Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/22906
Karar No: 2012/32870

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/22906 Esas 2012/32870 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2012/22906 E.  ,  2012/32870 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Erdemli İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 12/04/2012
    NUMARASI : 2011/194-2012/72

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için  Tetkik Hakimi tarafından  düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    Alacaklı tarafından başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte, borçlunun usulsüz yapıldığı iddiasıyla ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, ihalenin satış ilanında belirtilen saatte bitirilmediği gerekçesi ile ihalenin feshine karar verildiği anlaşılmıştır.
    İİK.nun 8/son maddesi gereğince, icra ve iflas dairelerinin tutanakları, hilafı sabit oluncaya kadar muteberdir. Bu tutanakların aksi tanıkla ispat edilemez.
    Somut olayda, şikayete konu ihale tutanağında yer alan başlama ve bitiş saatinin satış ilanında belirtilen saatlere uygun olduğu görülmektedir. Bu durumda, mahkemece, tanık beyanları esas alınarak söz konusu ihale tutanağının içeriğinin aksinin ispat edildiğinin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir.
    Ancak, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memuruna imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükmü yer almaktadır. Madde metni, iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki “adreste bulunmama”, diğeri ise “tebellüğden imtina”dır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Tüzüğünün 28. maddesinin birinci fıkrasında; “Muhatap veya adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak kendisinin imzalaması gerekir.” hükmü öngörülmüştür.
    Burada Tüzüğün 28. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp,  tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde, yapılan işlemin, usulüne uygun olup olmadığı, hakim tarafından denetlenebilir.
    Muhatabın, tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak, maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir. Tahkikatta muhatabın adresten kesin olarak ayrıldığının ya da öldüğünün tespiti halinde ise Tüzüğün 28. maddesinin 2., 3., 4. fıkraları gereğince işlem yapılacaktır.
    Bu itibarla; Tüzüğün 28. maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, imzadan çekinmeleri halinde, bu husus da belirtilerek, muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği “tevsik edilmeden”, Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersizdir. Zira bu belgeleme işlemi, devamı işlemleri belirlemesi yanında muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve hakimin denetimini sağlayacaktır.
    Tebligat Kanununun 21. maddesine göre yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi, maddenin son cümlesinde açıkça belirtildiği üzere, iki numaralı fişin, yani ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihtir. Tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesi ve geçerli sayılabilmesi, tebliğ memurunun yukarıda açıklanan araştırmayı mutlaka yapmasına ve belgelemesine bağlıdır.
    Şikayetçi borçluya yapılan satış ilanı tebliğ belgesinin incelenmesinde, tebliğ memurunun,  muhatabın gösterilen adreste geçici ve kısa süreli bulunmama sebebini tespit ettiği, ancak, beyanına göre tespit yaptığı kişinin imzasını almaksızın veya imzadan imtina etmişse buna dair şerh yazılmaksızın yukarıda açıklanan maddeye aykırı şekilde   tebligatı yaptığı anlaşılmaktadır. Bu durumda,  borçluya satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir.
    Yine, İİK. nun 106–144.maddelerinde paraya çevirme ile ilgili hükümler yer almış, aynı Kanunun 129/2.maddesine göre, artırma bedelinin taşınmaz için tahmin edilmiş olan kıymetin ikinci ihale gününde satış yapılması halinde en az % 40’ını bulması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını karşılaması zorunlu kılınmıştır. Bu durumda satış bedelinin, tüm icra masraflarını değil, paraya çevirme ve paylaştırma giderlerini geçmesi gerektiğinin hüküm altına alındığı görülmekte, satış talebinden ihale tarihine kadarki paraya çevirme ve paylaştırma giderlerinin hesaplamada dikkate alınması gerekmektedir. Satışı istenen taşınmazın kıymetinin takdiri hakkındaki İ.İ.K.’nun 128.maddesi paraya çevirme başlığını taşıyan III. bölümde bulunmaktadır. Bu nedenle taşınmazın kıymetinin belirlenmesi için yapılan keşif ve bilirkişi masraflarının da tıpkı ilan giderleri gibi paraya çevirme masrafı olarak kabulü gerekir.
    Taşınmazın ikinci ihale günü satıldığı ve 37.050,00-TL. olan satış bedelinin; 90.000,00- TL. tahmini değerin %40’ı olan 36.000,00-TL.’ye  gazete ilanı için sarf edilen gider olan 826,35-TL.’ nin ve 300,00-TL. kıymet taktiri giderinin eklenmesi halinde oluşan miktarı dahi karşılamadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki, paraya çevirme giderlerine satış
     yolluğu ve tebligat giderlerinin de ilavesi gerekir.  İİK. nun 129/2.maddesi gereğince, bu husus mahkemece  re’sen gözetilmelidir.
    Bu nedenlerle mahkemenin ihalenin feshi yönündeki kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan onanması gerekmiştir.
    SONUÇ  : Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), 21.15 TL onama harcı alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi