1. Hukuk Dairesi 2016/18193 E. , 2017/171 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın davalı ... yönünden husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, murisleri ...’in maliki bulunduğu 150 ada 14, 120 ada 12, 125 ada 105 parsel sayılı taşınmazlarını davalı ...amadı davalı ...’e, yine maliki bulunduğu 50 KC 489 plakalı aracını davalı ...’ın oğlu davalı ...’e devrettiğini, devirlerin davacılardan mal kaçırma amacı taşıdığını muvazaalı olduğunu ileri sürerek, kayıtların iptali ile adlarına veraset ilamında belirtilen hisseleri oranında tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, satış işlemlerinin gerçek olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın reddine ilişkin verilen karar Dairece, “ Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılmıştır. Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa olup, söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706., Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındak i beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
./..
Bu durumda tarafların tüm delilleri toplanarak araştırma ve inceleme yapılması, dava konusu taşınmazlar yönünden yukarıda açıklanan ilkelerin gözetilmesi, traktör bakımından ise Türk Borçlar Kanunu"nun 19. maddesi değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamından sonra yapılan yargılama sonucunda, davalı ... yönünden husumet yokluğundan davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle miras bırakanın davalı ... ve Adil’e yaptığı temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı bedelsiz ve muvazaalı olduğu saptanarak Kozaklı Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/28 Esas, 2012/35 Karar sayılı veraset ilamındaki mirasçılar payları oranında davacılar adına tescile karar verilmesinde isabetsizlik bulanmadığından davalı ...’in buna yönelik temyiz itirazı yerinde değildir. Reddine.
Davalı ...’un diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil istemi belirterek açılmış, davalı ...’a temlik edilen taşınmazların tapu kaydının iptali ve davalı ...’e devredilen traktörün kaydın iptali ile davacıların payları oranında tescili istenmiş, dava kabul edilmiştir. Ancak hükümde taşınmazların tüm değeri üzerinden ve davalı ...’un davalı ... ile harç ve vekalet ücreti yönünden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Mirasbırakanın, davalı ..."a temlik ettiği taşınmazlar ve davalı ..."e devrettiği traktöre yönelik olarak işlemlerin iptali istemli davada, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olduğu açıktır.
Bu durumda, davalı ... yönünden taşınmazların, davacıların payına düşecek miktarı dikkate alınarak vekâlet ücretine ve harca hükmedilmesi gerekirken, taşınmazların tüm değeri üzerinden ve davalı ... ile müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması doğru değil ise de, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükümde 4 numaralı bentteki "" keşifte belirlenen değer üzerinden alınması gerekli 2.471.80 TL nispi harçtan peşin olarak alınan 662.25 TL"nin mahsubu ile bakiye 1.809.25 TL harcın davalılar....den müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına"" cümlesinin çıkartılarak "" bilirkişi raporu ile belirlenen taşınmazların değerinin davacıların payına isabet eden kısmı için hesaplanan 963.-TL harçtan bozmadan önceki kararla alınan 662,25.-Tl harcın mahsubu ile bakiye 300,75.-TL harcın 141,00-TL"sinin davalı ..."dan, 159,75.-TL"sinin davalı ..."den tahsili ile hazineye gelir kaydına" ibaresinin yazılmasına, hükümde 5 numaralı bentteki “ davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden keşifte belirlenen değer üzerinden alınması gerekli 4380,00.-TL nisbi ücreti vekâletin davalılar Ertuğrul ve ..."den alınarak davacılara verilmesine" cümlesinin çıkarılarak yerine "davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden bilirkişi raporu ile belirlenen değer üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12.maddesi nazara alınarak hesaplanan 1500,00.-TL vekâlet ücretinin davalı ..."den, 1500,00.-TL vekâlet ücretinin davalı ..."dan tahsili ile davacılara verilmesine" ibaresinin yazılmasına, davalı ..."in bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.