3. Hukuk Dairesi 2016/22384 E. , 2018/9446 K.
"İçtihat Metni".......
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, düğünde takılan 22 ayar hasır set, 12 adet 22 ayar bilezik, 1 adet 18 ayar bilezik, 1 adet 14 ayar yüzük, 15 çeyrek altınların davalı koca tarafından alındığını belirterek aynen iadesini bunun mümkün olmaması halinde ziynet bedeli olarak 10.767,00 TL tutarındaki bedele hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, hiçbir zaman ziynetlerini istemediğini, davacının beyanlarının çelişkili olduğunu, davacının eşyalarını yanında götürdüğünü ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, çeyiz eşyalarına ilişkin talebin feragat nedeni ile reddine, ziynet eşyalarına ilişkin talebin kabulü ile aynen iadesi mümkün olmadığından ziynet eşyası bedeli olan 15.680,00 TL"nin 10.767,00 TL"sinin dava tarihinden, 4.913,00 TL"sinin ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Uyuşmazlık, ziynet eşyalarının aynen iadesine mümkün olmaması halinde bedelinin tahsiline ilişkindir.
1- Bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nın 297. maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Buna göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Diğer taraftan, İİK"nın 24/4.maddesi gereğince; aynen iadeye karar verilmesi halinde iade edilecek eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gram ağırlığı gibi özelliklerinin ayrıntılı belirtilmesi gerekir. Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olur.
./..
-2-
Mahkeme hükmünde, "ziynet eşyası bedeli olan 15.680,00 TL"nin 10.767,00 TL"sinin dava tarihinden, 4.913,00 TL"sinin ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine" ifadesi ile yetinilmiş, bedeli hakkında hüküm kurulan ziynetlerin cinsi, niteliği, özellikleri, gramı ayrı ayrı yazılmamış, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır.
Bedeli hüküm altına alınan ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin hükümde ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde HMK"nın 297. maddesine aykırı hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2- HMK 26.maddesi hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır.
Dava konusunu, davacı belirler. Mahkeme de ancak davacı tarafından belirlenen konuda karar verebilir. Mahkemece, davacının talebinden fazlasına da karar verilemez. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
Somut olaya gelince; davacı tarafından 22 ayar hasır set, 12 adet 22 ayar bilezik, 1 adet 18 ayar bilezik, 1 adet 14 ayar yüzük, 15 çeyrek altınların talep edilmiş olmasına rağmen bilirkişi raporunda 22 ayar set, 22 ayar 10 adet çeyrek, 22 ayar 5 adet bilezik ve 14 ayar 1 adet kolyenin tespit edilerek değerlerinin 15.680,00 TL olarak belirlendiği, mahkemece rapor esas alınarak karar verildiği anlaşılmıştır. Davacının 14 ayar 1 adet kolye talebi olmamasına rağmen taleple bağlılık ilkesine aykırı şekilde hesaplamaya bu altın bedeli de dahil edilerek hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
O halde mahkemece yapılacak iş; davacının ziynet eşyası talebi yönünden taleple bağlılık ilkesi gözetilmek suretiyle infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde hüküm kurulması gerektiği dikkate alınarak yeniden inceleme ve değerlendirme yapıp karar vermek olmalıdır.
3- Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenle davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"un 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
........