21. Hukuk Dairesi 2015/7032 E. , 2016/2578 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 31/07/1990 olduğunun ve davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı işyeri nezdinde 31/07/1990-31/12/1995 ve 11/08/2002-24/01/2007 tarihleri arasında geçen hizmetinin tespiti ile sigortalılık başlangıç tarihi olarak 31/07/1990 tarihinin tespiti istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair hüküm kurulmuştur.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, Mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya ait hizmet cetvelinde 01/08/1991-02/03/1995 tarihleri arasında ....09 sicil no ile 24.02.2006-27.01.2007 tarihleri arasında ... sicil no ile davalı işyeri tarafından davacı adına Kurum"a hizmet bildiriminde bulunulduğu, davalı ... sicil no lu işyerinin 01/12/1989 tarihinden itibaren , ... sicil no lu işyerinin 01/03/2002 tarihinden itibaren Kanun kapsamına alınmış olduğu, davalı işyerine ait sadece 1990/3 ve 1991/1,2. dönem bordrolarının getirtildiği, Kurum"un 31/01/2008 tarih ve 16 no lu teftiş raporunun dosyaya sunulduğu, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu, duruşmalarda davacı tanıklarının dinlenmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, duruşmalarda dinlenen tanıkların Yargıtay"ın aradığı nitelikte tanık olmaması nedeniyle bu tanıkların beyanı ile yetinilerek fiili ve gerçek çalışma olgusunun ispatlandığı söylenemez.
Yapılacak iş; ihtilaflı döneme ait davalı işverenliğin ....09 ve ... sicil no ile Kurum"a sunulmuş olan dönem bordrolarını getirtmek suretiyle davalı işyerinde ihtilaflı dönem içerisinde sigortalı olarak çalışma kaydı yer alan ve davacının çalışması konusunda bilgi sahibi olabilecek çalışanlar arasından re"sen seçilecek tanıkların yöntemince beyanlarını almak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, ..., zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle davalı işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını alıp çalışmanın niteliğini ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde kanıtladıktan sonra sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum ile davalı işyeri vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..." a iadesine
22/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.