4. Hukuk Dairesi 2015/11319 E. , 2016/7830 K.
"İçtihat Metni"
...
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 13/05/2015 gün ve...sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davalılardan ..., ... ve .... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’nun 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istem kısmen kabul edilmiş, davacı ve davalılardan ...., ... ve ... vekilinin temyizi üzerine karar Dairemizce davacı yararına bozulmuş ve davalılardan .... ... ve ... vekili kararın düzeltilmesini istemiştir.
Davacı, davalıların işleteni ve sorumlusu bulundukları petrol istasyonunda meydana gelen patlama sırasında yaralandığını belirterek, uğradığı maddi ve manevi zararlarının giderilmesini istemiştir.
Davalılar ise, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının ıslah yolu ile arttırdığı maddi tazminat istemi konusunda, ıslaha karşı zamananaşımı definde bulunulması, ıslah tarihi itibari ile zamanaşımı süresinin de dolmuş olması nedeni ile ıslah edilen bölüm yönünden davanın reddine, dava dilekçesi ile talep edilen maddi tazminatın bir kısım davalılar yönünden ödetilmesine karar verilmiştir.
Dairemizin 13/05/2015 gün, ... karar sayılı bozma ilamı ile "Davacının ıslah dilekçesiyle ileri sürdüğü istem, yeni bir dava niteliğinde olmayıp dava dilekçesindeki istek sonucunun artırılması biçimindedir. Bu nedenle sadece dava dilekçesine karşı ileri sürülebilecek olan zamanaşımı def"i ıslaha karşı ileri sürülemez. Islah, 01/10/2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 176. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup anılan kanunun 177/1. maddesinde ıslahın, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği açıkça düzenlenmiştir. Bu durumda, ıslaha karşı zamanaşımı def"inde bulunulamaz. Açıklanan yasal düzenleme karşısında; yerel mahkemece, ıslah ile artırılan bölümün zamanaşımı nedeniyle reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir." denilerek davacı yararına bozma yapılmış, davacının diğer temyiz itirazlarının reddi ile davalılar ..., ... ve ..."in ıslah edilen miktar yönünden lehlerine vekalet ücreti verilmesi ile yargılama harç ve giderlerine yönelik temyiz itirazlarının ise; bozma nedenine göre incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
-/-
-2-
...
Islah, iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağının istisnalarından olup, taraflardan birinin yapmış olduğu bir usul işlemini tamamen veya kısmen düzeltmesi olarak tanımlanmaktadır. Islah ile taraflar dava sebebini, dava konusunu veya talep sonucunu değiştirebilirler. Usulüne uygun olarak açılmış bir davanın bulunması şartı ile davanın tamamen veya kısmen ıslahı mümkündür.
Dava sebebinin veya dava konusunun değiştirilmesi tamamen ıslah halleridir. (... 3990). Davanın kısmen ıslahında ise, dava dilekçesinden sonraki bir usul işleminin ıslahı söz konusudur. Gerek doktrinde gerekse Yargıtay uygulamalarında kabul edildiği üzere müddeabihi (dava değerini) arttırma halinde kısmi ıslah söz konusu olup kısmi ıslahta, tamamen ıslahın aksine ıslah tarihine kadar yapılan bütün usul işlemleri yapılmamış sayılmaz. Kısmi ıslah yapıldığı tarihten ileriye dönük olarak hüküm ifade eder.
Zamanaşımı ise borcu ortadan kaldıran bir olgu olmayıp, doğmuş ve var olan bir hakkın istenebilirliğini ortadan kaldıran bir savunma aracıdır. Bu nedenle zamanaşımı alacağın varlığını değil, istenebilirliğini ortadan kaldırır. BK. 133. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler sayılmış olup bunlardan biri de dava açılmasıdır. Davanın tamamen ıslahında dava baştan beri (dava dilekçesinden itibaren) ıslah edildiği için ıslah edilen kısım içinde davanın açıldığı tarihte zamanaşımı kesilmiş olur.
Kısmi davada ise zamanaşımı yalnızca dava edilen kısım için kesilir. Henüz açılmayan (saklı tutulan) ve daha sonra ıslahla arttırılan bölüm için zamanaşımı işlemeye devam eder.
Nitekim 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK. 107. maddesinde düzenleme altına alınan belirsiz alacak davası ve tesbit davasında davacının iddianın genişletilmesi yasağı olmadan ve karşı tarafın rızasına ve ıslaha da gerek kalmaksızın talep sonucunun arttırılabileceği kabul edilmiş, maddenin gerekçesinde de bu dava ile ilk dava tarihinde zamanaşımının kesileceği belirtilmiştir.
Aynı Yasanın 109. maddesindeki kısmi davada ise zamanaşımının kesileceği yolunda bir açıklama yoktur.
6100 sayılı Kanunun hazırlanması sırasında görev alan Pr.....,....tarafından yayınlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku Kitabının 321. sayfasında “Belirsiz alacak davası açılabilmesinin mümkün olduğu hallerde kısmi dava açmak davacı açısından üç nedenle daha elverişli olmayacaktır. Birincisi kısmi dava açan davacının alacağının geri kalan kısmı için zamanaşımı süresi kesilmemiş olacaktır. Buna karşılık belirsiz alacak davasında zamanaşımı, dava sonunda alacağın tümü için dava tarihinde kesilmiş sayılacaktır. İkinci olarak kısmi dava açan davacı dava sırasında alacağın geri kalan kısmını talep etmek isterse, bunu ancak ıslah ya da karşı tarafın açık rızası ile yapabilecektir...” şeklindeki açıklamaları ile gerek Dairemizin, gerekse HGK"nun önceki içtihatları gibi yeni HMK.da da kısmi dava açılması halinde sadece dava edilen bölüm için zamanaşımının kesileceği yolundaki istikrarlı uygulamanın devam ettirildiği anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK.’nun 60. maddesi gereği, haksız fiil nedeniyle tazminat talebiyle açılacak davada zamanaşımı, zarara ve faiiline ıttıla tarihinden itibaren 1 yıl ve her halde fiilin vukuundan itibaren 10 yıllık süreye tabidir. Eylemin aynı zamanda suç oluşturması durumunda uzamış (ceza) zamanaşımı uygulanacaktır. Haksız fiil tarihi itibariyle eylem 765 sayılı TCK 383 ve 102/4 maddesi kapsamında olup, bu nevi suçlarda ceza zamanaşımının 5 yıl olduğu dikkate alındığında, ıslah dilekçesinin verildiği 16/12/2013 tarihinde olay tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan BK. 60/1-2 maddesinde öngörülen 1-10 yıllık zamanaşımı süresinin ıslah edilen miktar yönünden dolduğu anlaşılmaktadır. Belirtilen nedenle ıslah
-/-
-3-
...
edilen miktar yönünden davanın reddine dair karar doğru olup kararın onanması gerekirken, bozulmuş olduğundan davalıların karar düzeltme istemi HUMK"nun 440-442. maddeleri uyarınca kabul edilmeli, davacı yararına olan bozma kararı kaldırılmalı ve karar gösterilen nedenlerle davalı temyizi yönünden onanmalıdır.
2-a) Mahkemece davalılardan ...l, ..., ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat yönünden vekalet ücreti verilmiş fakat reddedilen maddi tazminat üzerinden vekalet ücreti verilmemiştir. Bu nedenle; mahkemenin kısmen kabul kararının, vekâlet ücreti yönünden düzeltilerek onanması gerekirken, bu hususun gözetilmemiş olması doğru değildir. Şu halde, davalıların karar düzeltme istemi kabul edilmeli, Dairemizin şimdilik incelenmesine yer olmadığına kararı kaldırılmalı ve bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar açıklanan nedenle HUMK"un 438/son maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
b) 6100 sayılı HMK 326. maddesi uyarınca yargılama giderleri aleyhinde hüküm verilen taraftan alınır, davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde yargılama giderleri konusunda davalılar aleyhine olacak biçimde fazla miktara hükmedilmesi doğru olmamıştır. Şu halde, davalıların karar düzeltme istemi kabul edilmeli, Dairemizin şimdilik incelenmesine yer olmadığına kararı kaldırılmalı ve bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar açıklanan nedenle HUMK"un 438/son maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 440-442. maddeleri gereğince yukarıda (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalılar ...., ... ve ... vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 13/05/2015 gün, .... karar sayılı bozma kararının kaldırılmasına, kararın yukarıda (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davacı temyizi yönünden onanmasına, (2/a) numaralı bentte gösterilen nedenlerle hüküm fıkrasının, 4. bendinin sonuna “reddedilen maddi tazminat yönünden 5310,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılardan ....., ..."e verilmesine,” cümlesinin eklenmesine, yine hüküm fıkrasının 8 bendinin silinerek yerine “Davacı tarafından yapılan 425,00 TL yargılama giderinin davalı ... ...l"den alınarak davacıya verilmesine, bu miktarın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 66 TL sinden davalılar ... ..., ..."ün sorumlu tutulmasına” cümlesinin yazılmasına ve kararın düzeltilmiş bu biçimi ile ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının önce temyiz eden davacıya yükletilmesine, tashihi karar talep eden davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/06/2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
....
-/-
-4-
...
KARŞI OY YAZISI
1086 sayılı HUMK"na göre Islah, taraflardan birinin yapmış olduğu bir usul işlemini tamamen veya kısmen düzeltmesine denir (m.83)
Medeni Usul Hukukumuzda iddia ve savunmanın teksifi ilkesi geçerli olduğu, bunun karşı tarafın rızası olmadan değiştirilemeyeceği için iddia veya savunmasını değiştirmek ve genişletmek isteyen tarafın başvurabileceği yol ıslah müessesesidir.
Islahın konusu; yapılan usul muamelesi olup, bunu yapan taraf dava sebebi, müddeabih ve talep neticesinin değiştirebilir. Ancak müddeabih artırılamaz ve taraf değiştirilemez (m.87)
Ancak Anayasa Mahkemesi 20/07/1999 tarihli kararı ile HUMK"nun 87. maddesini iptal ettiğinden artık davada müddeabihin de ıslah yolu ile artırma yolu açılmıştır.
Islah yargılamanın bitimine kadar yapılabilir (m.84) Islah; bir tarafın mahkemeye karşı yazılı veya karşı taraf hazır ise sözlü olarak tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile yapılır. Islahın yapılması mahkemenin veya karşı tarafın kabulüne bağlı değildir.
Alacak-zarar miktarını yahut değerini tam olarak bilemeyen davacının fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak açtığı davada, yargılama sırasında dava değerinin dilekçede belirtilenden fazla çıktığında davacı bu kısmı HUMK"un 84. maddesine göre yargılamanın sonucu kadar ıslah ederek dava edebilir. Bu kısım ek dava niteliğinde değildir.
Zamanaşımı; hukuki mahiyeti olarak bir def"i olup, borcun kendisini ortadan kaldırmaz ancak borca bağlı dava hakkını ortadan kaldırır.
Dava ilk açıldığı tarihteki zamanışımı hükümlerine tabi olup, yapılan ıslahla istenen kısım için artık zamanaşımı söz konusu olmayacaktır. Anlatılan bu hususlar alacaklının dava açacağı miktar ve değeri tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olmadığı ve objektif olarak imkansız olduğu haller için olup, davanın miktarı bilinen veya tespit edilebilen durumlar için değildir.
Uygulamada, zaman içerisinde davacının bu fazla kısmı, davayı genişletme yasağı içerisinde, hak arama özgürlüğünün aksine yasakla karşılaşması, yeni davalar açarak usul ekonomisine aykırı durumları ortadan kaldırmak için kanun koyucu 01/10/2011 tarihinde yürürlüğü giren 6100 sayılı HMK"nın 107. maddesindeki "Belirsiz alacak ve tespit davası" açma kolaylığını getirmiştir. Maddede "Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olaraka belirleyebilmenin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklı hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir."... "alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir."
Buna göre davacı iddianın genişletilmesi yasağı olmadan, karşı tarafın rızasına ve ıslaha gerek kalmaksızın talep sonucunu artırabilecektir. Artırılacak bu kısım için artık zamanaşımı söz konusu olmayacağı, davanın açıldığı tarihte zamanaşımının kesileceği kabul edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle ıslahta zamanaşımı olmayacağından sayın çoğunluğunun aksi yöndeki görüşüne katılmıyorum. 14/06/2016
...