4. Hukuk Dairesi 2015/7085 E. , 2016/8005 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 11/01/2011 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 27/01/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
a) Dava, kasten yaralama eylemi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı, olay tarihinde davalı tarafından balta ile kafa kemiğinde kırık oluşacak şekilde yaralandığını belirterek, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı, kusurlu olduğunun tespiti için ceza dosyasının kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğini, davacının eylemlerinin haksız tahrik oluşturduğunu, bunun tazminata hükmedilirken göz önüne alınması gerektiğini, istenen tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda maddi tazminat isteminin kabulüne ve manevi tazminat isteminin bir bölümünün kabulüne karar verilmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 53. (TBK/74) maddesi gereği ceza mahkemesinde verilen beraat kararı hukuk hakimini bağlamaz ise de hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız olmayıp ceza mahkemesinin maddi vakıaların belirlenmesine ilişkin mahkumiyet kararı hukuk hakimi yönünden bağlayıcı olup taraflar yönünden kesin delil niteliği taşıyacaktır.
Dosya kapsamından; olay nedeniyle ...Ağır Ceza Mahkemesinde sanık olarak yargılanan davalıya silahla kasten yaralama suçundan verilen hapis cezasından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 29. maddesi gereğince 1/4 oranında haksız tahrik indirimi yapıldığı ve hükmün Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davaya konu olayda; davalının eylemini haksız tahrik altında gerçekleştirdiği maddi vakıa olarak kesinleşmiş ceza kararı ile tespit edilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda geçici iş göremezlik tazminatının hesaplanması sırasında tahrik nedeni ile herhangi bir indirim yapılmamıştır. Bu durumda; mahkemece davacının müterafik kusurunun varlığı göz önünde bulundurularak BK’nın 44/1. maddesi uyarınca maddi tazminattan haksız tahrik nedeniyle indirim yapılması gerekirken yazılı şekilde istemin tamamının kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup; kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
b) Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;
818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 47. (6098 sayılı TBK’nın 56.) maddesi gereğince hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olaya gelince; olayın meydana geliş biçimi, olay tarihi, davacının yaralanmasının niteliği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı azdır. Yerel mahkemece daha üst düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2/a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına, (2/b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, tarafların diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 16/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.