Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/22482
Karar No: 2018/9236
Karar Tarihi: 27.09.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/22482 Esas 2018/9236 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/22482 E.  ,  2018/9236 K.

    "İçtihat Metni"

    .....

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı;........parselin sahibi olduğunu, 28.06.2014 günü ....... ait elektrik tellerinde oluşan kıvılcımların yere düşmesi sonucunda taşınmazı ile birlikte bir çok komşu parsel sayılı taşınmazın yandığını, söz konusu parselde bağ ve muhtelif sayıda ağacın bulunduğunu, yangın olayının ardından Mahkememizin 2014/74 D.iş sayılı tespit davası açıldığını, açılan iş bu davada dosyada elektrik bilirkişisinin meydana gelen yangının ..... ait tellerden çıktığını beyan eden raporunu sunduğunu, ziraat mühendisinin de raporunda fen bilirkişisinin raporu doğrultusunda yangın alanındaki bağ ve ağaçların sayı ve hesaplanmasını yaparak raporu mahkeme dosyasına sunduğunu, ..... ait elektrik tellerinden çıkan yangın sonucu uğramış oldukları toplam 98.175 TL zararın yangın tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini ve tespit dosyasında yapılan yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı; dava konusu yangının şirkete ait tellerden meydana geldiği iddiasını kabul etmediklerini, olayın meydana geldiği yerde enerji nakil hatlarının kime ait olduğunun tespitinin gerektiği, husumet ve illiyet bağının araştırılmadığını, yokluklarında yapılan delil tespitini kabul etmediklerini, delil tespiti ile olay tarihi arasında bir aydan fazla süre olduğunu, olayın meydana gelmemesi için davacının tedbir almadığını, her olumsuz durumda davalı şirketin sorumlu tutulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, aşırı sıcaklık veya aşırı rüzgârın etkisiyle tellerin birbirine değebileceğini, davalının bu olumsuz sonuçları en aza indirgemek için görevini yaptığını, yangının elektrik direğinden çıktığını davacının kesin ve somut delillerle ispatlaması gerektiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 83.448,75 TL"nin 28/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2) Dava; davalıya ait enerji nakil hattından çıkan yangın nedeni ile uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
    ......
    Bu tür davalarda öncelikle; zararın meydana geldiği arazinin davacıların mülkiyetinde ve zilyetliğinde olup olmadığı, yanan ağaçların davacılar tarafından yetiştirilip yetiştirilmediği araştırılarak belgelendirilmelidir. Somut olayda dava konusu taşınmazlardan 51 nolu parselin davacı ile dava dışı üçüncü kişiye ait olduğu, 53 nolu parselin ise davacı adına tapuda kayıtlı olduğu ancak taşınmazların davacı tarafından kullanıldığına ilişkin mahkemece bu hususta herhangi bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
    Bundan ayrı olarak; bilindiği üzere zarar, malvarlığında meydana gelen bir azalmayı yani eksilmeyi ifade eder. Bu eksilme, mal varlığının zarar verici eylemin işlenmesi sonucu içine düştüğü durum ile bu eylem olmasa idi mal varlığının bulunacak olduğu durum arasındaki farktan ibarettir. Nitekim tazminatın amacı da, mal varlığındaki eksilmenin giderilmesi ve onun eski duruma getirilmesinin sağlanmasıdır. Bir başka ifadeyle, tazminat miktarı hiçbir zaman gerçek zararı aşmamalıdır.
    Yerleşmiş Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere; meyveli ağaçların ve bağın yaşamına son verilmesinden doğan zararın, bunların kaim değerinin tespiti suretiyle takdiri gerekmektedir. Bir ağacın veya bağın kaim değerini bulmak için uygulanması gereken yöntem ise, ağaçların veya bağın bulunduğu yerin ağaçlı (bağlı) değeri ile ağaçsız (bağsız) değeri arasındaki farkın tespiti ile bu farkın o yerde bulunan ağaç sayısına bölünmesi suretiyle gerçeğe en yakın zararın belirlenmesidir.
    Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise; zarar miktarı, yukarıda ifade edilen usulde hesaplanmayıp, yalnızca ağaç veya bağ bedeli tespit edilmiştir. Bu haliyle, anılan raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.
    O halde mahkemece; öncelikle yanan ağaçların ve bağın davacı tarafından yetiştirilip yetiştirilmediği araştırılmalı, şayet davacı tarafından yetiştirildiği tespit edilirse; yukarıda belirtilen açıklamalar dikkate alınmak suretiyle, önceki bilirkişilerden denetime elverişli ek rapor alınarak sonucuna göre karar vermek gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    3)Elektrik hatlarının bakım ve onarımının düzenli olarak yapılmaması yanında kaçak elektrik kullanımının sürekli artması nedeniyle elektrik hatlarının fazla yüklenmesi, ürün sahibi kişilerin de olası yangın olaylarına karşı gerekli önlemleri almamaları sonucu yaz aylarında bu şekilde çıkan çok sayıda yangına engel olunamadığı, davalının da kamu hizmeti gören bir kurum olduğu gözetilerek, Borçlar Yasası’nın 43/1. maddesi (TBK m. 51) gereğince belirlenen zarardan hal ve mevkiin icabına ve hatanın ağırlığına göre, mahkemece, ayrıca hakkaniyet indirimi yapılması gerekir. Mahkemece, bu yön göz ardı edilerek hüküm kurulması da doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.09.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    ......



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi