1. Hukuk Dairesi 2015/741 E. , 2017/174 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın açılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi... "in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.
Davacı, murisi... 29.06.1993 tarihinde davalı ...’ye vekaletname verdiğini, davalının bu vekaletnamedeki yetkileri kötüye kullanarak davalılar adına temliklerde bulunduğunu ileri sürerek, davalılar adına olan tapu kayıtların iptaline ve tescile karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, takip edilmediğinden işlemden kaldırılan dosyanın yasal sürede yenilenmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin hangi yargı mercisinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir. 6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 27. maddesi hükmünde çok açık bir şekilde vurgulanan temel kurala göre, mahkeme, tarafları dinlemeden, onları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez. Bu bakımdan davetin ve bunun yazılı şeklinin (davetiyenin) davadaki önemi büyüktür. Asıl olan tarafların huzurunda yargılamanın yürütülmesi olmakla birlikte, hukuk mahkemelerinde, taraflar yargılamaya katılmasalar bile mutlaka duruşmadan haberdar edilmelidirler.
./..
Kanunun duruşmaya gelinmese dahi ilgilinin yokluğunda davaya devam edilip karar verilmesine usulün olanak tanıdığı hallerde, açıklanan biçimdeki uyarıyı taşıyan davetiyenin tebliğ edilmesinden ve yasaya uygun biçimde taraf teşkilinin tamamlanmasından sonra işin esasına girilmesi, deliller toplanarak bir sonuca ulaşılması gereklidir. Değinilen işlemleri nedeniyle tebligat, bilgilendirme yanında, belgelendirme özelliği de bulunan bir usul işlemidir. Bu nedenle tebliğ ile ilgili 7201 sayılı Tebligat Kanunu (TebK) ve Tüzüğü hükümleri tamamen şeklidir. Kanun ve Tüzüğün amacı,tebliğin muhatabına ulaşması, konusu ile ilgili olarak kişilerin bilgilendirilmesi ve bu hususun belgeye bağlanmasıdır. Hal böyle olunca, kanun ve tüzük hükümlerinin en ufak ayrıntılarına kadar uygulanması zorunludur.
Dava dilekçesinde davacının adresi ... Caddesi no:6/1iç kapı no: 7 Bakırköy, İstanbul adresine yapılmış, sonraki tebligatlar dava dilekçesindeki adreslere tebliğ edilmiştir.
Tebligat Kanunun 10. maddesine göre; Kural olarak tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, aynı Yasa"nın 10/2 maddesi gereğince muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.
Mahkemece yasal düzenlemeye aykırı olarak, davacının bildirilen ve bilinen yargılama aşamasında tebligat yapılan son adresine muhtıranın tebliğ gerekirken, adres kayıt sistemindeki adrese tebliğ yapılması isabetsizdir.
Hâl böyle olunca, davacıya tebligatların yapıldığı bilinen Ataköy 2. Kısım H-1 apt. K 8/7 Bakırköy, İstanbul adresine tebligat yapılarak eksik harcı tamamlaması için olanak sağlanması, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Öte yandan, bilindiği üzere, 20.07.2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan, Vakıflar Genel Müdürlüğüne ve Hazineye devredilen kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarının “Devir işlemlerine ilişkin tedbirler” 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesinde düzenlenmiştir.
6749 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanunun m.2/c bendi kapsamında davalı ... Vakfının kapatılmasına karar verilmiştir.
675 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 16/1 maddesinde “20/07/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanaları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17.08.2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15.08.2016 tarihli ve 670 Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle ret kararı verilir. Bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır” hükmüyle “Dava ve takip usulü” belirlenmiştir.
../...
Eldeki davada, davalı ..."nın Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan vakıf olup davanın 17.09.2012 tarihinde açıldığı saptanmıştır.
Hâl böyle olunca, davalı ... hakkındaki davanın 17.08.2016 tarihinden önce açılmış olması nedeniyle, mahkemece, 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 5. Maddesi ve 675 sayılı KHK’nin 16/1 maddesi doğrultusunda incelenip değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,12.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.