3. Hukuk Dairesi 2016/22478 E. , 2018/9237 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ...... İlçesi ...... Köyü ...... Mevkii 29 nolu parselin sahibi olduklarını, 28.06.2014 günü ......... ait ...... tellerinde oluşan kıvılcımların yere düşmesi sonucunda taşınmazı ile birlikte bir çok komşu parsel sayılı taşınmazın yandığını, söz konusu parselde bağ ve muhtelif sayıda ağacın bulunduğunu, yangın olayının ardından Mahkememizin 2014/77 ve 2014/150 D.iş sayılı tespit davası açıldığını, açılan iş bu davada dosyada ...... bilirkişisinin meydana gelen yangının ......... ait tellerden çıktığını beyan eden raporunu sunduğunu, ...... mühendisinin de raporunda fen bilirkişisinin raporu doğrultusunda yangın alanındaki bağ ve......ların sayı ve hesaplanmasını yaparak raporu mahkeme dosyasına sunduğunu, ......... ait ...... tellerinden çıkan yangın sonucu uğramış oldukları toplam 104,785 TL zararın yangın tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini ve tespit dosyasında yapılan yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; dava konusu yangının şirkete ait tellerden meydana geldiği iddiasını kabul etmediklerini, olayın meydana geldiği yerde enerji nakil hatlarının kime ait olduğunun tespitinin gerektiği, husumet ve illiyet bağının araştırılmadığını, yokluklarında yapılan delil tespitini kabul etmediklerini, delil tespiti ile olay tarihi arasında bir aydan fazla süre olduğunu, olayın meydana gelmemesi için davacının tedbir almadığını, her olumsuz durumda davalı şirketin sorumlu tutulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, aşırı sıcaklık veya aşırı rüzgârın etkisiyle tellerin birbirine değebileceğini, davalının bu olumsuz sonuçları en aza indirgemek için görevini yaptığını, yangının ...... direğinden çıktığını davacının kesin ve somut delillerle ispatlaması gerektiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 101.492,40 TL"nin 28/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Dava; davalıya ait enerji nakil hattından çıkan yangın nedeni ile uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Bu tür davalarda öncelikle; zararın meydana geldiği arazinin davacıların mülkiyetinde ve zilyetliğinde olup olmadığı, yanan......ların ve bağın davacılar tarafından yetiştirilip yetiştirilmediği araştırılarak belgelendirilmelidir. Somut olayda mahkemece bu hususta herhangi bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Ayrıca,hükme esas alınan ...... bilirkişi raporu denetime elverişli bulunmamaktadır. Zira raporda 60 adet ...... ağacı ve 290 adet bağ teveğinin yandığı belirtilmiş olmasına rağmen, yanan taşınmazın yüzölçümü (1.247,76 m2) gözetildiğinde dosya arasına alınan ...... müdürlüğü belgelerindeki dekara...... sayısı ile örtüşmemektedir. Gerek tespit raporunda gerekse yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda tespit edilen bu sayıların nasıl belirlendiğine ilişkin bir açıklama ve değerlendirme bulunmamaktadır. Taşınmazın tamamı bağ teveği ile kaplı bulunsa bile belgelere göre en fazla 124 adet bağ teveği bulunması gerekmektedir.
Oysa taşınmazda, sadece bağ teveği bulunmayıp, ............ları da mevcuttur. Rapor resmi belgelere dayanmadığı gibi, bilimsel de değildir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu yeterli değildir. Bu nedenle, yeniden 3 kişilik konusunda uzman bilirkişi heyetinden Yargıtay denetimine elverişli, ...... müdürlüğü belgeleriyle de karşılaştırılması da yapılacak şekilde rapor düzenlenlenmelidir.
Bundan ayrı olarak; bilindiği üzere zarar, malvarlığında meydana gelen bir azalmayı yani eksilmeyi ifade eder. Bu eksilme, mal varlığının zarar verici eylemin işlenmesi sonucu içine düştüğü durum ile bu eylem olmasa idi mal varlığının bulunacak olduğu durum arasındaki farktan ibarettir. Nitekim tazminatın amacı da, mal varlığındaki eksilmenin giderilmesi ve onun eski duruma getirilmesinin sağlanmasıdır. Bir başka ifadeyle, tazminat miktarı hiçbir zaman gerçek zararı aşmamalıdır.
Yerleşmiş Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere; meyveli......ların yaşamına son verilmesinden doğan zararın, bunların kaim değerinin tespiti suretiyle takdiri gerekmektedir. Bir ağacın kaim değerini bulmak için uygulanması gereken yöntem ise,......ların bulunduğu yerin......lı değeri ile......sız değeri arasındaki farkın tespiti ile bu farkın o yerde bulunan...... sayısına bölünmesi suretiyle gerçeğe en yakın zararın belirlenmesidir.
Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise; zarar miktarı, yukarıda ifade edilen usulde hesaplanmayıp, yalnızca...... ve bağın bedeli tespit edilmiştir. Bu haliyle, anılan raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece; öncelikle yanan......ların ve bağın davacılar tarafından yetiştirilip yetiştirilmediği araştırılmalı, şayet davacılar tarafından yetiştirildiği tespit edilirse; yukarıda belirtilen açıklamalar dikkate alınmak suretiyle, yeniden 3 kişilik konusunda uzman bilirkişi heyetinden Yargıtay denetimine elverişli, ...... müdürlüğü belgeleriyle de karşılaştırılması da yapılacak şekilde rapor alınarak sonucuna göre karar vermek gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3) ...... hatlarının bakım ve onarımının düzenli olarak yapılmaması yanında kaçak ...... kullanımının sürekli artması nedeniyle ...... hatlarının fazla yüklenmesi, ürün sahibi kişilerin de olası yangın olaylarına karşı gerekli önlemleri almamaları sonucu yaz aylarında bu şekilde çıkan çok sayıda yangına engel olunamadığı, davalının da kamu hizmeti gören bir kurum olduğu gözetilerek, Borçlar Yasası’nın 43/1. maddesi (TBK m. 51) gereğince belirlenen zarardan hal ve mevkiin icabına ve hatanın ağırlığına göre, mahkemece, ayrıca hakkaniyet indirimi yapılması gerekir. Mahkemece, bu yön göz ardı edilerek hüküm kurulması da doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.09.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.