehine kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 136 ada 1 parselin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Hüküm, ... temsilcisi tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 11.09.2012 tarihli 2012/1557-7348 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; ""Davacı vekili, dava konusu taşınmazın öncesinin vekil edeninin babası ...’a ait iken davacıya devrettiğini ileri sürerek iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Dosya arasında bulunan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/79 Esas – 2011/ 66 Karar sayılı dosyanın incelenmesinde; davacısı:...’un, davalı ... aleyhine, aynı parsel hakkında zilyetliğe dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunduğu, yargılama sonunda oğlu ...’a devrederek taşınmazla alakasının kesildiği ve taraf sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Anılan dava dosyası içerisinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar; ... ile ...’un tespit tarihinden geriye doğru yirmi yılı aşkın eklemeli zilyetliğini bildirmişler, ... Mühendisi, ... Mühendisi, Jeolog Bilirkişiler raporlarında; çekişme konusu taşınmazın % 20 - 25 eğimli olduğunu, kısmen tarla ve meyve bahçesi olarak kullanıldığını, yer yer yamaç molozu ile örtülü olduğunu, sınırındaki aktif dereden etkilenmediğini, ... kadastro paftasının dışında ... sayılmayan yerlerden olduğunu bildirmişlerse de; yapılan araştırma ve inceleme taşınmazın niteliğinin ve özel mülkiyete elverişli olup olmadığının belirlenmesi bakımından yeterli görülmemiştir. Bilindiği üzere bir arazinin kullanım süresi ve niteliği ile üzerinde imar- ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirlenme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için; tespit tarihinden geriye doğru 20-30 yıllık zaman aralığında çekilmiş (1978-1988 yılları arasında) stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerekir. Stereoskopik çift hava fotoğrafı bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görünmesi, taşınmazın çekim tarihindeki sınırlarının ve niteliğinin belirlenebilmesi bu yolla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. Mahkemece, uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması için gerekli bulunan hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır.
Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş;...Mühendisi, Kadastro Fen elemanı, Jeodezi veya Fotoğrametri uzmanından oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının getirilip stereoskop aleti ile yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak, öncelikle çekişme konusu taşınmaz hava fotoğraflarında gösterilmeli, daha sonra bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin, imar- ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarımsal amaçlı zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılması gerekir. Tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara göre hazırlanan uzman bilirkişi raporları ile denetlenmelidir.
Bundan ayrı, dosya arasında bulunan ve tarafların itiraz etmediği fotoğraflarda dava konusu taşınmazın eğimli ve üzerindeki ağaçların yeni dikilmiş bulunduğu anlaşıldığı gibi jeolog bilirkişi raporunda taşınmazın yer yer yamaç molozu ile örtülü olduğu bildirilmiştir. Uyuşmazlık konusu tapu kaydının iptal edilerek davacı adına tescil edilebilmesi için, davacı lehine zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleştiğinin ve taşınmazın özel mülkiyete elverişli olduğunun duruksamaya yer vermeyecek şekilde kanıtlanması gerekir. Bu nedenle dosya arasında bulunan fotoğraflar ile somut bulgular göz önünde bulundurularak önceden dinlenenlerin dışında yeniden seçilecek yaşlı yerel bilirkişiler ile ... Mühendisi ve Jeolog bilirkişi aracılığıyla taşınmazın bulunduğu yerde yeniden keşif yapılarak, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, bitki örtüsünün ve üzerindeki ağaçların yaşlarının tespiti bakımından yanların, yerel mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine açık bilimsel gerekçelere ve maddi bulgulara dayalı rapor hazırlamaları istenmeli, parsel içinde kazanma koşulları oluşmayan bölümlerin bulunması durumunda teknik bilirkişiye işaretletilerek hüküm kurulurken gözönünde bulundurulmalıdır. Tüm bu eksiklikler giderildikten sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan delillere göre davanın esası hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak karar verilmiş olması isabetsizdir."" denilmiştir. Bozma ilamına karşı davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuş, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 14.02.2013 tarih 2012/12450-2013/1406 sayılı kararı ile talebi reddedilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra yapılan yargılama neticesinde, davacının davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde ... kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna ve bozma sonrası keşifte dinlenen uzman ... bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın ... sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 21/03/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.