3. Hukuk Dairesi 2017/5652 E. , 2018/9220 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasındaki fesih ve çek iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ..." e ait taşınmazı 15.03.2006 tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiralayıp 1 yıllık kira bedelini çek olarak davalılara ödediğini, 10 gün sonra kiraladığı taşınmaza davalı tarafça duvar yapılarak kullanım alanının daraltıldığını, taşınmazı işyeri olarak kullanmasının mümkün olmadığını ileri sürerek mecura ait kira sözleşmesinin feshi ile davalı tarafa kira bedeli olarak verdiği çeklerin tarafına iadesine, kira sözleşmesi uyarınca borçlu olmadığının tespitine, icra dosyasına ödenen paranın istirdatına karar verilmesini istemiştir.
Davalılar; davacının 01.07.2006 da taşınmazı terk ettiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile dava konusu çeklerin davacıya iadesine, icra dosyasına ödenenen 5.000 TL nin istirdatına dair verilen karar yargıtay 13. Hukuk Dairesince 25.11.2009 tarih ve 2009/4039 E. 2009/13838 K sayılı ilamı ile; ""....Hal böyle olunca 1.07.2006 tarihinde davacı kiracının taşınmazı tahliye ettiğinin kabulü gerekir.Bu durumda davacı kiracı 15.03.2006 başlangıç tarihli kira sözleşmesi uyarınca tahliyenin gerçekleştiği ve davalı kiralayanların da kabulünde olduğu 1.07.2006 tarihine kadar kira bedellerinden sorumludur. Mahkemece bu yön gözetilmeden, yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır"" gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece; bozmaya uyma kararı verilerek yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne, davacı kiracının davalılara 8.750 TL borçlu olduğunun tespitine, dava konusu çeklerin davacıya iadesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
./..
-2-
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre , davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Mahkemece iadesine karar verilen çekler yönünden yapılan incelemede; Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyulmakla birlikte bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.). Bu ilke, kamu düzeni ile ilgili olup; Yargıtay"ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.(Aynı yönde ...nun 26.2.1986 gün ve 1986/1-50 E.-174 K.; 11.5.1994 gün ve 1994/8-252 E.-314 K.; 1.12.1999 gün ve 1999/18-1041 E.-1006 K.; 11.5.2005 gün ve 2005/2-315 E.-333 K.; 27.09.2006 gün ve 2006/19-635 E.-573 K. sayılı ilamları).
Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi; başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır.
Mahkemece bozma ilamı doğrultusunda araştırma yapılarak davacı kiracının tahliye tarihine kadar olan kira borcunun hesaplanması doğru ise de; davaya konu çeklerin bedelinden, davacının hesaplanan borcu mahsup edilerek, kalan miktar yönünden çek bedellerinden davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak ve infaz kabiliyeti olmayacak şekilde, çeklerin iadesine ve davacının 8.750 TL borçlu olduğunun tespitine karar verilmesi hatalı olmuştur. Bu durumda mahkemece; davacı kiracının hesaplanan borcu ve bozma ilamı dikkate alınarak, infazda tereddüt yaratmayacak şekilde çeklerin iadesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz talebinin REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
.....