3. Hukuk Dairesi 2018/939 E. , 2018/9240 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, ...... ilçesi ......... mevkiinde kain 19270 nolu parselin davalı ... adına olan tapu kaydının iptali amacıyla ...... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1994/79 Esas sayılı dosyasında görülüp karara bağlanan tapu iptal ve tescil davasını kazandığını, davanın Yargıtay onamasından geçerek 21.03.2000 tarihinde kesinleştiğini ancak kararın infaz için tapuya bildirilmemesi nedeniyle, davalı belediyenin bu durumdan istifade ederek taşınmazı 24.02.2009 tarihinde dava dışı ...... Mermer"e sattığını, ...... Mermer"in de taşınmazı 15.10.2010 tarihinde ...... Demirel"e sattığını bu suretle mahkeme kararıyla davacı adına tesciline karar verilen taşınmazın davalı Belediyece üçüncü şahıslara devredilmesi nedeniyle, davalı belediyenin haksız fiil hükümlerine göre uğranılan zarardan sorumlu olduğunu belirterek, şimdilik 10.000 TL (ıslah ile 18.398,71 TL ) maddi tazminat ile 65.000 TL manevi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek faizi ile tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı; dava dilekçesinde belirtilen ...... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1994/79E- 1996/12 K.sayılı ilamının zamanaşımına uğradığını, davalı Belediyenin bu ilam hakkında bilgisinin olmadığını, bu nedenle kötüniyet iddiasını kabul etmediklerini, istenen bedelin fahiş olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile taşınmazın 24.02.2009 tarihinde davalı ... tarafından 15.652 TL bedelle dava dışı ...... Mermer isimli kişiye satıldığı, davalının, 24.02.2009 tarihi itibariyle haksız zenginleştiği kabul edilerek 15.652 TL"nin 24.02.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, manevi tazminat talebinin ise yasal şartları itibariyle oluşmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, Dairemizin 24.09.2014 tarih ve 2014/5225 E., 2014/12419 K. sayılı karar ile "....davaya konu taşınmazın üçüncü kişiye satıldığı 24.02.2009 tarih ve sonrasında davaya konu taşınmaza yakın bölgelerden benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için taraflara imkan tanınmalı gerektiğinde emsal celbi yoluna gidilerek emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının, fiyat artış ve endeksleri uygulanmak suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile davaya konu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler
olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle belirlenmesi için bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılmak suretiyle denetime imkan veren bilimsel verileri içeren rapor alınması ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği..." gerekçesiyle, hükmün bozulmasına karar vermiştir.
Mahkemece, bozmaya uyulmuş, davanın kısmen kabulü ile 15.119,23 TL maddi tazminatın 24/02/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,fazlaya ilişkin talebin reddine, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Dava konusu uyuşmazlık; davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilen ancak tapuda davacı adına tescil işlemlerinin yaptırılmaması nedeniyle, taşınmazın Belediye tarafından üçüncü kişiye satılmasından kaynaklanan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davacı mahkeme kararıyla mülkiyetini kazandığı davaya konu taşınmazın davalı ... tarafından üçüncü şahıslara satılması sebebiyle uğradığı zararın tazminini isteme hak ve yetkisine sahiptir. Davacının bu zararının kapsamı ise, taşınmazın üçüncü kişiye satıldığı 24.02.2009 tarihindeki rayiç değeridir.
Dosyanın incelenmesinde, tarafların davaya konu taşınmaza yakın bölgelerden dosya emsal sundukları ancak davacı tarafça sunulan emsalin bilirkişilerce değerlendirilmediği görülmüştür.
Buna göre mahkemece; davacı tarafça dosyaya sunulan emsal satışlara göre taşınmaza değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılmak suretiyle denetime imkan veren ve bilimsel verileri içeren rapor alınması suretiyle ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"un 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.