Abaküs Yazılım
17. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/1716
Karar No: 2018/7004

Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2016/1716 Esas 2018/7004 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Mahkeme, hırsızlık suçuyla ilgili olarak verilen yerel mahkeme kararının temyiz edilmesi üzerine inceleme yapmıştır. Kararda, ceza muhakemesinde savunma hakkının kısıtlanmaması için son sözün sanığa verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ancak bu kurala uyulmadığı durumlarda hükümün bozulacağı vurgulanmıştır. İnceleme sonucunda, yargılamanın sona erdirilip hüküm kurulmadan önce son söz alacak tarafın sanık olduğu, son sözün mutlaka sanığa verilmesi gerektiği, bu kurala uyulmamasının savunma hakkının kısıtlanması anlamına geldiği ifade edilmiştir. Kararda, CMK'nın 216/3. maddesine atıfta bulunulmuştur. Bu madde, \"Delillerin tartışılması\" başlığı altında, hükümden önce son sözün mutlaka hazır bulunan sanığa verilmesini düzenlemektedir.
17. Ceza Dairesi         2016/1716 E.  ,  2018/7004 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık
    HÜKÜM : Mahkumiyet


    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    1412 sayılı CMUK"nun 251. maddesine benzer hükümler içeren 5271 sayılı CMK"nın “Delillerin tartışılması” başlıklı 216. maddesinin üçüncü fıkrasında; “Hükümden önce son söz, hazır bulunan sanığa verilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Bu hüküm uyarınca katılmış olduğu takdirde son söz mutlaka sanığa verilerek duruşma bitirilecektir. Ceza muhakemesinde sanığın en önemli haklarından biri de savunma hakkı olup, hazır bulunduğu oturumda son söz sanığa verilmeden hüküm kurulması, savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracaktır.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 31.01.2017 gün ve 59-39; 01.03.2016 gün ve 216-109; 03.03.2015 gün ve 170-20; 03.06.2014 gün ve 1207-309; 29.01.2013 gün ve 1406-30; 28.04.2009 gün ve 77-111; 29.01.2008 gün ve 193-7; 04.12.2007 gün ve 246-261; 25.04.2006 gün ve 3-124; 06.07.2004 gün ve 138-159 sayılı kararlarında açıkça belirtildiği üzere, savunma hakkı ile yakından ilgili olan son sözün sanığa ait bulunduğuna ilişkin usul kuralı emredici nitelikte olup, bu kurala uyulmaması hukuka kesin aykırılık oluşturmaktadır.
    Kovuşturmanın sona erdirilip hükmün kurulması ve tefhimine geçilmesinden önce son söz alan tarafın sanık olması gerektiği şeklinde anlaşılması gereken “Son sözün sanığa verilmesi” kuralına uyulmaması hali, gerek “Savunma hakkının sınırlandırılamayacağı” ilkesine gerek CMK"nın 216. maddesinin üçüncü fıkrasına açık aykırılık teşkil edecek ve bu durum temyiz incelemesi aşamasında hükmün esasına geçilmeden önce bozma nedeni kabul edilecektir.
    Açıklanan gerekçelerle yapılan yargılamanın 17.06.2014 tarihli son oturumunda duruşma zaptının üst kısmında, açılan celsede hakkında beraat kararı verilen sanık ... ve mahkumiyet kararı verilen sanık ...’in geldiği, başka gelen olmadığı belirtilerek devam eden celsede hazır olduğu belirtilen sanıklardan esas hakkındaki savunmaları alınarak, ayrı ayrı son sözlerinin sorulduğunun belirtildiği, ardından hükmün açıklandığı, ancak kararın kanun yolu kısmında hakkında mahkumiyet kararı verilen ve duruşma zaptına göre duruşma başladığında hazır olmayan ancak sonradan geldiği anlaşılan ve temyiz talebinde bulunan sanık ... ile ilgili olarak "Dair sanıklardan ... ile ... ile (Bu arada sanık ..."da yerine alındı), sanık ..."nın yüzüne karşı," şeklindeki ifadeyle kararın açıklandığı, her ne kadar duruşmaya başlanıldığında huzurda sanığın gelmediği anlaşılsa da sonrasında karar okunurken hazırda bulunduğu anlaşılan sanık ... hakkında, diyecekleri tespit edilip, savunma hakkı ile yakından ilgili bulunan CMK"nın 216/3. madde ve fıkrasına aykırı olarak, son söz hazır bulunan sanığa verilmeden yargılama bitirilmek suretiyle hükümlerin kurulması ve tefhim edilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."nın temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 15.05.2018 günü oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi