4. Hukuk Dairesi 2015/8607 E. , 2016/7829 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar... ve diğeri vekili Avukat ... tarafından, davalı ...Ş. aleyhine 08/04/2014 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 02/04/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince:
a- Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalı ...."nin ... adresinde 05.12.2013 tarihinde yayınlanan "..." başlıklı haber ile gerçekle ilgisi olmayan, ticari kaygıya dayalı haber yapıldığını, yayınlanan haberin doğruluğu ve gerçekliği araştırılmadan haber yapıldığını, yazının müvekkillerinin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu iddia ederek uğradıkları manevi zararın ödetilmesini istemiştir.
Davalı vekili, dava konusu yayının görünürdeki gerçeği yansıttığını, istenen tazminat miktarının fahiş olduğunu, haberde kamu yararı, toplumsal ilginin bulunduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Yerel mahkemece, yayının davacıların kişilik haklarının ihlali niteliğinde olduğu gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi (818 sayılı BK 49. maddesi) hükmüne göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut olayda, yayın tarihi ve yukarıdaki açıklamalar gözetildiğinde, davacılar yararına hüküm altına alınan manevi tazminat fazladır. Davacılar yararına daha alt seviyede manevi tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/06/2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.14/06/2016