3. Hukuk Dairesi 2018/1852 E. , 2018/9358 K.
"İçtihat Metni".
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; kaçak elektrik kullanımı nedeniyle hakkında açılan ceza davasında beraat kararı verildiğini, bu sebeple davalının tahakkuk ettirdiği 3 adet fatura borcundan sorumlu olmadığını ileri sürerek; kaçak elektrik kullanımından kaynaklanan elektrik borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; ceza mahkemeleri ve hukuk mahkemelerinin konuları ve amaçları farklı olduğundan kural olarak ceza mahkemesinin kararının hukuk mahkemesini bağlamayacağını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının, davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, Dairemizin 26.03.2015 tarih ve 2014/12948 E. ,2015/5005 K. sayılı kararıyla "Davacı, duruşmada, bilirkişi incelemesi yapılmasını istemediğini, dava konusu yerin kendisinin meskeni olduğunu, mevcut delillere göre karar verilmesi gerektiğini beyan etmiş; mahkemece, bu talep doğrultusunda, bilirkişi incelemesi yaptırılmamış, davacının davasını ispat edemediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Davacının, normal veya kaçak elektrik enerjisinden dolayı, ödemesi gereken elektrik bedelinin hesaplanması işi; hakimin hukuki bilgisi ve genel hayat tecrübelerine göre değerlendirebileceği bir konu olmayıp, uzman bilirkişi incelemesini gerektiren teknik bir konudur. Mahkemece, bu konularda HMK 266 ve devam eden maddeleri uyarınca, uzman bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınması gerekmektedir...Mahkemece; dosyanın elektrik konusunda uzman bilirkişiye verilerek, davalının davacı taraftan isteyebileceği bedelin, tutanak tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar hakkındaki 622 sayılı karar göz önünde bulundurularak rapor alınmasının sağlanması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; elektrik ve hesap bilirkişilerinden ayrı ayrı alınan raporlar doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, her ne kadar, bozmaya uyma kararı verilmiş ise de; bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki;
./..
-2-
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesinin b bendinde; dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisinin, yükümlülükler yerine getirilmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açılması, kaçak elektrik tüketimi olarak açıkça belirtilmiş; 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu"nun 29/12/2005 tarihli toplantısında; 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmış; yine aynı kurum tarafından hazırlanan ve 08.05.2014 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan "Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği" nin yürürlüğe girmesine kadar hüküm icra etmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; dava konusu borcun 22/11/2011 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağı uyarınca tahakkuk ettirildiği, elektrik bilirkişisi tarafından 08.05.2014 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan "Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği" hükümlerine göre hesaplama yapıldığı, mahkemece söz konusu bilirkişi raporunun hükme esas alındığı görülmektedir.
Dava konusu kaçak elektrik bedelinin.......tarafından yayımlanan ve tutanak tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ile “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 Sayılı EPDK Kurul Kararı çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği kuşkusuz olup, bu husus bozma kararında da belirtildiği halde yerine getirilmediğinden bilirkişi raporu bu yönü ile yönetmeliğe uygun değildir. Tutanak tarihindeki yönetmeliğe uygun olmayan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm verilemez.
Hal böyle olunca, mahkemece; öncelikle, önceki bilirkişi dışında uzman bilirkişiden kaçak tahakkuku nedeniyle belirlenmesi gereken bedelin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ile 622 sayılı.......urul Kararı çerçevesinde hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. ......