22. Hukuk Dairesi 2016/23576 E. , 2018/13832 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, Tosya İcra Müdürlüğünün 2011/403 esas sayılı davalı şirket aleyhine kanuni takibe geçtiğini, davalı şirketin 06.05.2011 günlü itiraz dilekçesi ile kabul ettiği 2.821,84 TL dışında borcunun bulunmadığını iddia ederek icra takibinin durdurulmasını temin ettiğini, iş sözleşmesinden doğan izin ücret alacağınına yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davaya konu olan alacak kaleminin icra takip talebinde yer almadığı ve davacı ile davalı arasında hizmet akdine yönelik bir çalışması olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece 10.12.2015 tarihli karar ile İş Mahkemesinin görevsizliğine ve görevli mahkemenin Tosya Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna dair hüküm tesis edilmiş, daha sonra da süresinde gönderme talep edilmediği gerekçesiyle davanın açılmaması sayılmasına dair 18.04.2016 tarihli ek karar verilmiştir.
Temyiz:
Davanın açılmamış sayılmasına dair 18.04.2016 tarihli ek karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Somut uyuşmazlıkta dava İş Mahkemesi sıfatıyla Tosya Asliye Hukuk Mahkemesine açılmış ve yargılama sonucunda da Mahkemece davacının 4857 sayılı İş Kanunu bağlamında işçi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen ilk karar, Dairemizin 18.02.2013 tarihli ilâmıyla davacı ile davalı arasında işçi-işveren ilişkisi bulunup bulunmadığı yönünde gerekli araştırmanın yapılması gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.
Bozma sonrasında Mahkemece yapılan yargılama sonucunda öncelikle 10.12.2015 tarihli karar ile İş Mahkemesinin görevsizliğine ve görevli mahkemenin Tosya Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna dair hüküm tesis edilerek yargılamaya son verilmiştir. Mahkemece görevsizlik kararı verildikten sonra gerekçeli karar taraflara tebliğ edilmiş, kararın temyiz edilmemesi üzerine 28.01.2016 tarihi itibariyle kesinleştiğine dair şerh düzenlenmiştir. Davacı vekili tarafından 15.04.2016 tarihinde gönderme talebini muhtevi dilekçe verilmesi üzerine de, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20. maddesi gereğince iki haftalık kesin süre geçtiği gerekçesiyle temyiz konusu 18.04.2016 tarihli ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Mahkemelerin görevlerini belirleyen usul hukuku kuralları kamu düzenine ilişkindir; görev itirazı yargılamanın her aşamasında, usul hukukuna ilişkin hiçbir sınırlamaya tabi olmaksızın taraflarca ileri sürülebileceği gibi, davayı gören mahkeme de, bu yönde bir itiraz olmasa da, görevli olup olmadığını kendiliğinden değerlendirmekle yükümlüdür. Mahkeme görevli olmadığı kanaatinde ise görevli mahkemeyi göstererek görevsizlik kararı verir. Mahkemece bu durumda mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 27/1. maddesi gereğince dava dilekçesinin reddine ya da 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 115/2. maddesine göre dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilir.
Bununla birlikte, İş Mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde iş davalarına bakmak üzere bir Asliye Hukuk Mahkemesi görevlendirilmiş ve iş davalarına bakmakla görevli Asliye Hukuk Mahkemesine açılan dava “iş mahkemesi sıfatıyla” açılmamış ise, mahkeme görevsizlik kararı veremez. Bu durumda asliye hukuk mahkemesi tarafından, verilecek bir ara kararı ile davaya “iş mahkemesi sıfatıyla” bakmaya devam olunur.
Diğer taraftan Asliye Hukuk Mahkemesince “iş mahkemesi sıfatıyla” yapılan yargılama sonucunda taraflar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı Kanun kapsamında olmadığının belirlenmesi durumunda da mahkemece görevsizlik kararı verilmesi doğru olmayıp, ara karar ile davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla devam edildiği belirtilerek davanın esası hakkında hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında belirtmek gerekir ki, Mahkemece 10.12.2015 tarihli karar ile İş Mahkemesinin görevsizliğine ve görevli mahkemenin Tosya Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna dair verilen karar isabetsiz olduğu gibi, daha sonra 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20. maddesi gereğince tesis edilen davanın açılmamış sayılmasına dair 18.04.2016 tarihli ek karar da hatalıdır.
Ancak İş Mahkemesinin görevsizliğine ilişkin 10.12.2015 tarihli karara yönelik temyiz kanun yoluna başvurulmadığından, gelinen noktada davanın açılmamış sayılmasına dair 18.04.2016 tarihli ek kararın bozularak ortadan kaldırılması ile yetinilmiştir. Bu aşamada mahkemece yapılacak iş, 10.12.2015 tarihli kararın gönderme kararı niteliğinde olduğu kabul edilerek davanın esasına dair hüküm tesisinden ibarettir.
Anılan hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Yukarıda yazılı sebeplerle, temyiz olunan davanın açılmamış sayılmasına dair 18.04.2016 tarihli ek kararın BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 31.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.