Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/13884
Karar No: 2017/2299

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/13884 Esas 2017/2299 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/13884 E.  ,  2017/2299 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı 12/05/2008 havale tarihli dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... köyü, Battalyurdu mevkiinde bulunan 30 dönüm yüzölçümündeki tapulama harici alanın 1940 yılından beri zilyetliğinde bulunduğunu, dava konusu yerin özel mülkiyete konu olabilecek tarla vasfında bulunduğunu iddia ederek adına tescil edilmesini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece davanın kısmen kabulü ile; dava konusu taşınmazın 03/01/2013 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 7931,25 m²"lik kısmının davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava tapusuz taşınmazın TMK"nın 713. maddesine göre tescili talebine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1983 yılında arazi kadastro çalışması yapılmış olup, dava konusu taşınmaz tapulama harici bırakılmıştır.
    Mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca zilyetlik koşullarının davacı yararına gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de anılan karar eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır. Şöyle ki, dava tapusuz olan taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla tescili istemine ilişkin olduğundan, özellikle, çekişmeli taşınmazın zilyetlikle kazanmaya elverişli yerlerden olup olmadığının duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması zorunludur. Oysa, hükme dayanak yapılan fen bilirkişi raporunda taşınmazın kuzey ve ... sınırında ... Nehri bulunduğu belirtildiği halde jeoloji uzmanı bilirkişiden nehir yatağından etkilenip etkilenmediği, bu yolla elde edilip edilmediği, dolayısıyla taşınmazın zilyetlikle iktisaba elverişli bir yer olup olmadığı konusunda rapor alınmamış, 2008 yılında mera olarak sınırlandırıldığı belirtildiği halde usûlüne uygun mera araştırması yapılmamış, ... bilirkişi raporunda öncesinin ... olup olmadığı yolunda resmi belgelerin yöntemince incelemesi yapılmamış, uygulandığı bildirilen memleket haritasının renkli örneği üzerinde taşınmazın konumu yöntemine uygun gösterilmemiş, raporun denetime elverişli olmadığı görülmüş; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince ... sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ve ihya olarak kabul edilemez) ve imar - ihyanın tamamlandığı tarihten tescil davasının açıldığı ya da tesbit tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar - ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmî olan en eski tarihli hava fotoğrafı ve gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden 15 - 20 yıl önceki tarihlere ait en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile
    üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir. Yani özetle, bu tür uyuşmazlıklarda taşınmazın niteliği, üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç ve süresinin takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında hava fotoğrafları ve haritalardan yararlanmak suretiyle belirlenmesi gerekir. Ayrıca, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun uyarınca kanunda sayılan illerin belediyelerinin büyükşehir belediyesine dönüştürülmesi ve köy tüzelkişiliklerinin kaldırılarak mahalle olarak bağlı bulundukları ilçe belediyesine bağlanması ve Islahiye ilçesinin idari yönden bağlı bulunduğu ... ilinin kanunda sayılı illerden olması karşısında mahkemece gerekçeli kararın Islahiye Belediyesine ve ... Büyükşehir Belediyesine tebliği gerekirken, tebliğ yapılmamıştır. Keza, somut olayda mahkemece yukarıda anlatılan biçimde de bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
    O halde, mahkemece sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, öncelikle “On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince;
    1) ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
    2) ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... Büyükşehir Belediyelerinin sınırları il mülkî sınırlarıdır.
    3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülkî sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.
    Bu hüküm Kanunun "Yürürlük" başlıklı 36. maddesi uyarınca ilk mahalli idareler genel seçiminin yapıldığı 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.” düzenlemesi uyarınca davalı köyün bağlı bulunduğu ... Belediyesi ve ... Büyükşehir Belediyesine dava dilekçesi ile ilgili evraklar tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmalı; davacının dayandığı tapu kaydı veya vergi kaydı bulunup bulunmadığı, var ise dava dışı başka taşınmaz ya da taşınmazlara revizyon görüp görmediği, Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup saptanmalı, revizyon görmüş iseler revizyon gördüğü dava dışı taşınmazları ve bu taşınmazlara dıştan komşu taşınmazları da bir arada gösterecek şekilde geniş kapsamlı birleşik harita ile tespit tutanakları Kadastro Müdürlüğünden getirtilmeli, keza dava dosyasından dava konusu taşınmaz hakkında mera tahsis kararı verildiği anlaşılmakla ilgili kurumdan mera haritası getirtilmeli; davaya konu yapılan taşınmazlara komşu olan bütün parsellerin kadastro tespit tutanakları ile varsa dayanağı olan belgeler (tüm tesis ve tedavülleri ile birlikte) getirtilmeli, yine dava konusu taşınmazın bulunduğu yöreye ait en eski tarihli hava fotoğrafı ile bu hava fotoğrafı kullanılarak üretilmiş memleket haritası, yine dava tarihinden geriye doğru 15, 20 öncesi zaman dilimi içerisinde farklı tarihlere ait en az 1 hava fotoğrafı, bu hava fotoğrafı kullanılarak üretilmiş memleket haritasrı ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları istenilerek dosya arasına konulmalı, bundan sonra mahallinde, aynı köyden olmayan ve taraflarla husumet ya da menfaat ilişkisi bulunmayan yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ile önceki keşiflerde görev almayan halen ... ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman bir ... mühendisi, toprak konusunda uzman bir ziraat mühendisi, bir jeoloji mühendisi, bir harita - jeodezi ve fotogrametri uzmanı mühendisten oluşan bilirkişi heyeti marifetiyle yeniden keşif yapılmalı, getirtilen belgeler dava konusu taşınmazlarla birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle dava konusu taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3/3/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi ... olan bir yerin üzerindeki ... bitki örtüsü yok edilmiş olsa
    dahi, salt ... toprağının ... sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritaları ve hava fotoğraflarının ölçekleri kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafları ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita, hava fotoğrafları komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek ve haritalar ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmek suretiyle, hava fotoğrafları stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü belirlenmeli, çekişmeli taşınmazların konumunu, üzerindeki bitki örtüsünü, varsa ağaçların cinsini, yaşını, sayısını, kapalılık durumunu, sınırda bulunan dereyi, taşınmazın kullanım durumunu, ... sayılan yerlerden olup olmadıklarını çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan, krokili, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
    Ayrıca; taşınmazın dosyaya getirtilen mera tahsis kararları, ekleri ve haritaları taşınmaza uygulanıp kapsamları belirlenmeli, mera tahsis kararı mevcut değil ise taşınmazın öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, toprak uzmanı ziraat bilirkişiden taşınmazın toprak yapısı ve öncesinde mera olup olmadığı konularında gerekçeli rapor alınmalıdır. Taşınmazın mera sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, zilyetlik ile kazanmaya elverişli yerlerden olup olmadığı ve zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak jeolog bilirkişiden taşınmazın öncesinde dere yatağı olup olmadığı, dere yatağının yatak değiştirmesi sonucu oluşup oluşmadığı, derenin etki alanında bulunup bulunmadığı ve kıyı kenar çizgisinin nereden geçtiği hususunda, zeminde ve hava fotoğraflarında inceleme yaptırılıp krokili rapor alınmalı ve dava tarihinden geriye doğru 15, 20 öncesi zaman dilimi içerisinde farklı tarihlere ait en az 1 hava fotoğrafı, bu hava fotoğrafı kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları üzerinden bilirkişilere yukarıda anlatılan yöntemle inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmazların imar ve ihyasına en erken ne zaman başlanıldığının ve ne zaman tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, uzman ziraat mühendisinden; çekişmeli taşınmazların toprak yapısı ile komşu parsellerin toprak yapısı mukayese edilmek suretiyle ve taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini, tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı ve kullanım durumunu belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, rapor ekinde taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş komşu taşınmazlar ile arasındaki sınırları da gösterecek şekilde renkli fotoğrafların eklenmesi istenilmeli, tanık ve yerel bilirkişiler taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp ve bu ifadeler yakın taşınmaz tutanak ve dayanaklarıyla bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanacak sözkonusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli bundan sonra toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 22/03/2017 günü oy birliği ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi