3. Hukuk Dairesi 2016/21262 E. , 2018/9248 K.
"İçtihat Metni"........
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıların mirasçı oldukları taşınmaza 2002 yılında masraf yaptığını, yaptığı masrafların mirasçılarca verilmediğini, taşınmazla ilgili olarak açılan ortaklığın giderilmesi davasının derdest olduğunu belirterek; yaptığı faydalı ve zorunlu masrafların, davalılardan hisseleri oranında tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davaya konu taşınmazın murisleri.....adına kayıtlı olduğunu, davaya konu taşınmazdaki tüm tadilatları zamanında murisin yaptığını, taşınmazın davacı ve ailesi tarafından uzun yıllar kullanıldığını, davacıyı intifadan men etmelerine rağmen anahtarı halen teslim etmediğini, derdest olan ortaklığın giderilmesi davasına sunulan bilirkişi raporunda da taşınmaz üzerindeki binanın halen kullanıldığını, sebepsiz zenginleşme şartlarının henüz oluşmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; masrafların 2002 yılında yapıldığı açıkça belirtildiğinden zamanaşımı süresi dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacının dedesinden kalan ve davacının kullanımında olan eve, davacı tarafından yapıldığı iddia edilen masrafların, diğer mirasçılar olan davalılardan, miras hisseleri oranında tahsili istemine ilişkindir.
Temyize konu uyuşmazlık; davacının, davaya konu ev için masraf yapıp yapmadığı ve buna bağlı olarak davalıların, davacı aleyhine sebepsiz zenginleşip zenginleşmedikleri, davacının temyize konu davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosya içeriğinden; davaya konu taşınmaz malikinin davacının dedesi, davalıların ise babası olduğu, davalıların babasının vefat ettiği, geride mirasçı olarak davalıları bıraktığı, taşınmazla ilgili olarak ortaklığın giderilmesi davası açıldığı, huzurdaki temyize konu davanın açıldığı 22.02.2016 tarih itibariyle ortaklığın giderilmesi davasının derdest olduğu, taşınmazın halen davacının zilyetliğinde bulunduğu anlaşılmıştır.
./..
-2-
Sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak iade isteminde bulunulabilmesi için bir tarafın malvarlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. Buna göre sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Zenginleşen, başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. (TBK m.77/1)
Bunun için de, öncelikle iade borcunun kapsamı belirlenmeli, fakirleşme ve zenginleşme zamanı tesbit edilmelidir.
Bu bağlamda, davacının, taşınmaza yaptığını iddia ettiği iyileştirme giderlerini sebepsiz iktisap hükümleri uyarınca davalılardan isteyebilmesi için yaptığı giderlerin mal varlığından çıkmış ve davalı tarafın mal varlığına geçmiş olması gerekir.
Somut olayda; dava tarihi itibariyle ortaklığın giderilmesi davası derdest olup, taşınmaz satılarak, davacının kullanımından çıkmamıştır.
Hal böyle olunca mahkemece; temyize konu iş bu alacak davasının açıldığı tarih itibariyle, davaya konu taşınmazla ilgili olarak açılmış ortaklığın giderilmesi davasının derdest olduğu, taşınmaz halen davacının kullanımında bulunduğu ve bu şartlar altında davacı aleyhine davalıların sebepsiz zenginleşmedikleri nazara alınarak, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığından bahisle, hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....