3. Hukuk Dairesi 2016/22366 E. , 2018/9451 K.
"İçtihat Metni"......
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının sözleşmeli uzman kadrosunda çalıştığını, uzman veya uzman yardımcısı kadrosunda çalıştırılan personele 17.04.2006 tarihli 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu kararına ekli 3 sayılı cetvelin "E. Denetim Tazminatı" bölümünde öngörülen denetim tazminatı ödenmekte iken.......alınan 20.04.2009 tarihli 5084 sayılı yazıda 5429 sayılı .........yürürlüğe girmesinden sonra ödenmemesi gerektiği ve ödemelerin geri alınması gerektiği bildirildiğinden sözleşmeli olarak uzman kadrosunda görevli davalı ..."ya 29.11.2005–14.01.2009 tarihleri arasında denetim tazminatı olarak ödenen 3.365,38 TL"nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, kurumda uzman olarak görev yaptığını, denetim tazminatının yalnızca davalıya değil tüm uzmanlara ödendiğini, açık hatanın bulunmadığını, ..... İçtihatları Birleştirme Kurulu"nun 22.12.1973 tarihli 1968/8 esas 1973/14 karar sayılı kararına göre, idarenin yokluk, açık hata, memurun gerçek dışı beyanı veya hilesi hallerinde süre aranmaksızın hatalı ödediği meblağı her zaman geri alabileceği, bunun dışında kalan hallerde hatalı ödemelerin istirdadı, hatalı ödemenin yapıldığı tarihten başlamak üzere dava açma süresi içinde istenebileceğini, ancak bu sürenin geçtiğini bildirerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Anılan karar Dairemizin 2010/ 6508 Esas, 2010/8108 Karar sayılı ve 06.05.2010 tarihli kararı ile “... 1984/997 Karar sayılı kararı ile, idarenin herhangi bir şart tasarrufuna dayanmayan salt hatalı ödemelerin idare tarafından ........ sebepsiz zenginleşme kurallarına göre istenebileceği açılanmıştır. Bu durumda herhangi bir şart tasarrufuna
......
dayanmayan salt hatalı ödemenin BK haksız iktisap kuralları çerçevesinde istenip istenemeyeceği tartışılmadan yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra verilen 26.04.2016 tarihli son kararında; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu alacak, ödenmemesi gerektiği iddia olunan denetim tazminatının ödenmesi nedeniyle davalıya yapılan fazla ödemenin tahsiline ilişkindir.
1- Kural olarak bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar.
Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2013/13-597 E, 2014/62 K sayılı ilamında da vurgulandığı üzere; “Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen biçimde inceleme ve araştırma yapmak ve yine o kararda belirtilen hukuksal esaslar gereğince karar vermek yükümlülüğü oluşur. Bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen ilkelere aykırı bulunması, usule uygun olmadığından bir bozma nedenidir. Bozma kararı ile dava, usul ve yasaya uygun bir hale sokulmuş demektir. Bozmaya uyulduktan sonra buna aykırı karar verilmesi usul ve yasaya uygunluktan uzaklaşılması anlamına gelir ki, böyle bir sonuç kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturur. Buna göre, Yargıtay’ın bozma kararına uymuş olan mahkeme, bu uyma kararı ile bağlıdır. Bozma kararında gösterilen biçimde inceleme yapmak, yada gösterilen biçimde yeni bir hüküm vermek zorundadır. Aynı ilke, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 05.02.2003 gün ve 2003/ 8-83 E., 2003/72 K.; 17.02.2010 gün ve 2010/9-71 E., 2010/87 K. sayılı ilamlarında da benimsenmiştir.
Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay"ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
Yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde; mahkemece bozma ilamına uyulmuş olmakla 06.05.2010 tarihli bozma ilam gereğinin yerine getirilmemesi doğru görülmemiştir.
2- Dava konusu fazla ödemenin, idarenin bir şart tasarrufuna dayanmadığı, salt hatalı ödemeden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
TBK 77/1 maddesine göre; zenginleşen başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; TBK"nın 79 ve 80.maddelerinde "aynen geri verme ilkesi"ne göre düzenlenmiştir.
Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır.
../...
-3-
Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Yanlışlık eda ile ilgili olup, edada bulunanda bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır.
Bu husus ....... 07/03/2012 tarihli 2012/125 Karar sayılı ilamında da "hiçbir hukuki dayanağı olmayan, şart tasarrufa da konu olmayan hatalı ödemelerin, borçlar hukukunun sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri alınmasına karar verilmesi gerekir" belirtilerek vurgulanmıştır.
Somut olayda iade işlemi.........21.06.2012 tarihli, 2011/282 Esas ve 2012/894 Karar sayılı kararı ile idare işlemi ödeme tarihinden itibaren 60 günlük yasal süre geçtikten sonra istenemeyeceği gerekçesiyle iptal edilmiş olup, yukarıda yazılı olduğu üzere şart tasarrufa dayanmayan dava konusu ödeme için sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yanılgılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK"un 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK" nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"un 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...........