Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4240
Karar No: 2018/9464
Karar Tarihi: 03.10.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/4240 Esas 2018/9464 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/4240 E.  ,  2018/9464 K.

    "İçtihat Metni"

    ......

    Taraflar arasındaki tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalılardan...... maliki bulunduğu ...... sayılı 28 Kapı Numaralı taşınmazda 01/04/2013 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, henüz kira sözleşmesi hükmen veya rızaen sona ermeden bu kez davalı vakfın aynı yeri, 17/09/2012 noter onay tarihli kira sözleşmesi ile diğer davalı şirkete otel ve alışveriş merkezi yapılmak üzere 49 yıllığına kiraya verdiğini öğrendiğini, davalılar arasında akdedilen sözleşmenin mükerrer sözleşme olduğunu, sırf kendisini tahliyeye zorlamak amacıyla haksız müdahale olduğunu, davalılar tarafından kendisinin kiracısı bulunduğu yerin bitişik nizamda olan bir diğer gayrimenkulde haksız ve hukuka aykırı bir şekilde tüm binayı kapatacak şekilde iskele kurmak suretiyle inşai faaliyete başlandığını, kiracıların bu şekilde tahliyeye zorlandığını belirterek davalılar aleyhine tazminat hakları saklı olmak üzere kiracısı bulunduğu yere ilişkin davalılar arasında akdedilen 49 yıllık kira sözleşmesinin mükerrer sözleşme olduğundan geçersizliğinin tespitine ve bu sözleşmenin feshine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar; davacı tarafın mükerrer sözleşme iddiasının dayanaksız olduğunu, davacının kiracı olduğu yerin 47 parsel olmasına rağmen bitişikteki 48 parselle ilgili sözleşme sunduğunu, bu nedenle de davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davacı ile Vakıf arasındaki sözleşmenin geçerli olduğunu, ......le diğer davalı şirket arasında yapılan kira sözleşmesinden etkilenmeyeceğini, kira sözleşmesinin fesih sebeplerini gerçekleşmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
    ......

    Mahkemece; davacının 461 ada 47 parselde kiracı olarak bulunduğu, davalılar arasındaki kira sözleşmesinin ise 48 parselle ilgili olduğu ayrıca davalı kiraya veren vakfın davacı ile olan kira sözleşmesinin geçerli olduğuna dair beyanı bulunduğu, davalılar arasında yapılmış olan kira sözleşmesinin davacının kiracı olduğu taşınmazın kira sözleşmesini etkilemediği gibi yapılan sözleşmenin her iki davalı arasında olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden (re’sen) araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar.
    Yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
    Nitekim, 07.06.1976 gün ve 3/4-3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde yeralan “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.” şeklindeki açıklama ile de aynı ilkeye, vurgu yapılmıştır.
    Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasanın 141/3.maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı ...nun 297. (Mülga HUMK.nun 388.) maddesi, işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir. Yine ...nun 27.maddesinin (HUMK.nun 73.m) 2. bendi “c” bölümünde de hukuki dinlenilme hakkının “Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini” de içerdiği açıklanarak bu husus vurgulanmıştır.
    Öte yandan, mahkeme kararlarının taraflar, bazen de ilgili olabilecekleri başka hukuki ihtilaflar yönünden etkili ve bağlayıcı kabul edilebilmeleri, başka bir dava yönünden kesin hüküm, kesin veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi hukuksal değerlendirmeler de bu kararların yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür.
    ....
    Somut olayda; davacı ile davalılardan ... arasında imzalanan 01.04.2013 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli sözleşme konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesi ve mevcut tapu kaydının incelenmesinden kiralanan yerin 461 ada 47 parsel sayılı taşınmazda kayıtlı, ....... numaralı taşınmaz olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı dava dilekçesinde geçersizliğinin tespitini istediği sözleşmenin davalılar arasında düzenlenen ve noter onay tarihi 17.09.2012 olan sözleşme olduğunu belirterek talepte bulunmuş ise de; maddi hatanın düzeltilmesine ilişkin 01.07.2015 havale tarihli dilekçesinde; davanın konusunu oluşturan geçersizliğinin tespitini istediği sözleşmenin sehven davalılar arasında imzalanan ve 17/09/2012 noter onay tarihli...... Kiralanmasına İlişkin Sözleşme’ olarak bildirildiğini ancak talebinin, yine davalılar arasında imzalanan 03.12.2013 noter onay ve 18.11.2013 başlangıç tarihli, ‘..... parsel nolu Taşınmazın Yeniden İnşaatı Karşılığında Kiralanmasına İlişkin Sözleşme’nin geçersizliğinin tespitine yönelik olduğunu, bu nedenle de dava dilekçesinde yapılan maddi hatanın düzeltilmesini istediğini bildirmiştir. Bu durumda Mahkemece; davacının taleplerinin tereddüde yer bırakmayacak şekilde, sunulan maddi hatanın düzeltilmesine ilişkin dilekçe çerçevesinde, 461 ada 475 sayılı parselde kayıtlı,.......6 kapı numaralı taşınmaza yönelik olarak değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davalılar arasındaki kira sözleşmesinin 48 numaralı parselle ilgili olduğu belirtilmek suretiyle davalılar arasında yapılmış olan işbu kira sözleşmesinin davacının kiracı olduğu taşınmazın kira sözleşmesini etkilemeyeceği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
    ......



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi